Esas No: 2014/10321
Karar No: 2014/10557
Karar Tarihi: 30.06.2014
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/10321 Esas 2014/10557 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Davacı ... ile davalı ... aralarındaki Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Kararına İtiraz davasına dair Hacıbektaş Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesinden verilen 14.03.2013 günlü ve 2012/394 E.- 2013/25 K. sayılı hükmün Bozulması hakkında dairece verilen 17.02.2014 günlü ve 2013/17654 E.- 2014/2305 K. sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili şirketin 8410118 nolu mesken abonesi olan davalının, davacı aleyhine Tüketici Sorunları Hakem Heyeti"ne başvurarak kendisinden tahsil edilen kayıp enerji, sayaç okuma ve iletişim kullanım bedellerinin haksız alındığından bahisle iadesini talep ettiğini, Hacıbektaş Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı"nın 02.04.2012 tarih 2012/101 nolu kararı ile ilk tahsilat tarihinden itibaren tahsil edilen kayıp enerji bedeli, sayaç okuma bedeli, iletişim kullanım bedelinin tüketiciye iadesine karar verildiğini, kararın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; tüketici hakem heyeti kararının delil mahiyetinde olduğu, delil mahiyetindeki kararlara karşı itiraz edilmesinde hukuki yarar bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddi cihetine gidilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 17.02.2014 tarih ve 2013/17654-2305 sayılı ilâmı ile; "...6100 Sayılı HMK’nun 33.maddesi uyarınca; “Hâkim, Türk Hukukunu re"sen uygular”.
Aynı kanunun 31.maddesi hükmü gereğince, davanın hukuki niteliğini belirlemek ve davayı aydınlatmak görevi hâkime aittir. Buna göre davadaki iddia, davacının talebine münhasır olup, belirtilen madde hükümleri gereğince hukuki nitelendirme hâkime aittir.
Davacı her ne kadar açtığı davada tüketici sorunları hakem heyeti kararının iptalini istemişse de dava dilekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davaya konu davacı işleminin hukuksal nitelikçe mevcut bir sözleşme (abonelik) ilişkisi sırasında, davalının kayıp-kaçak ve diğer bir kısım bedelleri ödeme yükümlülüğü altında olup olmadığı konusunda yaratılmış bir muaraza (çekişme) olduğu, davadaki istemin de bu muarazanın (çekişmenin) giderilmesine yönelik bulunduğu açıktır.
Katip.YKÇ.(2731)
Karşılaştırıldı: AZ - MŞ
Karşılaştırıldı: HB - HH ./..
-2-
Hukuk Genel Kurulunun 29.09.2004 gün ve 2004/13–417 E.-2004/442 K.sayılı ilamında da açıklandığı üzere; muarazanın meni (çekişmenin önlenmesi) davaları, usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğindedir. Zira, bu tür davalarda, hem bir muarazanın varlığının tespiti ve hem de onun meni talep edilir.
Kaldı ki, Hukuk Genel Kurulunun 17.03.2010 gün ve 2010/3–119 E. 2010/159 K sayılı ilamında da; bir sözleşmenin devamı sırasında taraflardan biri tarafından muaraza (çekişme) çıkarılması halinde de, diğer tarafın kendisine zarar verebilecek nitelikteki bu duruma son vermek, hukuki durumunu tereddüt içinde olmaktan kurtarmak için tespit davası açmasında hukuki yararının bulunduğu kabul edilmiştir.
Bu bağlamda, taraflar arasındaki abonelik sözleşmesi feshedilmediğine ve görülmekte olan davada, davacı, davalı abonenin davaya konu işlemle sözleşme ilişkisine yönelik bir muaraza yarattığını ileri sürdüğüne göre, mahkemece yapılması gereken iş; esasa girilmek suretiyle, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve taraflarca bildirilip toplanan diğer deliller çerçevesinde uyuşmazlığın değerlendirilmesi, Hacıbektaş Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığının davalı abonenin başvurusuna dayanarak tesis ettiği dava konusu kararın, sözleşme hükümlerine ve mevzuata uygun olup olmadığının, dolayısıyla, ortada davalı abone tarafından haksız şekilde yaratılmış ve bu yüzden de önlenmesi gereken bir muaraza bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve ortaya çıkacak uygun hukuki sonuç çerçevesinde bir karar verilmesidir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler göz ardı edilerek, hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir..." gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, şimdi davalı tarafından karar düzeltme istenilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, elektrik faturalarına yansıtılan kayıp kaçak bedelinin tüketiciden alıp alınmayacağına ilişkindir.
