20. Hukuk Dairesi 2015/8774 E. , 2016/5010 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Tapuda 2731,00 m² yüzölçümüyle davalılar adına kayıtlı olan ... mahallesi eski 890 parsel sayılı taşınmaz, yörede 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi hükmüne göre yapılan uygulama kadastrosu sırasında yüzölçümü 2728,06 m² olarak düzeltilip 28100 ada 44 parsel sayısı verilerek mülkiyeti tapu kütüğünde olduğu gibi tespit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi vekili, 26.10.2010 tarihli dilekçesiyle çekişmeli parselin kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasıyla, taşınmazın 22/2-a tespitinin iptali ile orman vasfıyla tapuya kayıt ve tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu ... mahallesi eski 890 parselin yeni 28100 ada 44 parsel sayısı ve 2728,06 m² yüzölçümüyle tapu kütüğüne aktarılmasına, sınırının ve yüzölçümünün düzeltilmesine karar verilmiş, Orman Yönetiminin temyizi üzerine, hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06.12.2011 tarih 2011/12736 - 14078 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "3402 sayılı Kanunun 22/2-a çalışmanın yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı yöntemince araştırılması ve kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan yer iddiasına dayalı tapu iptal ve tescile ilişkin talepte ise kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek tasarrufa ilişkin bu dava yönünden görevsizliğe karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, Daire bozma kararı üzerine önceki kararda direnilmesine ilişkin verilen karar, Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Hukuk Genel Kurulunun 19.12.2012 tarih ve 2012/1006-1263 sayılı kararı ile “...Dava dilekçesi içeriğinden, davacı ... Yönetiminin davasının yenileme kadastrosuna itiraza mı, yoksa mülkiyet iddiasına mı yönelik olduğu ya da her iki istemi de içerip içermediği açıkça anlaşılamadığından, öncelikle davacı ... Yönetimi vekilinden, davasının sadece 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca tesbite itiraz mı; yoksa sadece mülkiyete ilişkin mi olduğu veya her iki istemi de birlikte içerip içermediği hususu açıklattırılmalı, dava, sadece 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme işlemine itiraza ilişkin ise, Özel Daire bozma ilâmında değinildiği gibi, yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli olmadığı, davanın yalnızca mülkiyet iddiasına dayalı olması halinde, davanın genel mahkemede görülmesi gerektiği, davanın hem mülkiyet iddiasına, hem de 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu tesbitine itiraza ilişkin olması halinde ise; yenileme işlemine itiraz istemi yönünden, bozma ilâmında değinilen araştırmaların yapılarak karar verilmesi; mülkiyet iddiası yönünden ise görevsizlik kararı verilmesi gerekir...” denilerek direnme kararı bozulmuştur.
-2-
2015/8774 - 2016/5010
Mahkemece, Hukuk Genel Kurulu kararına uyulduktan sonra, Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.12.2012 tarih 2012/749-517 sayılı kararının taraflar arasında HMK"nın 303. maddesi uyarınca kesin hüküm oluşturduğu gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu taşınmaz hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğundan mülkiyet konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına, çekişmeli eski 890 parsel sayılı taşınmazın yeni 28100 ada 44 parsel sayısı ve 2728,06 m² yüzölçümüyle tapu kütüğüne aynen aktarılmasına, sınırlarının ve yüzölçümünün düzeltilmesine karar verilmiş, davacı ... Yönetimi vekilinin temyizi üzerine, hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 13/05/2014 tarih ve 2013/10772 - 2014/5478 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “hükmüne uyulan Hukuk Genel Kurulu kararında mülkiyet iddiası yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerektiği belirtildiği halde, mahkemece davanın esasına ilişkin olarak olumsuz dava şartı niteliğinde bulunan ve görevli mahkemece nazara alınması gereken kesin hüküm nedeniyle çekişmeli taşınmazın mülkiyetine ilişkin açılan davanın reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı” olduğu gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesine itiraz yönünden reddine, ... mahallesi eski 1015 parselin, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi uyarınca düzenlenen uygulama kadastro tutanağındaki gibi 28115 ada 44 parsel sayısıyla ve 1769,66 m² yüzölçümünde tapu siciline aynen aktarılarak uygulama kadastro tutanağı gibi tapuya tesciline, taşınmazın orman vasfıyla tesciline ilişkin talep yönünden ise mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan, kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraz ile kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kalan yer iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkindir.
Yapılan incelemede; yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı son oturumda oluşturulan kısa kararda, (…eski 890 parselin, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca düzenlenen kadastro uygulama tutanağındaki gibi 28100 ada 44 parsel sayısında ve 2728,06 m2 yüzölçümünde tapu siciline aynen aktarılarak uygulama kadastrosu tutanağı gibi tapuya tesciline…) dendiği halde, gerekçeli kararda (… eski 1015 parselin, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca düzenlenen kadastro uygulama tutanağındaki gibi 28115 ada 44 parsel sayısında ve 1769,66 m2 yüzölçümünde tapu siciline aynen aktarılarak uygulama kadastrosu tutanağı gibi tapuya tesciline…) denilerek gerekçeli kararın hüküm fıkrasında davanın konusu olmayan bir parsel hakkında hüküm oluşturulmuştur. Oysa, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz (HMK m. 298/2); kısa kararla gerekçeli kararın çelişik olması mutlak bozma nedeni oluşturur (İ.B.B.G.K. 10.04.1992 t., 1991/7 E. – 1992/4 K.).
SONUÇ. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/05/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.