Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/9078
Karar No: 2014/1043
Karar Tarihi: 17.02.2014

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2013/9078 Esas 2014/1043 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Yargıtay 10. Ceza Dairesi'nin 2014/1043 K. ve 2013/9078 E. numaralı kararında, uyuşturucu madde kullanımı suçundan hüküm giyen sanığın cezası TCK'nın 191/1, 50. maddeleri gereği 6.000 TL para cezası olarak belirlenmiştir. Ancak, kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında belirtildiği gibi, uyuşturucu madde kullanımı suçunda tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Mahkemece verilen cezada tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmediği için karar kanun yararına bozulmuştur. Kanun olarak, 5560 sayılı Kanunla değişik Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesi uyarınca, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımı suçundan hüküm giyen sanık hakkında, birinci fıkraya göre doğrudan hapis cezası veya ikinci fıkraya göre sadece tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği ya da altıncı fıkradaki ceza ile birlikte ikinci fıkradaki tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilebileceği öngörülmektedir.
10. Ceza Dairesi         2013/9078 E.  ,  2014/1043 K.

    "İçtihat Metni"

    Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında... Sulh Ceza Mahkemesi"nce 29.12.2011 tarihinde 2011/460 esas ve 2011/1165 karar sayı ile verilen mahkûmiyet hükmünün kanun yararına bozulmasına ilişkin talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 12.06.2013 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    Mahkemece sanığın TCK"nın 191/1, 50 maddeleri gereğince 6.000,00 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına yer olmadığına hükmolunmuştur.
    Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında; «19/12/2006 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191. maddesinde, uyuşturucu madde kullanmış olan sanık hakkında, birinci fıkraya göre cezaya hükmedilmeden ikinci fıkra gereğince sadece tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği gibi, altıncı fıkranın yollaması uyarınca birinci fıkradaki ceza ile birlikte ikinci fıkradaki tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine de hükmedilebileceği öngörüldüğü, uyuşturucu madde kullanmış olan sanık hakkında; belirtilen iki seçenekten biri uygulanırken, nedenleri tartışılıp, dosya kapsamına uygun, somut, yasal ve yeterli gerekçenin gösterilmesinin gerektiği; ayrıca, aynı maddenin ikinci veya altıncı fıkralarındaki ihtimallerden hangisi tercih edilirse edilsin, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmesinde zorunluluk bulunduğu, belirtilen tedbirlerin uygulanması yönünden, mahkemeye takdir hakkı tanınmadığı ve 5237 sayılı Kanun"un 191. maddesinin altıncı fıkrasının uygulanabilmesinin koşulu olarak, aynı fıkranın son cümlesinde öngörülen "Ancak, bunun için kişi hakkında bu suç nedeniyle önceden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilmemiş olması gerekir." hükmünün, iddianamede belirtilen davaya konu aynı eylem nedeniyle, anılan maddenin ikinci fıkrası uyarınca daha önce tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmemiş olması gerektiğini ifade ettiği gözetilmeksizin; sanığın, gerçekleştirdiği başka bir eylem sebebiyle açılan başka bir dava sonucu tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verildiği gerekçesiyle, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmolunmamasında isabet görülmemiştir.» denilerek, belirtilen hükmün bozulması istenmiştir.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21.05.2013 tarih ve 2013/280-250 sayılı, aynı tarih 2012/1536 esas, 2013/251 karar sayılı ve 01.10.2013 tarih ve 2013/444-402 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, hükümden önce 19.12.2006 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun"la değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191. maddesinde, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmış olan sanık hakkında, birinci fıkraya göre doğrudan hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, birinci fıkraya göre cezaya hükmedilmeden ikinci fıkra gereğince sadece tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği ya da altıncı fıkranın yollaması uyarınca birinci fıkradaki ceza ile birlikte ikinci fıkradaki tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilebileceği öngörülmüştür.
    5560 sayılı Kanun"la değişik TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrasındaki ""karar verebilir"" ve 6. fıkrasının 1. cümlesindeki ""tâbi tutulabilir"" ibareleri dikkate alındığında, sanık hakkında tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine karar verme, zorunlu olmaktan çıkarılarak hakimin takdirine bırakılmıştır.
    Uyuşturucu madde kullanmış olan sanık hakkında; belirtilen üç seçenekten biri uygulanırken, yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi, gerekçenin somut olgulara ve sanığın davranışlarına dayanması gerekmektedir.
    Mahkemece belirtilen üç seçenekten biri uygulanırken gerekçe gösterilmiş ise gösterilen gerekçenin yerinde olup olmadığı olağan yasa yolu incelemesinde denetlenebilir ise de, olağanüstü bir yasa yolu olan kanun yararına bozma isteği üzerine denetlenemez. Ancak Mahkemece seçeneklerden biri tercih edilirken hiç gerekçe gösterilmemiş ise bu durum kanun yararına bozma konusu yapılabilir.
    Somut olayda; Mahkemece uyuşturucu madde kullandığı kabul edilen sanık hakkında hapis cezası ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilmesinde bir zorunluluk bulunmaması nedeniyle, TCK"nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca doğrudan hapis cezasına hükmolunduğu, bu seçenek uygulanırken “sanığın daha önce hakkında tedaviye hükmedildikten sonra yeniden uyuşturucu kullanmak suretiyle atılı suçu işlediği, dosyadaki test sonuçları ve adli tıp raporlarından anlaşılmakla” biçiminde gerekçe gösterildiği anlaşılmış olup, kanun yararına bozma isteği üzerine bu gerekçenin yerinde olup olmadığının değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından; yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 17.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi