Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11294
Karar No: 2019/2136

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/11294 Esas 2019/2136 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/11294 E.  ,  2019/2136 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava konusu, ... ili, İskilip ilçesi, ... köyünde kain 1900 m² yüzölçümlü 3193 parsel sayılı taşınmaz ile 11000 m² yüzölçümlü 3194 parsel sayılı taşınmazlar 29.05.1976 tarihinde tarla vasfıyla ve 211.300 m² yüzölçümlü 3136 parsel sayılı taşınmaz ise 25.06.1976 tarihinde mera vasfıyla Hazine adına tespit edilmişlerdir.
    Davacılar ... köyü 3193 sayılı parselin kendilerine murisleri ..."tan intikalen geldiğini, muris adına tapuda kayıtlı olduğunu, taşınmazın Hazine adına tespit edilmesinin yanlış olduğunu beyan ederek, taşınmazın tespitinin iptali ile adlarına tespit ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmişler, iş bu dava ... Tapulama Mahkemesinin 1979/263 Esasına kaydedilmiştir. Aynı davacılar aynı gerekçelerle 3194 sayılı parsel yönünden açtıkları dava da ... Tapulama Mahkemesinin 1979/277 Esasına kaydedilmiş ve 20/08/1980 gün ve 1979/277 E. - 1980/89 K. sayılı mahkeme kararı ile aralarında irtibat bulunması sebebiyle 1979/263 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
    Davacılar; ... köyü 3136 sayılı parselin muris dedeleri ... adına kayıtlı olduğunu, malik olarak kendilerinin zilyet ve tasarrufunda olduğunu, taşınmazın davalı köy adına mera olarak tespit gördüğünü belirterek, hatalı yapılan tespitin iptalini talep etmişler, iş bu dava ... Tapulama Mahkemesinin 1979/261 Esasına kaydedilmiş ve 20/08/1980 gün ve 1979/261 E. - 1980/88 K. sayılı mahkeme kararı ile aralarında irtibat bulunması sebebiyle 1979/263 E. sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir. HSYK kararı gereğince 1979/263 E. sayılı dosya Mahkemenin 2013/17 E sayılı dosyasına devredilmiş ve yargılaya 2013/17 E. sayılı dosyası üzerinden devam edilmiştir.
    Yargılama sonunda mahkemece; tarafsız mahalli bilirkişi beyanlarına itibar edilerek dava konusu taşınmazların tapu kaydı kapsamında olduğu ve davacıların dedeleri tarafından tapu kaydı maliklerinden satın alındıktan sonra önce dedeleri Hüseyin, sonra anneleri Satı, en son da davacılar tarafından zilyet edildiği ve bu zilyetliğin yaklaşık 40 yıldan fazla sürdüğü sonucuna ulaşılarak Kadastro Kanununun 13 ve 14. maddesinde düzenlenen zilyetlik yoluyla taşınmazların kazanılması şartlarının davacılar lehine gerçekleştiğinden bahisle davacıların davalarında haklı olduğuna ve yaklaşık olarak 3-5 sene gibi kısa bir süre ekilmeyen, bakım görmeyen tarlaların bile meraya dönüşmesinin, kıraç arazi olmasının normal olduğu düşünülerek, 3136 sayılı parselin (B) ve (C) harfleri ile gösterilen kısımlarının öncesinin de tarla olduğu, davacıların kullanmamayı tercih etmeleri nedeniyle üzerinde tarımsal faaliyet yapılmadığına ve mera vari otsu bitkilerin çıkmış olduğuna ayrıca 3194 ve 3136 sayılı parseller bakımından ise tespit maliki olmayan davalılar aleyhine açılan davaların husumetten reddine karar verilerek; birleştirilen ... Kadastro Mahkemlesinin 1979/277 E. sayılı dava dosyası yönünden; davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, davalı ... köy tüzel kişiliği aleyhine açılan davanın husumetten reddine, dava konusu ... ili, ... ilçesi, Kaşören
    mevkii 3194 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile taşınmaz 4 pay kabul edilerek 1 payı ... kızı ..."ya, 1 payı ... oğlu ..."a, 1 payı ... kızı ..."ya, 1 payı ... oğlu ..."a ait olacak şekilde tarla vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline, birleştirilen ... Kadastro Mahkemesinin 1979/261 E. sayılı dava dosyası yönünden: davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, davalı Hazine aleyhine açılan davanın husumetten reddine, dava konusu ... ili, ... ilçesi, Kaşören mevki 3136 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile taşınmaz 4 pay kabul edilerek 1 payı ... kızı ..."ya, 1 payı ... oğlu ..."a, 1 payı ... kızı ..."ya , 1 payı ... oğlu ..."a ait olacak şekilde tarla vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline, ... Kadastro Mahkemesinin 1979/263 E. sayılı dava dosyası yönünden davanın kabulüne, dava konusu ... ili, ... ilçesi, Kaşören mevkii 3193 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile taşınmaz 4 pay kabul edilerek 1 payı ... kızı ..."ya, 1 payı ... oğlu ..."a, 1 payı ... kızı ..."ya, 1 payı ... oğlu ..."a ait olacak şekilde tarla vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1976 yılında yapılan arazi kadastrosu bulunmaktadır.
