20. Hukuk Dairesi 2015/9017 E. , 2016/5009 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Tapuda 6182,00 m² yüzölçümüyle davalı ... kayıtlı olan ... mahallesi eski 479 parsel sayılı taşınmaz, yörede 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kadastro Kanunun 22/2-a maddesi hükmüne göre yapılan uygulama kadastrosu sırasında yüzölçümü 5752,24 m² olarak düzeltilip 20695 ada 20 parsel sayısı verilerek mülkiyeti tapu kütüğünde olduğu gibi tespit edilmiştir.
Davacı ... ... vekili 23.03.2011 havale tarihli dilekçesi ile çekişmeli parselin kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasıyla taşınmazın 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesine göre yapılan tespitinin iptali ile orman vasfıyla tapuya kayıt ve tescil isteğiyle kadastro mahkemesine dava açmıştır.
Kadastro Mahkemesi 16.10.2012 gün ve .... sayılı kararıyla davanın reddine karar vermiş, temyiz üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesi ... tarih ve .../... - .../... sayılı kararıyla; “davacı ... ... vekiline dava dilekçesi açıklattırılıp, davanın sadece mülkiyete ilişkin olması halinde, mahkemece başkaca araştırma yapılmadan görevsizlik kararı verilmesi, davanın yalnızca 3402 sayılı Kadastro Kanunun 22/2-a maddesi uygulama çalışmasına itiraza veya hem 22/2-a maddesi uygulama çalışmasına itiraza hem de mülkiyete ilişkin olması halinde 3402 sayılı Kadastro Kanunun 22/2-a çalışmasının kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı yöntemince araştırılıp 3402 sayılı Kanunun 22/2a maddesine göre yapılan kadastro işlemine yönelik davanın esasına ilişkin bir karar verilmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan yer iddiasına dayalı tapu iptal ve tescile ilişkin talepte ise kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek tasarrufa ilişkin bu dava yönünden görevsizliğe karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Bozma sonrası davacı ... ... davalarının mülkiyete ilişkin olduğunu beyan etmesi üzerine, kadastro mahkemesi ...gün ve .../... – .../... sayılı kararıyla, davanın 3402 sayılı Kanunun 22/2-a madde uygulamasına itiraza değil, mülkiyet değişikliğine ilişkin olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar vermiş, bu kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesinden sonra ... ... talebi üzerine dosya Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan yer iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1940 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1744 sayılı Kanuna göre 1981 yılında yapılıp 24.09.1982 tarihinde, ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması, 1984 yılında yapılıp 11.12.1985 tarihinde ilân edilen aplikasyon ve 2896 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması, 1987 yılında yapılıp 25.05.1988 tarihinde ilân edilen, aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Şöyle ki; mahkemece yörede ilk kez 1940 yılında yapıldığı anlaşılan orman kadastosu ile daha sonra 1981 yılında yapılan çalışmaya ait harita ve tutanaklar getirtilerek uygulanmamış; çekişmeli yerin ilk orman kadastrosu ile 1981 yılındaki çalışmaya göre konumunu ayrı renklerde gösterir ortak rapor ve kroki alınmamış, uygulanan 1985 tarihli aplikasyon ve 2/B uygulamasına ilişkin tutanak ve haritalarına tamamı getirilmediği gibi getirtilen 29 numaralı tutanağın devamı olan 52. sayfada 5 numaralı bendin (a) fıkrasında “değirmen bendindeki 2205 numaralı O.S. noktasından kalkılarak sağ taraf devlet ormanı sol, mahkeme kararıyla orman sayılmayan araziler” olduğu yazılı olmasına rağmen tahditte uygulanan mahkeme kararı getirtilip uygulanmamıştır.
O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, mahkemece öncelikle yörede yapılan bütün orman tahdit, aplikasyon ve 2/B madde çalışmalarına ilişkin, işe başlama, işi bitirme, çalışma tutanakları ile askı ilân tutanaklarının ve orman tahdit haritaları ile aplikasyon ve 2/B madde haritalarının orijinalinden çekilmiş renkli fotokopi örneğinin, yine yörede yapılan ilk orman tahdidinde kullanılan hava fotoğraflarının orijinal renkli onaylı örnekleri ile kadastro paftası, ayrıca bilirkişi raporunda belirtilen .... Asliye Hukuk Mahkemesinin ... tarih ve .../...-... esas sayılı dosyası ile taşınmazın bulunduğu yörede 5831 sayılı Kanun hükümleri gereğince kullanım kadastrosu yapılıp yapılmadığı araştırılarak, yapılmış ise buna dair belgeler ve davaya konu taşınmazın ilk oluşumundan itibaren tüm gittileriyle birlikte tapu kaydının, tapu kaydı mahkeme kararı ile oluşmuşsa ilgili dava dosyası ilgili yerlerden temin edilerek dosya arasına konulduktan sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek iki orman mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi kurulu ve yöreyi iyi bilen, dava sonucunda yararı olmayan elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişiler yardımıyla yeniden yapılacak keşifte 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır, sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, 29 numaralı tutanakta belirtilen dava dosyasında orman sınırları dışına çıkarılan yer ile aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda anılan Yönetmelik ve Teknik İzahnamede yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek ve çekişmeli parsele komşu ya da yakında bulunan 14, 15, 16, 17 ve 19 sayılı parsellere ait tapu kayıtları ile bu parseller hakkında da temyize konu dosyada olduğu gibi davalar açılmış ise ilgili dava dosyaları dosyaya getirtilip, tümü birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/05/2016 günü oy birliği ile karar verildi.