11. Hukuk Dairesi 2016/961 E. , 2016/8319 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/04/2015 tarih ve 2014/331-2015/292 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 04/10/2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 1986 yılından beri davalı ... şirketinin acentesi olarak çalıştığını, çalıştığı dönem içerisinde müvekkilinin düzenlediği ve primleri tahsil edilen bir kısım sigorta poliçelerinin komisyon ücretlerinin davalı ... şirketi tarafından ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının % 40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ihtilafın ... ve ... için akdedilmiş poliçelerden kaynaklandığını, davacının anılan poliçelerde acente olarak bir rolü bulunmadığını, ... poliçeleri için acente sıfatını haiz davacının ihaleye bizzat katılması mümkün olmadığı gibi poliçenin tanzimi ve devamı ile ilgili hiçbir konuda aracılık etmesinin mümkün bulunmadığını, ihaleye bizzat ... Sigorta A.Ş"nin katıldığını, ... poliçeleri incelendiğinde acente no kısmında davacının unvanının ve partaj numarasının yer almadığını, davacının söz konusu poliçelerin gerek akdedilmesinde gerekse devamında komisyonu hakedecek herhangi bir katkısı olmamasına rağmen müvekkili şirket yetkililerinin tamamıyla idari takdiri uyarınca kendi kazandığı komisyon üzerinden davacı ile mutabık kalınan belli bir payı davacı acenteye aktardığını, müvekkilinin ... poliçeleri yönünden 2004-2005 ve 2006 yıllarına ait 387.206 TL komisyon ücreti kazanmış olmasına rağmen davacının, davalının kazandığının çok üstünde komisyon ücreti talep etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, tarafların komisyon ücretine ilişkin olarak yapılan ödemelerden dolayı tam bir mutabakat içinde olmalarına rağmen davacı acentenin müvekkili şirketin idari kadrosu değişince komisyon alacağına itiraz ettiğini, davacı tarafın acentelik sözleşmesi uyarınca kendisine müvekkili şirketçe gönderilen cari hesap ekstresine itirazı bulunmadığından taraflar arasındaki borç alacak ilişkisinin kesinleştiğini, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talep edemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, acente sıfatıyla davacının ... poliçeleri yönünden 779.636,73 TL, ... poliçeleri yönünden 17.917,21 TL olmak üzere toplamda davalıdan 797.553,94 TL komisyon alacağının bulunduğu, dava konusu alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının 797.553,94 TL için iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, davalının % 40 oranında (319.021,57 TL) inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına davalı vekilinin 06/09/2012 tarihli rapora karşı beyanına göre, ... poliçeleri nedeniyle oluşan komisyona yönelik temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, acentelik komisyonunun tahsili istemine ilişkindir. Somut olayın gerçekleşme tarihine göre Sigortacılık Murakabe Kanunu ile Mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Sigorta acentesi ile ilgili düzenlemeye 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanununda raslamaktayız. Bu doğrultuda Sigortacılık Murakabe Kanunu"daki acenteye ilişkin hükümler 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"na nazaran öncelikli olarak uygulama alanı bulacaktır. Bu duruma 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 117/1"de işaret etmektedir. Ayrıca sigorta acentesinin tanımına Sigortacılık Murakabe Kanunu m. 9"da yer verilmiştir. Sigortacılık Murakabe Kanunu m. 9"da verilen Sigorta Acentesi tanımının genel olarak 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 116"daki tanımla uyumlu olduğunu söylemek mümkündür. Sigortacılık Murakabe Kanunu m. 9"a göre sigorta sözleşmelerine aracılık eden veya sigortacı adına sigorta sözleşmeleri akdeden Sigorta acentesidir.
Acente, borçları yanında bir dizi haklara sahiptir. Acentenin müvekkiline karşı sahip olduğu en önemli hakkı, somut olayın da konusu olan ücret isteme hakkıdır.
Acentelik ilişkisinin devamı sırasında, acentenin faaliyetine dayandırılan hukuki işlemler için acentenin ücret isteme hakkı vardır. Başka bir söyleyişle, acentenin ücreti hak kazanabilmesi için, akdettiği yada aracılık ettiği işlemler acentelik ilişkisinin devamı esnasında vuku bulmalıdır. Bu bağlamda, acentenin faaliyeti ile işlemin kurulması arasında, gerek aracılık etme ve gerekse akdetme bakımından nedenselliğin bulunması ücrete hak kazanmasının şartı olarak karşımıza çıkarmaktadır (Y.T.D. 13/11/1968T. , E. 1968/2207, K. 1968/5993).
Böylece, ilk olarak acente, fiilen aracılığı neticesinde müvekkili ile müşteri arasında kurulan ya da müvekkili nam ve hesabına bizzat yaptığı sözleşmeler sebebiyle ücreti hak kazanır. Bu acentelik faaliyeti neticesinde ücret hakkının doğduğu olağan haldir. Bu gibi hâllerde acentenin ücret isteyebilmesi, çabasının başarıya ulaşmasının, yani sözleşmenin kurulmasının sonucudur. Ayrıca, sözleşmenin acentenin faaliyeti ve çabası neticesinde kurulduğunu ispat yükü ise acente üzerindedir. İkincisi, acente fiilen ve bizzat aracılık veya sözleşme yapmamakla birlikte, müşterinin müvekkiline kazandırılmasında etkin rol oynar ve müvekkili bu müşteri ile doğrudan veya başkasının aracılığı ile sözleşme yaparsa da acente ücrete hak kazanır. Bu halde ücret, acentenin, sözleşmenin yapılmasına olan katkısının bir karşılığıdır. Başka bir anlatımla sigorta acentesinin, müşteriyi müvekkil ile sözleşme yapması konusunda karar almasını sağlaması veya müvekkili aleyhine düşüncelerin oluşmasını engellemesi gibi durumlarda da acentenin ücret hakkından söz edilir. Acentenin sözleşmenin kurulması kapsamında değil ancak destekleyici faaliyetleri kapsamında sayılabilecek olan formların doldurulmasına yönelik yazılım veya çeviri eylemi gibi işlemleri acentelik komisyonunun kazanılmasını sağlamaz.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; davalı ile müşteri arasındaki sigorta sözleşmesinin ihale sonucu oluştuğu, davacının ihale ile oluşan sözleşmede; müşterinin müvekkili ile sözleşme yapması konusunda karar almasına veya müvekkil aleyhine düşüncelerinin oluşmasını engellemesi gibi bir davranışının sözleşmenin ihale sonucu imzalanması nedeniyle bulunmayacağı, davacının katkılarının sözleşmenin kurulması kapsamında değil, destekleyici faaliyetler kapsamında sayılacağı, davalının gönderdiği bir çok
mutabakatnameye, mutabakatname ekindeki yazıda belirtilen sürede itiraz edilmemesi karşısında, davacının ayrıca acentelik komisyon ücreti isteyemeyeceği, destekleyici faaliyetleri nedeniyle de ödenen ücret dışında ücret talebinin yerinde olmadığını ortaya koyması sonucu davacının ... poliçeleri kapsamındaki isteminin reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.