Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/2621
Karar No: 2014/10580
Karar Tarihi: 30.06.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/2621 Esas 2014/10580 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/2621 E.  ,  2014/10580 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA 2. AİLE MAHKEMESİ
    TARİHİ : 09/12/2013
    NUMARASI : 2013/70-2013/1630

    Taraflar arasında görülen kişisel eşya alacağı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı vekili dilekçesi ile; düğünde müvekkiline takılan ziynet eşyalarının aynen iadesini olmazsa bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, düğünde talep edilen miktarda altın takılmadığını, evden giderken altınları yanında götürdüğünü bildirerek davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; ziynetlerin kadının üzerinde bulunması gereken şahsi eşyalardan olduğu, tarafların boşanmalarına ilişkin karardan önce de birkaç kez ayrılıp tekrar bir araya geldikleri, son ayrılma durumu, yaşanan olaylar dikkate alındığında davacıya ait ziynet eşyalarının ve paraların davalı tarafından alındığının ispat edilemediği, dinlenen tanık beyanlarının da yeterli olmadığı gerekçeleriyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
    Davacı kadın, dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.
    Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir.
    Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispat yükü altındadır.
    Somut olayda; davacı kadının şiddet gördüğü Ankara 5. Aile Mahkemesinin 2008/1050-2010/392 sayılı boşanma dava dosyası ile yine Ankara 2. Aile Mahkemesinin 2009/98-498 sayılı nafaka dava dosyalarında sabit olup bu durumda evi terk eden birinin altınları yanında götürdüğünü kabule olanak bulunmamaktadır. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekirse de şiddet gören davacının üzerinde götürülmediğini ispat ettiğinin kabulü gerekir.
    O halde mahkemece yapılacak iş; davacı delilleri toplanmak suretiyle düğünde takılan altınların nevi ve miktarı belirlenmek ve gerekirse bilirkişiden yeniden rapor almak suretiyle varılacak sonucuna göre bir karar vermek olmalıdır.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi