20. Hukuk Dairesi 2015/9027 E. , 2016/4851 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında 344 ada 523 parsel sayılı taşınmaz 98804,12 m2 yüzölçümü ile 344 ada 524 parsel sayılı taşınmaz ise 28587,52 m2 yüzölçümü ile ham toprak vasfıyla ... adına tespit edilmiş 15.10.2003-13.11.2003 tarihleri arasında askı ilânına çıkarılmıştır.
Davacı, 12/11/2003 havale tarihli dilekçe ile; ... ilçesi, ... bulunan dava konusu 344 ada 523 ve 524 parsel sayılı taşınmazların, kök muris .... oğlu ... .... resmî vasiyetname ile ... oğlu ... ... intikal ettiği, tamamı tapulu, 1937 tahrir kayıtlı ve belgeli 200 dönüm tarım arazisi taşınmazların askerî haritalarda ... ... çiftliği olarak görüldüğünü, eşi ... ... miras olarak ve ... ... mirasçıları ... ve ... ... temlik suretiyle tarafına intikal ettiğini, 21.01.1959 tarih 18, 22, 29 ve 30 numaralı tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazları kapsadığını ve bu taşınmazlar üzerinde murislerinden intikal eden zilyetliğin devam ettiğini belirterek ... adına yapılan tespitin iptali ile taşınmazların adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu, 344 ada 523 parsele uyan tapu kaydının hukukî değerini yitirdiği gerekçesi ile davanın reddine, taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli parsellerin bulunduğu yerde; 1973 yılında kadastro çalışmaları yapılmış, dava konusu taşınmazlar, orman sayılarak kadastro harici bırakılmış, daha sonra 17.04.1996 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu sırasında taşınmazlar orman alanı dışında bırakılmış, 2003 yılında, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18. maddesi ve 1996/4 nolu genelgenin 1-6-A maddesi uyarınca, yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazlar, ham toprak vasfı ile ... adına tespit edilmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; dava konusu taşınmazlar 1996 yılında yapılan orman kadastrosu sırasında orman alanı dışında bırakılmış olup,mahkemece bu husus gözden kaçırılarak taşınmazların memleket haritasına göre orman sayılan yerlerden olduğu ve davacının dayandığı tapu kayıtlarının hukuki değerini yitirdiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Dayanak tapu ve vergi kayıtları zemine usulünce uygulanmamış, davalı ve dava dışı olan parselleri miktar ve sınırları itibariyle kapsayıp kapsamadığı tespit edilmemiş, bu kaydın tüm revizyonları kadastro müdürlüğünden sorulmamış, miktarın aşılıp aşılmadığı ve miktar fazlası yönünden zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı ve zilyetlik şartları araştırılmamıştır. Ayrıca davacının dayandığı tapu kayıtlarının, köy, mevki ve malik olarak dava konusu taşınmazlara uyduğu, mahalli bilirkişiler tarafından 21.01.1959 tarih 22 nolu tapu kaydı dışında diğer tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazlara uyduğu belirtildiği halde mahkemece, fen bilirkişi raporu esas alınmış ve sadece 21.01.1959 tarih 29 nolu tapu kaydının 344 ada 523 parselin bir kısmına uyduğu, ancak bu taşınmazın da orman vasfında olması nedeni ile tapunun hukukî değerini yitirdiği gerekçe gösterilerek dava reddedilmiştir. Davacının dayandığı tapu kayıtlarının, kadastro sırasında başka parsellere revizyon görüp görmediği husus da araştırılmamıştır.
Tüm bunlardan başka dava konusu taşınmazlar, dayanak tapu kayıtlarının kapsamı dışında kalsa dahi, davacı tapu kaydı dışında zilyetlik olgusuna da dayandığından mahkemece, davacı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmamış, ziraat bilirkişi tarafından taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların yaşları, taşınmazların imar ve ihya edilip edilmediği de araştırılmamıştır.
Mahkemece, dayanak tapu ve vergi kayıtlarının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri ile kadastro sırasında revizyon görüp görmediği, görmüş ise revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel tutanak ve dayanakları olan vergi kayıtları getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisi veya olmadığı takdirde bir tapu fen elemanından oluşacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, dayanak tapu kayıtları değişebilir sınırları içerdiğinden, yöntemince zemine uygulanıp, miktarı ile geçerli kapsamı tayin olunmalı, sınırlar zeminde mahalli bilirkişi yardımıyla tek tek bulunarak ve fen bilirkişi krokisi üzerine yazılarak keşfi izleme olanağı sağlanmalı, tapu maliki ile davalılar arasında akdi veya ırsi bağ kurulmalı, sınırların doğruluğu komşu parsel malikleri ile bağ kurularak şüpheye yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli, tapu kaydı başka parsellere de revizyon görmüş ise miktar hesabında nazara alınmalı, tapu kaydının 3402 sayılı Kanunun 20/b-c maddesi gereğince kapsamı tayin olunmalı, tapu miktar fazlası kısım için, dava konusu taşınmazların kesinleşen orman sınırı dışında kaldığı da gözetilerek davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı ziraat bilirkişi raporu da değerlendirilerek tartışılmalı, tüm deliller birlikte değerlendirilip oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 21/04/2016 günü oy birliği ile karar verildi.