Kayıp-kaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı göstermektedir. Yani kayıp-kaçak bedeli elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak bedeli oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedeldir.
Davacı Kurum tarafından elektrik enerjisinin üretiminden, tüketicilere ulaştırılıncaya kadar oluşan elektrik eksikliği kayıp bedeli olarak; enerji nakil hatlarından çeşitli sebeplerle sayaçtan geçirilmeksizin, herhangi bir bedel ödemeden kullanılan elektrik bedeli de kaçak bedeli olarak diğer kullanıcı abonelere yansıtılmaktadır.
Katip.YKÇ.(2731)
Karşılaştırıldı: AZ - MŞ
Karşılaştırıldı: HB - HH ./..
-3-
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4.maddesinin 1 .fıkrasında, bu Kanun ile verilen görevleri yerine getirmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun kurulduğunu belirtmiş, aynı maddenin 2.fıkrasında ise; “Kurum, tüzel kişilerin yetkili oldukları faaliyetleri ve bu faaliyetlerden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerini tanımlayan Kurul onaylı lisansların verilmesinden, işletme hakkı devri kapsamındaki mevcut sözleşmelerin bu Kanun hükümlerine göre düzenlenmesinden, piyasa performansının izlenmesinden, performans standartlarının ve dağıtım ve müşteri hizmetleri yönetmeliklerinin oluşturulmasından, tadilinden ve uygulattırılmasından, denetlenmesinden, bu Kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten, piyasa ihtiyaçlarını dikkate alarak serbest olmayan tüketicilere yapılan elektrik satışında uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten ve bu fiyatlarda enflasyon nedeniyle ihtiyaç duyulacak ayarlamalara ilişkin formülleri uygulamaktan ve bunların denetlenmesinden ve piyasada bu Kanuna uygun şekilde davranılmasını sağlamaktan sorumludur...” hükmüne yer verilmiştir.
Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fıyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verilmiştir.
Bu maddede de anlatılmak istenilen hususun 1 kw elektrik enerjisinin tüketicilere ulaşıncaya kadar ki maliyet ve kar payı olup, yoksa Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyatlandırma unsuru belirleme yetkisi ve görevi vermediği açıktır.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu bu maddeye dayanarak 11.08.2002 gün ve 24843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ”i yayımlamış ve lisans sahibi şirketlerde bu tebliğe uygun olarak tüketiciden kayıp-kaçak bedeli adı altında bedel tahsil etmişlerdir.
Ancak, yukarıda açıklandığı üzere tebliğin dayanağı olan 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4.maddesinde, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisi verilmemiştir.
Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından kaçak kullanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin, kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmamaktadır.
Hem bu hal, parasını her halükarda tahsil eden davacı Kurum’un çağın teknik gelişmelerine ayak uydurmasına engel olur, yani davacı kendi teknik alt ve üst yapısını yenileme ihtiyacı duymayacağı gibi; elektriği hırsızlamak suretiyle kullanan kişilere karşı önlem alma ve takip etmek için gerekli girişimlerde de bulunmasını engeller. Oysa ki, elektrik kaybını önleme ve hırsızlıkları engelleme veya hırsızı takip edip, bedeli ondan tahsil etme görevi de bizzat enerjinin sahibi bulunan davacıya aittir.
Katip.YKÇ.(2731)
Karşılaştırıldı: AZ - MŞ
Karşılaştırıldı: HB - HH ./..
-4-
Bununla birlikte, nihai tüketici olan vatandaşın faturalara yansıtılan kayıp-kaçak vs. bedellerin hangi miktarda olduğunun apaçık denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, şeffaflık ve hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarındandır. (Aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 21/05/2014 tarih, 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı ilamı ile de benimsenmiştir.)
Öyle ise mahkemece, bu ilkelere gözetilerek kayıp kaçak bedelinin tüketicilerden tahsil edilemeyeceği kabul edilip, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksi gerekçelerle ve yanılgılı değerlendirme sonucu davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin bu yönlere ilişkin karar düzeltme talebinin kabulü ile; Dairemizin 17.02.2014 günlü ve 2013/17654 E.- 2014/2305 K.sayılı bozma ilamının bozma gerekçesinin açıklandığı şekilde değiştirilerek gerekçenin düzeltilmesine, hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince gerekçe yukarıdaki şekilde değiştirilerek BOZULMASINA ve peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyene iadesine, 30.06.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
-5-
K A R Ş I O Y
Sayın çoğunluğun, kararın gerekçe değiştirerek bozulmasına ilişkin kararına karşı, karşı oyumun gerekçeleri aşağıda sunulmuştur.
Dairenin önüne gelen uyuşmazlık; davacı tarafından belirlenen ve EPDK tarafından onaylanan kurul kararına göre alınan kayıp/kaçak bedelinin, yasal olup olmadığı, hakkaniyete aykırı bulunup bulunmadığı, varılacak sonuca göre de kayıp/kaçak bedelinden davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Daire bozma gerekçesinde; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna sınırsız bir fiyatlandırma unsuru belirleme yetkisi ve görevi verilmediği, elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelecek kayıp ile başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin, kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşüncesi ile bağdaşmayacağı, bu hâlin, parasını her halükarda tahsil eden davalı kurumun çağın teknik gelişmelere ayak uydurmasına engel olacağı, bir başka deyişle davalının kendi teknik alt ve üst yapısını yenileme ihtiyacı duymayacağı gibi, elektriği hırsızlamak suretiyle kullanan kişilere karşı önlem alma ve takip etmek için gerekli girişimlerde bulunmasını engelleyeceği, oysa elektrik kaybını önleme ve hırsızlıkları engelleme veya hırsızı takip edip bedelini ondan tahsil etme görevi de bizzat enerjinin sahibi bulunan davalıya ait olduğu, bununla birlikte abonelerin faturalara yansıtılan kayıp/kaçak bedelinin hangi miktar olduğunu apaçık denetleyebilmesi ve aynı hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi yani şeffaflığın hukuk devletinin vazgeçilmez unsurları olduğu, davalının davacıdan kayıp/kaçak bedeli adı altında bir bedeli tahsil etmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu, tüm bu nedenlerle yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Tüketicilere elektrik sağlamaya yönelik hizmet sunumu sırasında teknik ve teknik olmayan nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan ve tamamen engellenmesi ve yok edilmesine imkan bulunmayan kayıp/kaçağın belli bir hedef doğrultusunda, giderek azaltılması için gerekli tedbirlerin alınmasına yönelik özendirici ve teşvik edici uygulamalarla; kaliteli ve sürekli elektrik hizmetini temin için gerekli önlemleri atmakla görevli bulunan davalı idarece, elektrik üretim, iletim, dağıtım ve tedarikinde ortaya çıkan ve maliyetin bir parçası olan kayıp/kaçak bedelinin elektrik piyasası faaliyetlerinin düzgün yürütülmesini temin için abonelere yansıtılmasına ilişkin uygulamada hukuka ve hakkaniyete aykırılık bulunmamaktadır.
Dairenin önüne gelen somut olayımızla benzer bir konu olan ve emsal teşkil edebilecek olan Türk Telekomünikasyon A.Ş tarafından, telefon abonelerinden alınmakta olan “sabit ücret” uygulamasına ilişkin olarak Hukuk Genel Kurulununun, 13/05/2009 tarih 2009/13-122 Esas, 2009/189 Karar, 13/10/2010 tarih 2010/13-406 Esas, 2010/503 Karar, 02/04/2014 tarih 2013/13/661 Esas, 2014/440 Karar sayılı kararlarında da; aynı usulle belirlenen sabit ücret uygulamasının hukuka, hakkaniyete ve yasaya uygun olduğuna karar verilmiştir.
Kayıp/kaçak bedeli uygulaması 4688 sayılı Yasanın 1/1, 4-1, 6446 sayılı Kanunun 5/1, 17/ç, 27, geçici 1., 5496 sayılı Kanunun 6, geçici 9 ve ilgili yönetmelikler ve EPDK Kurul Kararları ve tebliğleri çerçevesinde yapılmaktadır.
Somut olayda; çekişmeye konu olan kayıp/kaçak bedeli arzedilen kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulanmaktadır.
