11. Hukuk Dairesi 2016/6613 E. , 2016/8152 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
... 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/01/2016 tarih ve 2015/1504-2015/1504 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi karşı taraf (alacaklı) vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Alacaklı vekili; kambiyo senedine dayalı olarak ihtiyati haciz talebinde bulunmuş, mahkemece talebin kabulüne karar verilmiştir.
İhtiyati hacze itiraz eden (borçlu) vekili; borca ve yetkiye itiraz etmiş, müvekkilinin yerleşim yeri adresinin ... olduğunu, yetkili mahkemenin ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin olduğunu savunarak ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını savunmuştur.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; HMK"nın 6. maddesi gereğince yetkili icra dairesinin borçlunun yerleşim yeri mahkemesi olduğu, borçlu şirketin iş adresinin ... olduğu gerekçesiyle yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine ve ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kararı, karşı taraf (alacaklı) vekili temyiz etmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, dava konusu götürülecek borçta, ifa yeri olan alacaklının yerleşim yerinin ..."te olması, HMK 10 maddesi ile sözleşmenin yapıldığı yer (keşide yeri) mahkemesinin (... Asliye Ticaret Mahkemesi) yetkisiz bulunmasına göre karşı taraf (alacaklı) vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle karşı taraf (alacaklı) vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 17/10/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Poliçenin ve bononun e TTK. m. 620 uyarınca poliçede muhataba, bonoda ise tanzim edene ibrazı gerekir. Poliçenin ve bononun vadede ve 620"nci maddede gösterilen süre içinde ibraz edilmesi ödenmemesi halinde ise, poliçenin muhatabına ve bononun ise tanzim edenine karşı protesto düzenlettirilmesi lazımdır. Aksi takdirde, 642"nci maddede belirtildiği üzere, hamil müracat borçlularına başvurma hakkını kaybeder. Poliçe ve bono birer ibraz senedidir. Ayrıca poliçede muhatap, bonoda ise tanzim eden asıl borçludur. Poliçe ve bono borcu aranacak borç niteliğinde olduğundan, hamile karşı yükümlülük altına girmiş olan kimselerden ödemenin talep edilebilmesi için borçluya ibraz edilmiş olması gerekir (TTK. m. 620). Bu sayede poliçe ve bono borcu götürülecek borç halini alır. Bunun yanında ibrazın, borçlunun ödeme yapacağı kimseyi öğrenmesini sağlayıcı bir fonksiyonuda bulunmaktadır.
Bütün kıymetli evraklarda olduğu gibi, çeklerde aynı zamanda ibraz senedidir. Bu sebeple, bir ibraz mecburuyeti söz konusu olur. Bu mecburuyetin hukuki mahiyeti, poliçe ve bono gibi, aslında bir mükellefiyet olup, hukuki bir vazife değildir. Süresi içinde muhataba yapılan ibraz ile çekteki alacak muaccel hale gelir. (e TTK 707/1). Öte yandan, poliçe ve bonoda olduğu gibi, ödenmesi için çekin de ibraz edilmesi gerekir. Ancak poliçe ve bonoda ibraz asıl borçluya yapılırken, çekte ibrazın yapıldığı muhatap banka asıl borçlu değildir. Böylece, keşideci, cirantalar ve avalistlerin çek hamilini bilmesi olanağı yoktur. Bu nedenle alacaklının borçluları aramaya devam etmesi gerekir.
Başka bir anlatımla çekte muhataba ibraz ile aramanın tüketildiğini kabul etme olanağı yoktur. Bu nedenle de BK m. 73"e dayanarak ve borcun götürülecek borca dönüştüğünün kabulü ile alacaklının ikametgahı mahkemesinde ihtiyati haciz isteme olanağının bulunmadığı düşüncesinde olmam nedeniyle sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.