Davacı, davalı işveren nezdinde 01.01.1980 - 17.06.2002 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalıya ait dokuma fabrikasında 01.11.1980-17.06.2002 tarihleri arasında geçen ve SSK’na bildirilmeyen çalışmalarının tesbitini istemiştir.
Mahkemece, kesinleşmiş işçilik alacağı dosyası da dikkate alınarak, davacının tahar işçisi olarak götürü usulde çalıştığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tesbit davasının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında, resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olur. Ne var ki, bu tür kanıtlar salt bu nedene dayanarak istemin reddine neden olmaz; aksi durumun ispatı olanaklıdır. Somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordro tanıkları ve komşu işyerinin kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Mahkemenin bu tür davaların kişilerin sosyal güvenliğine ilişkin olması ve kamu düzenini ilgilendirdiğini göz önünde tutarak gerektiğinde; doğrudan soruşturmayı genişletmek suretiyle ve olabildiğince delilleri toplaması gerekmektedir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda; davacının farklı bir işyeri sicil numarası bulunan dava dışı H. B.’a ait işyerinden 01.12.1981 tarihinden itibaren 30 gün ve 1982 yılında 340 günlük çalışması Kuruma bildirilmiş ise de, Uşak İş Mahkemesi’nin 2002/470 Esas, 2005/329 Karar sayılı dosyasında yer alan 01.04.2004 tarihli SSK yazısında bu işyerinin 31.01.1983 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamından çıkarıldığı ve A.B. Tekstil San.Tic. A.Ş.’ne devrine rastlanmadığı bildirilmiştir. Bu nedenle davacının davalı şirketçe düzenlenen ilk işe giriş bildirgesi tarihinden önceki dönem olan 01.11.1980-01.08.1983 tarihleri arasındaki süreler yönünden verilen red kararı yerindedir. Ancak; davacının davalı şirkete ait işyerinde 01.08.1983-25.11.1985; 10.07.1990-15.08.1990 ve 01.09.1998-26.04.1999 tarihleri arasındaki çalışmaları kısmi olarak bildirilmiştir. Davalı işveren şirkete ait işyerinde SSK Müfettişlerince düzenlenen durum tespit tutanaklarından 20.09.1983 tarihli tutanakta davacının 01.08.1983 tarihinde bu işyerine girdiği ve tutanak tarihinde halen çalıştığı kendisi ve işveren vekilinin imzası ile doğrulanmıştır. Diğer tutanaklarda davacının adı yer almamakta ise de, 03.06.1986 tarihli tutanağın saat 01.30 sıralarında tutulduğu ve kontrol sırasında hazır bulunan ikisi çırak 6 işçinin çalıştığının saptandığı; 10.06.1997 tarihli tutanakta çalıştığı saptanan 3 işçinin dışında ayrıca 31 işçinin daha çalıştığının belirtildiği; 11.08.1998 tarihli tutanakta çalıştığı saptanan 2 işçinin dışında ayrıca 30 işçinin daha çalıştığı ve bu işçilerin çalışma gün sayıları işyerinde asılı dönem bordrosunda 30 günün altında bildirilmesine rağmen işçilerin “devamlı olarak her ay 30 gün çalıştıklarını beyan ettikleri”nin saptandığı, 17.08.1998 tarihli tutanakta ise hazır olan 5 işçinin adı yazılı ise de, işveren vekilinin bu işyerinde 3 vardiya halinde çalışıldığını beyan ettiği, böylece anılan tutanaklarda hazır olmadıkları için adı yer almayan çalışanların da bulunduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan yargılama sırasında dinlenen bordro tanıklarının davacının taharcı olarak davalıya ait işyerinde aralıksız olarak çalıştığını doğruladıkları, Uşak İş Mahkemesi’nin 2002/470 Esas, 2005/329 Karar sayılı dosyasında yer alan Uşak Pamuklu Dokumacılar Esnaf Odası Başkanlığı’nın 08.04.2003 tarihli yazısında davalı şirket gibi büyük dokuma firmalarında en az 200-250 dokuma tezgahı bulunduğundan bu firmada çalışan taharcıların devamlı çalıştıklarının belirtildiği, böylece davacının yaptığı işin, mahiyeti ve işyerinin kapasitesi nedeniyle devamlılık arzettiği ve davacının bu işyerinde 01.08.1983-17.06.2002 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığı anlaşılmaktadır.
Ayrıca yukarıda belirtilen fiili ve hukuki olgular ve özellikle Sosyal Sigortalar Kurumunun taraf olmadığı Uşak İş Mahkemesi’nin 2002/470 Esas, 2005/329 Karar sayılı, ekli işçilik alacakları dava dosyasının, SSK yönünden bağlayıcı olmadığı, hizmet tespitine ilişkin bu dosyada sadece güçlü delil olabileceği hukuki gerçeği dikkate alınarak davacının 01.08.1983-17.06.2002 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde aralıksız çalıştığının tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 23.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.