01/04/2011 tarihinden geçerli olmak üzere uygulanmakta olan tarife EPDK"nun 28/12/2010 tarih ve 2999 sayılı kararı ile belirlenmiştir. Tarifelerin uygulanması elektrik şirketleri için yasal zorunluluktur. Lisans sahibi şirketler tarifeyi değiştiremeyeceği gibi tarifede yer almayan bir bedeli de tahsil edemeyecek veya düzenlenen tarifeler kapsamında düzenlenmiş bir bedeli de tahsil etmeme gibi bir davranışta bulunamayacaklardır. Diğer bir anlatımla lisans sahibi şirketlerin tarifeleri uygulayıp uygulamama ve kayıp kaçak bedelini tahsil etmeme gibi bir insiyatifi bulunmamaktadır.
Kayıp/kaçak bedeli, kurumun kanunun kendisine verdiği yetki ve görev çerçevesinde kanunun temel amaçlarına uygun şekilde belirlediği bir bedeldir. Söz konusu bedeli belirlemek üzere alınan kurul kararı kurumun genel düzenleyici işlemi olarak tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Dolayısıyla kanuna, hakkaniyete ve hukukun genel ilkelerine aykırılığından bahsedilemez.
Davaya konu kayıp/kaçak bedeli, EPDK Kurumunun onayı ile ve sektörle ilgili olarak belirlenen bir ücrettir. Tüketicilere kesintisiz bir elektrik hizmeti sağlanabilmesi için üretilen elektriğin (özellikle de teknik kaybın) maliyetinin tüketicilere yansıtılması faaliyetin doğal bir sonucudur. Kanunun EPDK"ya verdiği görevler arasında kaçakların sıfırlanmasını ve teknik kayıplarında makul seviyelere indirilmesine ilişkin düzenlemeleri yapma görevi vardır. Teknik ve teknik olmayan kayıplar elektrik maliyetinin bir unsurudur. Elektriğin kesintisiz bir şekilde sağlanması için teknik ve teknik olmayan kayıpların karşılanması gerekir. Kayıpsız bir elektrik üretimi söz konusu olamaz.
Öte yandan, kayıp/kaçağa ilişkin ücret yasanın kendisine verdiği yetki çerçevesinde EPDK tarafından belirlendiğinden ve onaylanarak yürürlüğe girdiğinden ve bu karara karşı idari yargı yolu da açık bulunduğundan abonelerden alınan kayıp/kaçak bedeli
Sonuç olarak, abonelere elektrik temin etmeye yönelik hizmetlerin sunumu sırasında teknik ve teknik olmayan nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan ve ülkemiz şartları da nazara alındığında tamamen engellenmesi ve yok edilmesine imkan bulunmayan, kaliteli ve sürekli elektrik hizmeti temini için gerekli önlemlerin alınmasına yönelik olarak elektrik dağıtım şirketlerinin elektrik temininde iletim, dağıtım ve tedarikinde ortaya çıkan meri mevzuata göre maliyetin bir parçası olan kayıp/kaçak bedelinin elektrik piyasası faaliyetlerinin düzgün yürütülmesi, kaliteli ve sürekli bir elektrik hizmeti sağlanmasının temini için kayıp/kaçak bedelinin tüketicilere yansıtılmasında hukuka, meri mevzuata ve hakkaniyete aykırılık yoktur. Netice itibariyle ortada yürütmesi gereken bir kamu hizmeti vardır ve bu kamu hizmetinin yürütülmesi için de yasayla ve ona bağlı olarak çıkarılan ikincil mevzuatla tüketicilere ek bir külfet yüklenmiştir. Kamu hizmetinin devamı içinde bir zorunluluktur
Yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere, dava konusu kayıp-kaçak bedeli; yasa ile belirlenen bir ücrettir. EPDK tarafından yapılan tarife, kurul tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girmekte ve uygulanmaktadır.
Kayıp-kaçak bedeli 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun 1/1, 4/1 ve aynı kanunun geçici 9.maddeleri ile EPDK"nun 28/12/2010 tarih ve 2999 sayılı kararına göre belirlenmekte ve alınmaktadır. Yüksek Genel Kurulun sabit ücret uygulamasına ilişkin uygulaması da bu yöndedir.
Bu itibarla; yerel mahkemenin davanın husumetten reddine ilişkin ilamının bozulması gerektiği, ancak arz ve izah ettiğim gerekçeler muvacehesinde davacının davalıdan kayıp-kaçak bedeli alabileceği kanâatinde olduğumdan, Sayın çoğunluğun gerekçe değiştirerek gerekçenin düzeltilmesini görüşüne katılamıyorum. 30.06.2014
...
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.