    Davacılar K. Evvel 1324 tarih ve 39 nolu, 80 dönümlük tapu kaydını dayanak olarak göstermişler ve dayanak tapu kayıtlarının 2601, 2602, 2603, 2604, 2605, 2571, 2572, 2577 ve 2580 sayılı parsellere revizyon gördüğü davacılar adına, tapu kaydı miktarından daha fazla yer tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacı dayanağı tapu kaydına istinaden dava konusu yerlerin davacılar adına tesciline karar verilmesi isabetli görülmemiştir.
    Davaya konu edilen taşınmazların konumu mahkemece belirlenmemiş, davacıların zilyetliğinin malik sıfatı ile olup olmadığı hususu tartışılmamış, usulünce mera araştırması yapılmamış, davaya konu taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı ve zilyetlik koşullarının davacılar yararına gerçekleşip gerçekleşmediği de usulünce araştırılmamıştır. Yetersiz araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
    Davacıların kullandıkları yerler tam olarak yeniden yapılacak keşif ile belirlenmeli ve kullandıkları yerlerin zilyetlikle kazanılacak yerlerden olup olmadığı, zilyetlik şartlarının oluşup oluşmadığı taşınmazlar başında dinlenecek (komşu köylerden ve dava konusu taşınmazların bulunduğu köyden ) mahalli bilirkişi ve taraf tanık anlatımları ile kesin olarak saptanmalı, davacılar için 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının yapılması gereklidir.
    Kural olarak, bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın yetkili ve idarî merciler tarafından mera olarak tahsis edilmesi ya da taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kamu malı niteliğinde mera olarak kullanılagelmiş olmasına bağlıdır. Bu nedenle; dava konusu taşınmazların tahsisli veya kadim mera olup olmadığı kesin olarak belirlenmeli; öncesinin mera olduğunun anlaşılması halinde zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı nazara alınmalıdır.
    O halde; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı kanunlar uyarınca yayla tahsisi yapılıp yapılmadığı Özel İdare Müdürlüğünden; 4342 sayılı Kanun uyarınca mera (yayla) tahsisi yapılıp yapılmadığı ise mülkî amirlikten ayrı ayrı sorulup saptanmalı, sözü edilen kanunlar uyarınca bölgede mera tahsisi yapılmış ise mera tahsis haritası ve eki belgelerin tümü eksiksiz getirildikten sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, dava konusu taşınmazın bulunduğu köye komşu köyler halkından seçilecek yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve belirlenen idari tahkikat tutanaklarında ismi yazılı kişiler ile bir fen memuru ve uzman bir ziraatçi bilirkişinin tümü hazır olduğu halde, dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, bölgede mera tahsisi yapılmış ise mera tahsis haritasının ölçeği ile kadastro paftasının ölçeği eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı, fen memuru bilirkişisi eliyle yerine her iki harita çakıştırılmak suretiyle uygulanmalı, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz
    üzerindeki doğal ya da yapay sınır yerlerinden yararlanılmalı, bu yolla dava konusu taşınmazların mera tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı denetlenmeli, özellikle ziraat bilirkişi raporunda taşınmazların ne şekilde kullanıldığını, çevrelerinin mera olup olmadığını, mera ise taşınmazların bu meraların devamı olup olmadığı duraksamaya meydan vermeyecek şekilde belirlemeli, taşınmazın bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından mera tahsisi yapılmamış ise yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın kadim mera olarak kullanılıp kullanılmadığı yolunda olaylara dayalı bilgi alınmalı, dosyaya tespit tarihi olan 1979 yılından 20 yıl önceki hava fotoğrafı celb edilerek, fen bilirkişisinden hava fotoğrafına dayalı olarak dava konusu taşınmazların kullanım durumunun tespiti istenmelidir.
    Öte yandan uzman ziraatçi bilirkişi marifetiyle taşınmazlar bizzat mahkemece görülüp gözlenmeli, taşınmazın fiziksel yapısı, meyil durumu, taş ve toprak unsurundan hangisinin galip olduğu ayrıntılı şekilde keşif tutanağına geçirilmeli, komşu taşınmazların toprak yapısı ile dava konusu taşınmazların toprak yapısı mukayese edilmeli, bu fiziksel olgular da keşif tutanağına yazılmalı, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazların tespit tutanakları içeriğine göre tespitlerine bir kayıt ve belge esas alınıp alınmadığı dikkate alınarak tutanakların içeriğinde vurgulanan maddî ve hukukî olgularla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli, belge esas alınmış ise sözü edilen belgelerin nizalı parseller yönünü ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterdiği incelenmeli, davalı olup olmadıkları, tespitlerinin kesinleşip kesinleşmediği incelenip irdelenmeli, dava konusu taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olmadığı sonucuna varıldığı takdirde, taşınmazın öncesinin ne olduğu, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü, kimden kime geçtiği ve kullanımın ekonomik amacına uygun olup olmadığı, mahalli bilirkişi ve tanıklardan sorulmak suretiyle maddî olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak saptanmalı, özellikle bilirkişisinden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye, uzman ziraatçi bilirkişiden ise mahkemenin keşif tutanağına geçen gözlemini yansıtmaya, taşınmazın niteliğini belirtmeye elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA 21/03/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi