21. Hukuk Dairesi 2007/22149 E. , 2008/16304 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Lüleburgaz Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 02/07/2007
NUMARASI : 2001/806-2007/408
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01.01.1999-10.04.2001 tarihleri arasında sigortalı işçi olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının davalı işverene ait işyerinde 1.1.1999-1.1.2000 tarihleri arasında 60,00 YTL ücretle, 1.1.2000-1.1.2001 tarihleri arasında 95,00 YTL ücretle ve 1.1.2001-10.4.2001 tarihleri arasında 115,00 YTL ücretle geçen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiş ise de; varılan bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup usul ve yasaya aykırıdır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davalı işveren tarafından davacıya ait işe giriş bildirgesinin davalı Kuruma verilmediği, mahkemece dönem bordroları ve davalı işyerine ait sigorta sicil dosyasının davalı Kurumdan istenmediği, davalı Kurumun davacının tescil kaydının olmadığını bildirdiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10.maddesinde bu tür hizmet tesbiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunlara destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Gerçekten ifadesi hükme dayanak alınan tanıklar davalı işverenin kayıtlı çalışanı olmadıkları gibi, kayıtlı komşu işyeri çalışanı da olmamaları nedeniyle, tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır. Giderek, tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez.
Yapılacak iş; davalı Kurumdan davalı işyerinin sigorta sicil dosyasını ve dönem bordroları ile işverence düzenlenmiş varsa imzalı ücret bordrolarını getirterek, ihtilaf konusu dönemde davacı ile birlikte çalışmış kayıtlı işyeri çalışanlarını belirlemek, bulunmadığı taktirde yine zabıta marifetiyle tespit edilecek, işyerine o tarihte komşu olan, diğer işverenler ile bu işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının bu kayıtları celbedilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.