(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/29731 E. , 2020/6316 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı Bakanlığa bağlı okulda 18.11.1993 -30.06.2004 tarihleri arasında çalıştığını, bir kısım hizmet sürelerinin kuruma bildirilmediğini ve bunun için dava açtıklarını, yargılama sonucunda davacının hizmet süresinin tespit edildiğini, kararın da Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, iş sözleşmesine ise haksız olarak son verildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti ve fazla mesai ücretlerinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde, zamanaşımı savunmasında bulunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yarıgılamada toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında uyuşmazlık davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususuna ilişkindir.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve alacağın dava edilebilme özelliğini ortadan kaldırır.
Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı sebeplerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
Somut olayda, davacı kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin alacağı, fazla mesai ücreti, alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili ise süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Davacının talep ettiği alacaklardan kıdem ve ihbar tazminatı alacakları talep edildiği tarih itibari ile sözleşmenin feshi tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Yıllık izin ücreti talebi de yine sözleşmenin son bulmasından itibaren 5 yıllık zamanaşımına tabi iken fazla mesai ücreti, talep tarihinden geriye doğru 5 yıllık zamanaşımına tabi olacaktır. Zamanaşımı itirazı değerlendirilirken belirtilen süreler her alacak için ayrı ayrı dikkate alınarak sonuca gidilmelidir.
Tüm açıklananlar kapsamında mahkeme gerekçesi değerlendirildiğinde, her ne kadar davacının kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı taleplerinin zamanaşımına uğramadığı yönünde değerlendirmede bulunulmuş ise de bu tespit dosya kapsamına uygun değildir. Şöyle ki, davacının iş sözleşmesine 30.06.2004 tarihinde son verilmiş olup davacının davası 19.03.2015 tarihinde ikame edilmiştir. Bu durumda davanın açılabileceği en son tarih olan 30.06.2014 tarihinde dava ikame edilmeyip, 10 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra dava açıldığı anlaşıldığından, davacının zaman aşımına uğradığı tespit olunan kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 10.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.