Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/6599
Karar No: 2015/9444
Karar Tarihi: 25.06.2015

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/6599 Esas 2015/9444 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/6599 E.  ,  2015/9444 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : PAZAR(RİZE) 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 19/11/2013
    NUMARASI : 2011/59-2013/500

    Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    -KARAR-

    Dava, imar parseline elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Davacılar; 75 ada, 2 ve 6 , 79 ada, 2 , 78 ada, 3 ve 75 ada, 4 sayılı imar parsellerinde bir kısmında bağımsız bir kısmında da paylı mülkiyet üzere malik olduklarını, 75 ada, 2 ve 6 sayılı parsellerin davalılardan F.. Ö.., 79 ada, 2 parsel sayılı taşınmazın davalı A.. D.. ve M.. A.., 78 ada, 3 parsel sayılı taşınmazın Muhammet Uluşahin mirasçıları 75 ada, 4 parsel sayılı taşınmazın Resul mirasçıları tarafından haklı ve geçerli bir neden olmaksızın tarım yapmak suretiyle kullanıldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla geriye dönük beş yıllık toplam 7.500,00 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılardan A.. D..; M.. A.."in bitişiğindeki taşınmazı kullandığını ancak İmar Kanunu 18. maddesi uyarınca yapılan imar uygulamasından sonra taşınmazları kullanmadığını, taşınmazın kardeşleri tarafından kullanıldığını, bildirmiş diğer davalılar ise; davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece; iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu taşınmazların bulunduğu çalışma bölgesinde 15 ada, 1066 kadastral parsel davacılar adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı iken imar uygulaması ile 75 ada, 4 imar parseline dönüştüğü ve davacılar adına tescil edildiği, 15 ada, 1057, 1063 ve 1064 kadastral parseller davacıların murisi Bahattin Terzioğlu adına kayıtlı iken imar uygulaması ile aynı kişi adına 78 ada, 3 imar parseli olarak tescil edildiği, 15 ada, 1061 ve 1065 sayılı kadastral parseller, davacı adına kayıtlı 125 ada, 1058 sayılı kadastral parselde davacılardan M.. T.. paydaş iken imar uygulaması ile 75 ada, 4 imar parselde paydaş olduğu, davalılaran gerek kadastral parsellerden gerekse imar uygulaması ile oluşan imar parsellerinde kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının olmadığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz"ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı, üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus M.K.nun 684. maddesinde açıkça vurgulanmıştır. Ne varki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı Yasanın 1605 sayılı yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3194 sayılı İmar yasasının 18. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş, bazı durumlarda yapı, üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece, yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı ya da ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı sağlanmıştır.
    ./..

    Öte yandan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat kullanma yetkisi sınırlanmış, ayrılmaz parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde tasarruf etme gücü özel yasa ile kısıtlanmıştır. 2981 sayılı Yasanın 3290 sayılı Yasa ile değişik 10/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir.
    Gerçekten, bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş, imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. İşte bu nedenle yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur.
    Somut olaya gelince; yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılmadığı gibi yargılama sırasında dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarının da gözetilmediği görülmektedir.
    Şöyle ki; 24/12/2012 tarihli celsede dinlenen tanıklar A.. D..; "....kullandığı yerlerin Terzioğullarına ait olduğunu, 1998 tarihinde yapılan imar uygulamasından sonra kullanmayı bıraktığını, davalılardan Muhammet Uluşahin ve mirasçıları, Resul mirasçıları tarafından kullanılan yerler bulunduğunu " beyan ettiği, tanık Bekir Yazıcı"nın "...dava konusu taşınmazlara bitişik taşınmazın kendisine ait olduğunu,çekişmeye konu edilen yeri gerek imar uygulaması öncesinde gerekse sonrasında F.. Ö.. tarafından kullanıldığını, Fehmi"nin kullanımındaki yerin imar uygulaması ile Müjdat terzioğlu adına tescil edildiğini, ancak Fehmi"nin gerek Müjdat adına gerekse Dalbastı ve Kesimal adına kayıtlı taşınmazları kullanmaya devam ettiğini, ifade ettiği, mahkemece yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerin beyanlarında; "çekişmeye konu edilen taşınmazların uzun yıllardan beri Mustafa , Resul ve mirasçıları ve A.. D.. tarafından tarım yapmak suretiyle kullanıldığının," ifade edildiği halde mahkemece açıklanan hususlar gözardı edilerek müdahalenin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddi yoluna gidildiği anlaşılmaktadır.
    Hâl böyle olunca, öncelikle taraflara ait taşınmazların imar öncesinden itibaren tedavül kayıtlarının ve krokilerinin, imar dağıtım cetvellerinin, komşu parsellere ait kadastral parsel ve dönüştüğü imar parsellerinin çap kayıtlarının getirtilmesi, konusunda uzman bilirkişiler aracılığıyla mahallinde keşif yapılması, müdahalenin olup olmadığı varsa imar uygulaması nedeniyle oluşup oluşmadığının belirlenmesi, uygulamayı denetlemeye elverişli krokili rapor alınması, tanık anlatımları ile birlikte değerlendirilerek davalılar tarafından kullanılıp kullanılmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması, müdahalenin imar uygulaması ile oluştuğunun ve davalıların imar öncesi bir haklarının bulunduğunun belirlenmesi halinde, yukarıdaki ilkeler çerçevesinde değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve uygulama ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
    Davacıların, temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi