9. Hukuk Dairesi 2014/3591 E. , 2015/15627 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :... İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı asıl işveren ... grubuna bağlı ve davalılardan ... işçisi olarak 05.12.2006 tarihinden iş akdinin haksız ve hukuka aykırı şekilde feshedildiği 12.08.2010 tarihine kadar kesintisiz çalıştığını, ... bölgesindeki market ve alışveriş merkezlerinde ... marka ürünlerin pazarlanması, dağıtımı, mağaza reyonlarının dizilmesi, iadesi gereken malların toplanması gibi görevleri yaklaşık 4 yıldır başarı ile yerine getirdiğini, çalışması ile amirleri tarafından takdir edildiğini, çalışma arkadaşlarına örnek gösterildiğini iddia ederek kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili, yetki itirazında bulunarak ... İş Mahkemesinin yetkili olduğunu, davacının tüm emir ve direktifleri müvekkilinden aldığından sorumluluk müvekkili şirkete ait olduğundan, ...’nin davalı gösterilmesinin hukuken hatalı olduğunu, davacının iş akdinin haklı ve hukuka uygun olarak feshedildiğini, davacının kendisine yapılan her türlü ikaz ve yazılı ihtarlara rağmen yapmakla yükümlü olduğu görevleri yapmamakta ısrar ettiğini, bu hususta şirket bünyesinde her türlü savunmasının alındığını, üstlerince gerekli ikazlar yapıldığını, ancak davacının bunları dikkate almayarak görevini yapmaktan imtina ettiğini, davacının müvekkili bünyesinde satış destek elemanı olarak 05.12.2006 tarihinde çalışmaya başladığını, davacının görev kapsamını içerir tanzim teşhir elemanı iş tanıtım formunun işe girdiği anda iş sözleşmesi ile birlikte imzasına tebliğ edildiğini, davacının görev tanımında belirtildiğinin aksine yapması gereken görevleri yapmadığını, bu hususların tutulan tutanaklarla da sabit olduğunu, sunulan tüm tutanak ve evraklardan anlaşılacağı üzere davacının iş akdinin görev ve sorumluluklarını ısrarla yerine getirmemesi nedeniyle İş Kanununun 25/II-h bendi gereği feshedildiğini, nitekim davacı hakkında tutulan tutanaklarda davacının iş sözleşmesi ve iş tanımı gereği son kullanma tarihli ürünlerin kaldırılmadığı ve üstlendiği işe gerekli özeni göstermediğinin tespit edildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... şirketi vekili, müvekkili şirket davacının işvereni konumunda bulunmadığından, davanın müvekkili şirket yönünden husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davacının ne müvekkili şirkete ait herhangi bir bölge müdürlüğü veya başkaca bir işyerinde çalışmadığını, ne de müvekkili ile davacı arasında bir hizmet akdi yapılmadığını, davacının müvekkili tarafından işe alınmadığını, davacının hiçbir ücret ve sair sosyal hakkının müvekkili tarafından ödenmediğini, çalışma saatleri ve çalışma düzeninin müvekkilince belirlenmediğini, müvekkili şirketin diğer davalı şirketten raf hizmetini bir bütün olarak ve ücreti mukabilinde satın aldığını, zamanaşımı itirazında bulunduklarını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının davalı ...’ye ait ürünlerin pazarlanması, dağıtımı ve mağaza reyonlarının dizilmesi, iadesi gereken ürünler ile ilgili olarak mağazalarda diğer davalı ... işçisi olarak 05/12/2006 ile 12/08/2010 tarihleri arasında istihdam edildiği, davacının iş akdinin çalıştığı dönem içinde hakkında birden fazla tutanak tutulduğu, davacının feshe dayanak yapılan son kullanma günleri geçmiş ürünleri raflardan kaldırmamak ve son kullanma tarihleri geçmiş ürünleri raflarda bulundurmak gibi eylemlerinin haklı fesih oluşturacak şekilde davranış olmadığı, ancak işin ve işyerinin normal yürüyüşünü bozan iş görme borcunun yerine getirilmesini engelleyen hallerden olması dikkate alındığında feshin geçerli nedenle yapıldığının kabul edilmesi gerekeceği, böylelikle iş akdinin feshinin haklı nedenle olmayıp geçerli nedenle yapıldığı kabul edilen davacının kıdem tazminatına ve ihbar tazminatına hak kazanacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatının tahsiline karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
İş sözleşmesinin, işveren tarafından hatırlatıldığı halde işçinin görevlerini yapmamakta ısrar etmesi nedeniyle haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (h) alt bendinde, işçinin hatırlatıldığı halde görevlerini yapmamakta ısrar etmesi durumunda işverenin haklı fesih imkânının bulunduğu hükme bağlanmıştır.
İş görme edimi işçi tarafından işverenin verdiği talimatlara uygun olarak yerine getirilmelidir. İşverenin talimatlarının, bireysel ya da toplu iş sözleşmesi ile getirilebilecek sınırlamalar ile işçinin eğitimi, yeteneği ve takati gibi hususlara aykırılık oluşturmamalıdır.
1475 sayılı Yasada işçinin hatırlatıldığı halde görevlerini yapmaması haklı fesih nedeni olarak sayılmış ve işçinin bu anlık durumu yeterli görülmüşken, 4857 sayılı Yasa ile işçinin “görevi yapmamakta ısrar etmesi” kuralı getirilmiştir. Bu noktada işverenin hatırlatmasının ardından sadece bir kez görevi yapmama yeterli sayılmamalıdır. İşçinin görevi yapmama eylemi hatırlatmanın ardından devamlılık arz etmelidir.
İşveren tarafından fesih öncesinde, işçinin yapmakla yükümlü olduğu görevleri hatırlatılmalıdır. Bu hatırlatmanın sözlü ya da yazılı biçimde yapılması mümkündür. Bu konuda ispat yükü de işverendedir.
İşçinin görev tanımının, bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde açıkça öngörülmüş olması işverenin hatırlatma yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
İşçiye yapılacak hatırlatmada/uyarıda, işçiye yapması istenen görev açık biçimde bildirilmeli ve işin tamamlanmasına yetecek bir süre öngörülmelidir. Bildirimde, görevin hatırlatılması yeterlidir. Görevin gereklerinin yerine getirilmemesi durumunda iş sözleşmesinin feshedileceği hususunun ayrıca bildirilmesi gerekmez. Ancak, işveren tarafından işçiye bu yönde bir bildirim yapılmış ise, işçinin yeni bir eylemi gerçekleşmedikçe, önceki eylemlerine dayanılarak iş akdi feshedilemez.
İşçinin, verilen görevin bir kısmını yapmış olması halinde, bu davranışının nedenleri üzerinde durulmalı ve işverenin haklı fesih imkânının olup olmadığı, gerekirse uzman bilirkişilerce değerlendirilmelidir.
Çalışma koşullarında işçi aleyhine değişiklik niteliğinde olan görevlendirmelerin, 4857 sayılı Yasanın 22"nci maddesi uyarınca işçiyi bağlamayacağı açıktır. Bu kapsamda bir görevin yerine getirilmemiş olması işverene haklı fesih imkânı vermez.
Somut olayda;
Davacı işçinin davalı işyerinde tanzim teşhir elemanı olarak görev yaptığı, görevleri arasında raf, teşhir alanı ve depodaki ürünlerin son kullanma tarihini kontrol etmenin de bulunduğu, davacı işçi hakkında değişik tarihlerde yapmakla ödevli olduğu görevlerin hatırlatıldığı, en son 11.08.2010 tarihinde son kullanma tarihi geçmiş ürünleri reyondan almama nedeniyle tutanak tutulduğu, bu tutanak akabinde 12.08.2010 tarihinde davacının iş akdinin feshedildiği, iş akdinin fesih nedeninin 4857 Sayılı İş Kanununun 25/II-h bendindeki eyleme uyduğu, davacının ödevli olduğu görevleri hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar ettiği bu nedenle işverenin feshinin haklı olduğu anlaşılmakla davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29/04/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.