3. Hukuk Dairesi 2020/6235 E. , 2021/5884 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ... ve davalı ...’ın sözlü kefaletine istinaden diğer davalı ...’e 8.000TL bedelle 2 adet büyükbaş hayvan sattığını, satış bedelinin 2.000TL’sinin davalı ... tarafından ödendiğini ancak bakiye kalan 6.000TL ödenmeyince davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibin davalıların itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...; davacı ile arasında herhangi bir ticari alışveriş olmadığı gibi borcu da bulunmadığını, davacıya borçlu olan kişinin davalılardan ... olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
Davalı ...; asıl borçlunun diğer davalı ... olduğunu, davacının ...’ı tanımaması nedeniyle sözlü olarak kefil olduklarını, asıl borçlu borcunu ödeyemeyince davacıya 2.000TL ödeme yaptığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ...; diğer davalılar aracılığı ile davacıdan büyük baş hayvan satın aldığını, ancak borcu ödeyemeyince 2.000TL’nin davalı ... tarafından ödendiğini, kalan borcunun 6.000TL olduğunu belirtmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 6.000TL asıl alacak için yapılan itirazın iptaline, takibin 6.000TL üzerinden devamına, icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 19/02/2018 tarihli 2015/39025 Esas ve 2018/2086 Karar sayılı ilamı ile "... davalı ... yönünden takip kesinleşmiş olduğundan davacının bu davalı yönünden itirazın iptalini istemekte hukuki yararı yoktur. Hal böyle olunca, mahkemece, davalı ... yönünden açılan davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalı ...’in temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir." gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uymak suretiyle yapılan yargılama neticesinde davanın ... yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulü ile icra takibine yapılan itirazın iptaline takibin 6.000TL asıl alacak üzerinden devamına, icra inkâr ve kötü niyet tazminatlarının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu hukuki ilişkinin kurulduğu sırada yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 583. maddesinin birinci fıkrasına göre; "Kefalet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır." düzenlemesi yer almaktadır. Yasada tarif edilen şekle aykırı düzenlenen kefalet sözleşmesine istinaden kefalet sorumluluğu doğmaz.
Somut olayda, davacı, davalı ..."ın asıl borçluya sözlü kefil olduğu iddiasıyla davasını açmıştır. Davalı kefilin, kefilliğine ilişkin yazılı herhangi bir sözleşme bulunmadığından, kefilin sorumlu olduğu miktar, kefalet tarihi ve müteselsilen kefil olduğuna ilişkin açıklamalar kefilin el yazısı ile belirtilmediğinden, yasal şekle uygun verilen bir kefillikten bahsedilemeyecektir. Dolayısıyla davalı..."ın borçtan sorumlu tutulması mümkün değildir.
O halde mahkemece; yukarıdaki gerekçelerle davalı kefil Metin Kocaağaç hakkındaki davanın reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK" un 428. maddesi gereğince temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" un 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.