1. Hukuk Dairesi 2014/8163 E. , 2015/9446 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANTALYA 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2013
NUMARASI : 2010/456-2013/586
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve tazminat davası sonunda yerel mahkemece asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar yasal süresi içerisinde taraflarca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi . ..’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Asıl dava; elatmanın önlenmesi, ecrimisil, Karşı dava ise ecrimisil ve tazminat isteklerine ilişkin olup mahkemece dava açıldığı tarihte müdahale bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, ecrimisil isteği bakımından taleple bağlı kalınarak kabulüne, karşı dava bakımından ecrimisil isteğinin ve tazminat isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Asıl davanın davacısı İ.. D..; kat mülkiyeti kurulu, 1458 ada, 10 parsel sayılı taşınmazda yer alan 1 nolu dükkânda kayıt maliki olduğunu, davalının mülkiyetten ve kayıttan kaynaklanan bir hakkı olmaksızın dükkanı kiraya vermek suretiyle tasarrufta bulunduğunu, yararlanmasına engel olduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve geriye dönük 5 yıllık ecrimisile karar verilmesini istemiş ve 9. İcra Müdürlüğünde aleyhine yürütülen icra takibinden dolayı takas talebinde bulunmuş, yargılama sırasında çekişmeli bölümdeki kiracının kira bedelini kendisine ödemeye başladığını elatmanın konusu kalmadığını, davayı ecrimisil yönünden takip ettiğini bildirmiştir.
Davalı- karşı davacı İ.. D..; kat mülkiyet kurulu, 1458 ada, 10 parsel sayılı taşınmazda yer alan 2 nolu dükkânı dava dışı yükleniciden 1999 tarihinde satın aldığını, 2010 tarihine dek Batman"da yaşadığını ve ticaretle uğraştığını, 2006 yılında yaşadığı ekonomik sıkıntı karşısında 2 nolu dükkanı satmak istediğini, ancak taşınmazın davacı- karşı davalı İ.. D.."nın işgalinde olduğunu, açtığı 2006/211 Esas sayılı tapu iptal ve tescil davası kapsamında konulan ihtiyati tedbir kararı nedeniyle 14/04/2006-16/09/2009 tarihleri arasında tasarrufta bulunamadığını, emlakçı aracılığıyla alıcı bulduğu halde taşınmazı satamadığını, başka taşınmazlarını ipotek ederek Vakıfbank"tan 100.000,00 TL. kredi çektiğini, borç batağına sürüklendiğini, 16/09/2009 tarihinde ihtiyati tedbirin kaldırılması ile taşınmazını satabildiğini, ancak bu arada da taşınmaz fiyatlarındaki aşırı düşüş nedeniyle zarara uğradığını, Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2006/510 Esas, 187 Karar sayılı , kesinleşen ilamı ile ecrimisile hükmedildiğini, ecrimisil için icra takibine geçildiği aşamada aleyhine ecrimisil davası açıldığını,1 ve 2 nolu dükkânları kullanmadığını,kiraya vermediğini belirterek davanın reddini savunmuş, karşı davada ise; 2 nolu dükkan bakımından ecrimisil talebinde bulunduğu Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/510 Esas, 187 Karar sayılı dava dosyasında karşılanamayan 02/12/2006- 03/05/2007 tarihleri arasındaki haksız
./..
kullanımı nedeniyle aylık 224 TL"den toplam 5 aylık 1.120,00 TL ecrimisil bedelinin 02/05/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte karşı davalıdan tahsiline ve aleyhine açılan Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/211 Esas sayılı dava dosyasında 14/04/2006- 16/09/2009 tarihleri arasında uygulanan haksız ihtiyati tedbir kararı nedeniyle tasarruf hakkının kısıtlandığını bu nedenle kredi çekmek zorunda kalarak borca battığını, taşınmazın değer kaybına uğraması nedeniyle oluşan zarardan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 25.000,00 TL"nin 14/04/2006 tarihinden itibaren tazminine karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında da keşfen belirlenen değer üzerinden ecrimisil isteğini 1.487,00 TL., tazminat isteğini ise 59.244,00 TL olarak ıslah ettiğini bildirmiştir.
