Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/900
Karar No: 2014/1041
Karar Tarihi: 17.02.2014

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2014/900 Esas 2014/1041 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Yargıtay 10. Ceza Dairesi, uyuşturucu madde bulundurma suçundan hüküm giyen sanık hakkında Sulh Ceza Mahkemesi tarafından verilen mahkumiyet hükmünün kanun yararına bozulması talebi üzerine dosyayı inceledi. Sanık TCK'nın 191/1, 62 maddeleri gereğince 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmış ve aynı Kanun'un 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmıştı. Ancak, kanun yoluna başvuru süresinin yanıltıcı şekilde belirtilmesi nedeniyle hükmün kesinleşmediği anlaşıldığından, kanun yararına bozma isteği reddedildi ve dosya mahkemesine iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. Kanun maddeleri: TCK'nın 191/1, 191/2, 62; CMK'nın 309. maddesi.
10. Ceza Dairesi         2014/900 E.  ,  2014/1041 K.

    "İçtihat Metni"

    Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında ... Sulh Ceza Mahkemesi"nce 07.04.2010 tarihinde 2010/16 esas ve 2010/385 karar sayı ile verilen mahkûmiyet hükmünün kanun yararına bozulmasına ilişkin talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 03.01.2014 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    Mahkemece sanığın TCK"nın 191/1, 62 maddeleri gereğince 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, ayrıca sanık hakkında aynı Kanun"un 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına hükmolunmuştur.
    Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında; «19/12/2006 tarihli ve 26381 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun"un 7. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191. maddesi değiştirilmiş ve bu madde uyarınca, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçundan dolayı yapılacak yargılama sonucunda mahkemelere iki seçenek sunulmuş olup, anılan maddenin 2. fıkrası gereğince hüküm vermeden önce uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine; kullanmamakla birlikte, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği, aynı maddenin 5. fıkrasına göre de, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan kişi hakkında açılmış olan davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği, aksi takdirde, davaya devam olunarak hüküm verilmesi gerekeceği, diğer bir durumda ise, mahkemece 6. fıkra uyarınca uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişinin, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı cezaya hükmedildikten sonra da iki ilâ dördüncü fıkralar hükümlerine göre tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulabileceği ve bu durumda hükmolunan cezanın infazının erteleneceği, 7. fıkra gereğince kişinin mahkûm olduğu cezanın, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması hâlinde infaz edilmiş sayılacağı, aksi takdirde derhal infaz edilmesi gerekeceği cihetle, uyuşturucu madde kullanmış olan sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri yerine, yasal gerekçe gösterilmeden hapis cezası ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, belirtilen hükmün bozulması istenmiştir.
    Sanığın yüzüne karşı verilen incelemeye konu hükümde, kanun yoluna başvuru süresinin “tefhimden itibaren" yerine, yanıltıcı biçimde “tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren” başlayacağının belirtilmesi nedeniyle hükmün kesinleşmediği, yasadaki tüm hususlar yazılarak kararın sanığa tebliğ edilmesinin gerektiği anlaşıldığından; 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin (1). fıkrası uyarınca ancak temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar ya da hükümler hakkında kanun yararına bozma yoluna başvurulabilmesi karşısında; yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteğinin bu aşamada REDDİNE, dosyanın Mahkemesine iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 17.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi