3. Hukuk Dairesi 2014/2069 E. , 2014/10659 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KARAMAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2013
NUMARASI : 2011/124-2013/520
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili şirketin alt bayisi bulunduğu S.. O.. Ltd. Şti ile davalı kurum arasında imzalanan 03.10.2006 tarihli sözleşme ile satış ve pazarlaması yapılan tıbbi malzemelerin fiyatlarının belirlendiğini, müvekkili şirketin bu sözleşme gereğince davalı kuruma devredilen Bağ-Kur Genel Müdürlüğünün sigortalılarına vermiş olduğu tıbbi malzemeleri faturalandırarak sunduğunu, ancak davalı kurumun 107.479,48 TL ödemesi gerekirken 95.158,03TL ödediğini ileri sürerek; ödenmeyen 12.331,45 TL nin faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; uyuşmazlığın 1479 sayılı Kanundan kaynaklanmış olması nedeniyle aynı kanunun 70. maddesi uyarınca görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğunu, öte yandan davacı şirket ile müvekkili kuruma devredilen Bağ-Kur Genel Müdürlüğü arasında sağlık hizmetlerinin satın alınmasına yönelik akdedilmiş bir sözleşme bulunmadığını, faturalara konu tedavi bedellerinin yasal mevzuat uyarınca gerekli kesintiler yapılarak dava dışı sigortalılara ödendiğini, bu nedenle davacı şirketin davada davacı olma sıfatının bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davaya konu protokolün S.. O.. Ltd. Şti ile Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü arasında akdedildiği, davalı kuruma devredilen Bağ-Kur Genel Müdürlüğünün ise protokolün tarafı olmadığı, ancak sigortalılara verilen malzeme bedellerinden yapılan kesintilerin mevzuata uygun olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava, davalı kurumun 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılarının tedavisinde kullanılan tıbbi malzemelerin bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanunun 63. maddesidir.
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş olan istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. 1479 sayılı Kanunun 70. maddesinde, “Bu Kanunun uygulanmasından doğan uzlaşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür” hükmüne yer verildiği gibi; davanın açıldığı 14.03.2011 tarihi itibariyle ve halen yürürlükte bulunan 5510 sayılı Yasanın 101. maddesinde uyuşmazlığın çözümünün, iş mahkemelerinin görevine girdiği belirtilmiştir.
Somut olayda; mahkemenin görevini belirlerken, taraflar arasındaki uyuşmazlığın hangi hukuki sebebe dayandığına bakmak gerekir.
Dosya kapsamına göre dava, davacının Sosyal Güvenlik Kurumu (devredilen Bağ-Kur Genel Müdürlüğü) ile yaptığı bir sözleşmeye dayanmamakta olup, sözleşmeden kaynaklanan bir borç bulunmamaktadır.
Uyuşmazlığın temelinde, Sosyal Güvenlik Kurumunun sigortalısına sağlamakla yükümlü olduğu sağlık yardımlarının ödenilmesi isteği vardır.
Davacı şirketin davasında haklı olup olmadığı, aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı ancak sağlık sigortasının kapsam ve koşullarını düzenleyen sosyal güvenlik mevzuatı çerçevesinde belirlenebilir.
Bundan ayrı davacının, bu konuda aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığı sorunu, uyuşmazlığın sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanmış olması gerçeğini ortadan kaldırmaz.
Şu halde, görev konusu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiğinden ve davanın her aşamasında dikkate alınabileceğinden, davaya bakmakla görevli olan mahkemenin iş mahkemesi olduğu düşünülmeksizin, davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.