11. Hukuk Dairesi 2016/1394 E. , 2016/8311 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 06/03/2015 tarih ve 2011/719-2015/168 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 18.10.2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacılar vekili Av.... ile davalılardan ... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl ve birleşen davada davacılar vekili, davalı ...’nin davacı şirkette 2002-2007 arası sekreter olarak çalıştığını, müvekkillerinin davalı bankada ticari şirket ve şahsi hesapları bulunduğunu, davalı ...’nin müvekkilinin ıslak imzasını scanner vasıtasıyla kopyalayarak kendilerinden habersiz bankaya faks gönderdiğini, 2004-2008 yılları arasında 115.000 TL’yi kendi şahsi hesabına aktardığını, bankanın bu fakslarla ilgili olarak müvekkilinin teyidini almadığını, talimat aslını sonradan istemediğini, bankanın da kusurlu olduğunu ileri sürerek, asıl davada şimdilik 10.000 TL’nın ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Açılan ek davayla 111.325,00 TL zararın haksız eylem tarihinden itibaren işeyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı banka vekili, davacıların 2002 yılından beri bankada işlem yaptırdıklarını, 6 yıl boyunca hesaplarını incelememelerinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, basiretli bir tacir gibi hareket etmeleri gerektiğini, talimatlardaki imzaların ilk bakışta firma yetkilisine ait olduğunun görüldüğünü, bankanın sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı ..., davalı bankada kendi adına hesabı bulunduğunu, ancak bu hesabın paravan olduğunu, davacı ... tarafından kullanıldığını, davacı şirket tarafından banka hesap hareketlerinin bilinmemesinin imkansız olduğunu, 2004-2007 arası 115.000 TL gibi bir tutarı kendi hesabına şirketin haberi olmadan aktarmasının mümkün bulunmadığını, faks ile yapılan talimat sonrası bankanın davacıları telefonla arayarak işlemleri teyit ettirdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak dosya kapsamına göre, davaya konu olan 2004 ve 2008 yılları arasında yapılan tespitlerde belirtilen faks talimatları ile havalelerin davacıların bilgisi dahilinde bulunduğu, davalı ..."ye ait hesabın aynı zamanda davacılar ile bağlantılı tahsilat ve ödemelerde kullanılmakla bir nevi paravan hesap olduğu, davalı banka ile düzenlenen Bireysel Müşteri Sözleşmesinin 74. ve 75. maddelerine göre fakslardaki imzaların ilk bakışta sahteliği anlaşılamayacak nitelikte olduğu, bu nedenle davalı bankanın aldığı faks talimatı gereğini yerine getirmekte kusurunun bulunmadığı, mutat olarak talimatların ardından ıslak imzalı talep beklenmediği, davalı ..."nin yaptığı işlemlerin banka kayıtlarına ve muhasebe işlemlerine göre saklı işlemler olmayıp davacıların bilgisi dahilinde bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, sahte faks talimatıyla banka hesabından çekilen paraların tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davada davalıların davacıların hesaplarından usulsüz talimatlar ile çekilen mevduatın geri ödenmesinden sorumlu oldukları sonucuna varılarak davanın kabulüyle 10.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmiş, verilen bu ilk kararın davalı banka vekilince temyizi üzerine Dairemizce karar temyiz eden davalı banka yararına bozulmuştur. Ardından davacılar vekilince açılan ek davayla 111.325,00 TL zararın haksız eylem tarihinden itibaren işeyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemiş, ek davanın asıl dava dosyasıyla birleştirilmesine karar verilerek yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir. Davalıların, davacıların hesaplarından usulsüz talimatlar ile çekilen mevduatın geri ödenmesinden sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen ilk karar davalı ... tarafından temyiz edilmemekle anılan davalı yönünden kesinleşmiş olduğundan davalı ... aleyhine açılan asıl davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Birleşen ek davada da davalı ..."nin davacıların hesaplarından usulsüz talimatlar ile çekilen mevduatın geri ödenmesinden sorumlu olduğu hususu kesinleştiğinden ek dava bakımından banka hesapları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle ispat kuralları çerçevesinde sorumluluk miktarının tespitiyle bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davalı ... aleyhine açılan birleşen davanın da reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı ... Bankası Genel Müdürlüğüne verilmesine, takdir olunan 1.350,00 TL vekalet ücretinin davalı ..."den alınarak davacılara verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davacılara iadesine, 20.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.