11. Hukuk Dairesi 2015/11576 E. , 2016/8410 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08/05/2015 tarih ve 2014/476-2015/298 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, ..."ın özelleştirme kapsamına alınması ve 20 ayrı dağıtım şirketine ayrılması kapsamında müvekkili ile davalı arasında 24.07.2006 tarihinde "İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi" akdedildiğini, anılan sözleşmenin 7.1, 7.2, 7.3, 7.4, 7.5 ve 7.6 maddelerinde dağıtım faaliyetinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen iş ve işlemlerden kaynaklanan sorumluluğun dönemsel olarak paylaştırıldığını, davalının sözleşme öncesi gerçekleştirdiği işlemler nedeniyle devlet ormanlarına izinsiz enerji nakil hattı geçirmekten kaynaklanan tazminat davasına ilişkin ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2005/4 E-2006/60 K sayılı kararına istinaden müvekkilinin temyiz harç ve masrafları ile takip borcu olmak üzere toplamda 54.761,58 TL ödediğini ileri sürerek, bu meblağın her bir ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı def"inde bulunmuş, davanın esasına ilişkin olarak da, davacı şirketin özelleştirilmesinin hisse satışı suretiyle gerçekleştirildiğini, "İhale Şartnamesi ve Hisse Satış Sözleşmesi" hükümleri uyarınca müvekkilinden talepte bulunulamayacağını, ayrıca davacı tarafından düzenlenen devre esas bilanço ile geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, somut uyuşmazlıkta rücu istenilen alacağın en geç 28/03/2007 tarihine kadar ... Müdürlüğü ... İşletme Müdürlüğü"ne ödenmesi gereken bedelden kaynaklandığı, ..."nin imzalandığı 24/07/2006 tarihinden önceki döneme ilişkin olduğu, 28/03/2008 tarihinde ödemenin yapıldığı, ödeme yapılan tarihte ... kurulmuş olup, ödemenin ... tarafından yapıldığı, ödeme yapıldığı tarih itibariyle henüz ... özelleştirilmediğinden ..."ın %100 hissesinin... Dağıtım A.Ş."ne değil ..."a ait olduğu, hisse devrinden önceki dönemin sınırsız şekilde geriye doğru götürülemeyeceği, en fazla ... tarihine kadar götürülebileceği, buna göre şirketin hisse devrinden önceki borçlarından sorumluluğunun ... tarihinden itibaren başladığı, rücuya konu alacağın ..."den önceki döneme ilişkin bulunduğu, davalının sorumlu olduğu, rücu talebinin yerinde bulunduğu, davada ... taraf olmakla, ayrıca ihbarla ilgili bir hususun
araştırılmasının gerekmediği, mahkeme ilamına konu miktarın icra takibine esas alındığı, ödeme tarihi itibariyle hesaplanan miktar 53.558,53 TL ödemeyi aşmadığı, bu miktara ilişkin talebin yerinde olduğu, ayrıca temyiz harcı ve onama harcına yönelik talepte de bulunulmuş ise de, bu miktarların davacı tarafça ödendiğinin belgelendirilmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 53.558,53 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, dava, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, rücu hakkı başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde bir talep hakkı olduğundan ve davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken mahkemece dava tarihinden itibaren hükmedilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3- Ayrıca, davacı tarafça işbu davaya dayanak yapılan davada ödendiği iddia edilen temyiz ve onama harcına ilişkin istem mahkemece yazılı gerekçe ile reddedilmiştir. Oysa, davanın dayanağı olan önceki davada verilen karar işbu davanın davacısı tarafından temyiz edilmiş olup, dava dilekçesi ekinde 13,10 TL temyiz başvurma harcının 27/04/2007 tarihinde yatırıldığına ilişkin makbuz ibraz edilmiştir. Her ne kadar, söz konusu makbuzda harcın ... vekili Av. ... tarafından yatırıldığı belirtilmiş ise de, adı geçen vekilin o tarihte davacı vekili olduğunun ... İcra Dairesi’nin 2007/322 sayılı dosyası içerisinde bulunan vekaletnameden anlaşıldığı, yine onama harcı yönünden de dava dilekçesinde sadece harç tahsil müzekkeresi ibraz edilmiş ise de, onama ilamında bu harcın kararı temyiz edenden alınmasına karar verildiği, hem onama harcının hem de temyiz harcının kararı temyiz eden taraftan alınacağı ve önceki davada verilen kararın işbu davanın davalısı tarafından temyiz de edilmediği nazara alınarak bir değerlendirme yapılıp, gerektiğinde davacıya bu hususta ispat olanağı da sağlanmak sureti ile sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalının tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2.743,93 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 25/10/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Enerji sektöründeki özelleştirmelerin 4046 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde ...Başkanlığı tarafından gerçekleştirileceği 4628 sayılı yasa ile düzenlenmiş, 02.04.2004 tarih ve 2004/22 sayılı ... Kurulu Kararı ile ... özelleştirme kapsam ve programına alınmış, davacı şirketinde dahil olduğu 20 şirket, Türkiyedeki dağıtım bölgelerinde dağıtım lisansına sahip olarak 01.03.2005 tarihi itibariyle sermayesinin tamamı ..."a ait olmakla birlikte, ..."tan ayrı birer tüzel kişiliğe sahip olarak faaliyete başlamıştır.
... tarafından 20 adet dağıtım şirketi kurulduktan sonra herbiri ile ayrı ayrı 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalanmıştır.
Davacı şirket, tüm hisseleri davalı ..."a ait olmak üzere 31.08.2010 tarihine kadar faaliyet göstermiş, bu süreçte özelleştirme işlemleri yürütülmüş, özelleştirmenin tamamlanmasıyla birlikte davacı şirketin hisselerinin tamamı ... ve Satış Hizmetleri devredilerek 31.08.2010 tarihli hisse satış sözleşmesi akdedilmiştir.
Dava konusu ödeme, davacıya ait hisselerin tamamının kamuya ait olduğu, 31.08.2010 tarihli hisse satış sözleşmesinden önce 28.03.2008 tarihinde yapılmıştır.
Özelleştirme aşamasında ... ... tarafından düzenlenen ve beyan edilen devre esas mizan kayıtları temel alınarak “devre esas” bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirilmiş olup dava konusu ödeme bilançoda yer almaksızın işlemler ikmal edilmek suretiyle ... ..."ın özel sektöre devri gerçekleştirilmiştir.
Bu halde, devre esas bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiğinden, davalı ..."tan geçmiş döneme ilişkin herhangi bir talepte bulunulamaz.
Keza, 31.08.2010 günlü Hisse Satış Sözleşmesi"nin 9.3 maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” .... şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı ...” hükmü karşısında da davalının sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir.
Diğer taraftan 31.08.2010 günlü sözleşmenin 9.4 maddesinde düzenlenen “şirketlerde yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketlerin sorumlu olduğu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak alıcının ve şirketlerin idare ve ..."ı ilzam edecek hiçbir başvuru ve rücu hakkı bulunmadığı” hükmü de davalının sorumluluğunun olmadığını göstermektedir.
Ayrıca, özelleştirme sürecinde, taraflarca takip edilen dosyalara ilişkin listeler hazırlanarak tesbit tutanakları düzenlenmiş olup, dava konusu ödemeye ilişkin dava ve icra dosyası bu tutanaklarda yer almamaktadır.
Hisselerin tamamının kamuya ait olduğu 31.08.2010 tarihi öncesi, 28.03.2008 tarihinde yapılan ödeme nedeniyle davacının (devir öncesi) 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi"ne istinaden yine hisselerinin tamamı kamuya ait bulunan davalı ..."tan dava konusu alacağı talep etmesi nasıl mümkün değil ise, 31.08.2010 tarihli hisse devir sözleşmesi ile tamamen el değiştiren davacının, kendisi tarafından yapılmayan ödemeyi, kesinleşen devre esas bilançolarda yer almaması nedeniyle davalıdan talep etmesi de hukuken mümkün değildir.
Aksi düşüncenin kabulü, davacı yönünden sebepsiz zenginleşme, davalı yönünden ise ikinci kez aynı parayı ödeme sonucu doğuracaktır.
Sonuç olarak, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi kapsamında bulunmaması nedeniyle 31.08.2010 günlü Hisse Satış Sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, 31.08.2010 günlü sözleşmeden önce gerçekleşen 28.03.2008 tarihli dava konusu ödemeden dolayı, 31.08.2010 sözleşmenin 9.3 ve 9.4 maddeleri gereğince davalının sorumluluğu bulunmadığından dava reddedilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken, bu yöne ilişkin temyiz isteminin reddine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.