Davacı, Bağ-Kur sigortalılığını iptal eden kurum işleminin iptaliyle, sigortalılığının geçerli olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı oda kaydının usulsüz olduğu gerekçesi ile 1479 sayılı Bağ-Kur sigortalılığını iptal eden Kurum işleminin iptalini, sigortalılığının geçerli olduğunun tesbitini ve emeklilik işleminin yapılmamasından kaynaklanan alacaklının faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, Kurum işleminin iptali ile davacının 26.3.1978-31.12.1992 tarihleri arasında sigortalı olduğunun tesbitine diğer istemlerinin ise reddine karar vermiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının Bağ-Kur giriş bildirgesinin 6.1.1997 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal ettiği, Kurumun 7.2.1997 tarih ve 007224 sayılı yazısı ile Osmaniye Kahveciler Odasındaki kaydın usulüne uygun olmadığı gerekçesi ile tescilinin yapılmadığının bildirildiği ancak daha sonra Kurumun 18.11.1997 tarih ve 055523 sayılı Yasası ile sigortalılığının 22.3.1985 tarihinden itibaren başlatıldığı ve ödemesi gereken prim ile 30.11.1997 tarihine kadar olan borç tutarının belirtildiği, bu yazı öncesinde davacının 30.6.1997 tarihinde 13.000.000 TL prim ödemesinin mevcut olduğu giriş bildirgesindeki tescil tarihi üzerinde karalamaların bulunduğu vergi ve sicil kayıtları bulunmayan davacının Osmaniye Kahveciler Esnaf odasına 26.3.1978-31.12.1992 tarihleri arasında kayıtlı olduğu Bağ-Kur Adana İl Müdürlüğü"ne 6.1.1997 tarih ve 916 no ile intikal eden Osmaniye Kahveciler Esnaf Odası yazısına göre seyyar çaycı esnaf grubunun vergiden muaf olduğu, Kurumca oda kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda kaydın usulüne uygun olmadığına ilişkin 3.7.2002 tarihli tutanağın tutulduğu 9.12.2002 tarih ve 34814 sayılı yazı ile tarih belirtilmeksizin sigortalılığının iptal edildiğinin bildirildiği 17.11.2005 tarih ve 46085 sayılı yazıda iptalin tescil tarihi olan 22.3.1985 tarihinden itibaren olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescillerde kendi nam ve hesabına çalışma yanında, 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesini değiştirerek 4.5.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa gereğince meslek kuruluşu kaydı, 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile vergi kaydı, vergiden muaf olanların meslek kuruluşu kaydı, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı yasa ile de vergi, meslek kuruluşu yada sicil kayıtlarından birinin yeterli olacağı öngörülmüş, 1479 sayılı kanunun 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren ek geçici 13. maddesinde sigortalılık niteliği taşıdığı halde kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar kayıt ve tescilini yaptırmayanların her türlü hak ve mükellefiyetlerinin , Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren geçerli olacağı, davacının kaydının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1479 sayılı Yasa"nın 25. maddesinde ise, hak ve yükümlülüklerin sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren başlayacağı belirtilmiştir.
Yukarıdaki hükümler ile birlikte 1479 sayılı Yasa da 506 sayılı Yasa"nın 79. maddesine koşut geçmiş hizmetlerin tesbitine olanak sağlayan bir düzenlemenin bulunmadığı da dikkate alınarak öncelikle oda kaydının usulsüzlüğüne yönelik olarak açılmış bir davanın bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre tescil tarihi olan 22.3.1985 tarihinden itibaren sigortalılığa karar verilmeli aancak kurum kayıtlarındaki tutarsızlıklar ve 30.6.1997 tarihli prim ödemesi ile birlikte davacının vergiden muaf oluşuda nazara alınarak 20.4.1982-22.3.1985 tarihleri arasındaki süre yönünden prim ödemelerinin bulunup bulunmadığı kurumdan sorularak ve prim ödemelerini gösteren hesap özeti getirtilip incelenerek prim ödemesinin bulunup bulunmamasına göre bu süre hakkında da bir sonuca gidilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.