Mahkemece; asıl davada davanın açıldığı tarih itibariyle müdahalenin bulunmadığı gerekçesiyle elatmanın önlenmesi isteğinin reddine, taleple bağlı kalınarak 8.890,00 TL. ecrimisilin tahsiline, karşı dava bakımından ise 1.487,00 TL ecrimisilin ve 59,244,00 TL tazminatın karşı davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının 1458 ada, 10 parselde yer alın 1 nolu, karşı davacının da 2 nolu dükkânda kayıt maliki oldukları, davacı İ.. D.."nın kayden maliki bulunduğu 1 nolu dükkânın 01/11/2005 ile 31/12/2008 tarihleri arası için davalı İ.. D.."nun tasarrufunda bulunduğu, dava tarihi itibariyle (01/11/2010 tarihi) itibariyle kira bedellerinin davacı İ.. D.. tarafından alındığı, dolayısıyla dava tarihi itibariyle dükkânın davalı İ.. D.. tasarrufunda bulunmadığı saptanarak elatmanın önlenmesi davası bakımından davanın reddine ve buna bağlı olarak reddedilen dava değeri üzerinden yargılama giderleri ve nispi avukatlık ücretinden sorumlu tutulmuş olmasında, 01/11/2005 ila 31/12/2008 dönemi için uzman bilirkişilerce belirlenen hükme elverişli ve denetime uygun bilirkişi raporu esas alınmak ve taleple bağlı kalınmak suretiyle ecrimisile karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacı- karşı davalı İ.. D.."nın bu yöne ve davalı-karşı davacı İbrahim ecrimisile ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davacı- karşı davalı İ.. D.."nın karşı davadaki tazminata yönelik temyiz itirazları yönünden ise;
Hemen belirtmek gerekir ki; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) 399. maddesinde “Lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf, ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı tazminle yükümlüdür. ” hükmüne yer verilmiştir.
Eldeki davada davalı karşı dava dilekçesinde; haksız ihtiyati tedbir kararı nedeniyle maliki bulunduğu taşınmazda tasarrufta bulunamadığını ileri sürerek taşınmazın tedbir konulduğu tarihteki rayiç değeri ile tedbirin kaldırıldığı tarih arasındaki rayiç değer kaybının, taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunamaması, borca batık bulunması nedeniyle uğradığı zararın tazminini, malvarlığının yarısını oluşturan taşınmazı zamanında satamadığı için kredi kullanmak zorunda kalmasından, kredileri zamanında ödeyemeyip tekrar kredi kullanmak zorunda kalması, konutunu ve işyerini satmasından kaynaklanan zararının tazminini istemiştir.
../...
Somut olayda;tazminat davasının davalısı İ.. D.. tarafından aleyhine 2 nolu bağımsız bölüm hakkında 24/04/2006 tarihinde, Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan ( 2006/211 Esas sayılı dava dosyası) hata hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasının yargılaması sırasında 14/06/2006 tarihli ihtiyati tedbir kararı verildiği ve tapu siciline şerh düşüldüğü, davanın iddianın sabit olmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, ilgili kararın derecattan geçmek suretiyle kesinleştiği, 2 nolu bağımsız bölümde kayıt maliki olan İ.. D.."nun anılan bölümü emlakçı vasıtasıyla satmak konusunda anlaştığı ve 120.000.00 TL bedelle alıcı bulduğu halde satamadığı, sonuçta ihtiyatı tedbirin 16/09/2009 tarihinde kaldırılmasından sonra 02/11/2009 tarihinde dava dışı Abdullah Demir"e 26.000 TL bedelle satıldığı anlaşılmaktadır.
O hâlde; HMK"nin 399. maddesi uyarınca tazminat isteğinin kabulüne karar verilebilmesi için öncelikle davada ileri sürülen zararın ihtiyati tedbir kararının uygulanmasından kaynaklanıp kaynaklanmadığının açıkça ortaya konulması, duraksamaya yol açmayacak şekilde belirlenmiş olması zorunludur. Öte yandan zararın ihtiyati tedbir kararının uygulanmasından kaynaklandığı sonucuna varılması halinde karşı dava dilekçesinde tazmini istenilen hususların kalem kalem belirlenmesi gerekeceğinde de kuşku yoktur.
Ne var ki; mahkemece karşı davacının tazminini istediği zararın ihtiyati tedbir kararından kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususuna açıklık kazandırılmadığı gibi davalı- karşı davacının maliki olduğu 2 nolu dükkanın 02/11/2009 tarihinde satış bedeli olan 90.000,00 TL ile ihtiyati tedbirin kaldırıldığı 15/09/2009 tarihi itibariyle tespit edilen 149.244,80 TL değer arasındaki farkın 59.244,80 TL"nin tazmin edilmesi gereken zarar olduğu sonucuna varılarak hüküm kurulmuş olması da doğru değildir.
Hâl böyle olunca; Antalya 8.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/211 Esas sayılı dava dosyası kapsamında verilen ihtiyati tedbir kararının uygulanmasından kaynaklı bir zararının gerçekleşip gerçekleşmediğinin duraksamaya meydan vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması, iddia edildiği gibi ihtiyati tedbirin uygulanmasından kaynaklı bir zarar doğduğunun saptanması halinde karşı dava dilekçesinde belirtilen kalemleri karşılayacak şekilde zarar tespitinin yapılması, hükme esas almaya elverişli, denetime uygun rapor alınması, tarafların toplanan ve toplanacak delillerinin birlikte değerlendirilerek hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek hüküm kurulması doğru değildir.
Davacı- karşı davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.