20. Hukuk Dairesi 2016/1555 E. , 2016/5061 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 24.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... ... ve arkadaşları vekili tarafından, istenilmekle, tayin olunan 03.05.2016 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacı ... ... ve arkadaşları vekili Av. ..., aslî müdahil ... vekili Av. ... ile diğer taraftan davalı ... vekili Av. ... ile davalı ... ... vekili Av. ... ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar ..., ... ... ile ... ... mirasçıları vekili tarafından sunulan; 12/07/2010 havale tarihli dava dilekçesi ile; davacıların müşterek muris ... ..."in mirasçısı olduklarını, diğer mirasçıların davanın açılmasına muvafakat ettiklerini, evveliyatında muris tarafından tarla olarak kullanılan ve uzun yıllar semerelerinden istifade olunan taşınmazın orman sınırları içinde kaldığından bahisle müşterek murise yönelik olarak çeşitli davalar açılarak murisin taşınmazdan istifadesinin önlendiğini, tapu kayıtlarında da belli olduğu üzere ... talebi üzerine 24/11/1981 tarihinde tarla cinsi belirtilerek ... ad ve namına kayıtlandığını, davacılar ve murislerinin 31/12/1981 tarihi öncesinden 5 yıl geriye doğru ... ilçesi, ... köyünde ikametlerinin 50 yılı aşkın bir süredir devam ettiğini, dava konusu taşınmazın tarla vasfında olduğunu, halen nitelik ve nicelik değiştirmemiş olan itiraza konu taşınmazın davacıların usûlî müktesep hakları hiçe sayılarak sonradan değişen yasal düzenleme gereğince 08/12/2009 tarihli talep üzerine orman niteliği ile ... kayıtlandığını belirterek, 299 ada 295 sayılı parseldeki kayıtlı taşınmazın ... adına olan tespitinin iptali ile tarla olarak müvekkillerinin ad ve namına tescilini talep etmiş, kadastro mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dosya asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir.
... vekili 12.12.2013 havale tarihli dilekçesi ile dava konusu yerin murisinden müvekkiline kaldığını beyan ederek davaya asli müdahale talebinde bulunmuştur.
... Asliye Hukuk Mahkemesinden, ... Asliye Hukuk Mahkemesine aktarılan dava dosyasında yapılan yargılama sonucu; davacının ve asli müdahilin davalarının reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve asli müdahil vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde ilk orman kadastrosu 1972 yılında yapılarak kesinleşmiş, 1978 yılında 1744 sayılı Kanun gereğince 2. madde çalışmaları yapılmış, 2004 yılında ise arazi kadastrosu yapılarak kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, dava konusu taşınmazın yörede 1972 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastro sınırları içerisinde kaldığı, 1978 yılında 1744 sayılı Kanun uyarınca yapılan 2. madde çalışmaları sırasında ... adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, 2004 yılında yapılarak kesinleşen arazi kadastrosu sırasında ise 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi gereğince; 299 ada 295 parsel sayısı ile ... adına orman sınırı dışına çıkarılan taşınmaz olarak tapu kütüğüne kaydedildiği, ... taşınmazın orman olarak tahsisine ilişkin talebi üzerine Mal Müdürlüğünün 04.12.2009 tarih 1017 sayılı yazısına istinaden Kadastro Müdürlüğünün 08.12.2009, 535 sayılı yazısı ve ekli değişiklik beyannamesi gereği tarla olan cinsi orman olarak değiştiği anlaşılmış olup, mahkemece ... adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile edinilmesinin mümkün olmadığı belirlenerek hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, davalı ... ve ... ...ne karşı açılan davanın sebepleri aynı olduğuna göre ... ve ... ... lehine tek vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalılar lehine ayrı ayrı vekâlet ücret takdiri doğru değilse de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükmün 1. bendinin “b” ve “c” fıkralarının hükümden tamamen çıkarılarak 1. bende “b” fıkrası olarak “davalı ... ve davalı ... ... kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 13.147,23.-TL nisbi vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalı ... ve davalı ... ... verilmesine” fıkrasının yazılmasına, hükmün ikinci bendinin “b” ve “c” fıkralarının hükümden tamamen çıkarılması ve 2. bende “b” fıkrası olarak “davalı ... ve davalı ... ... kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 13.147,23.-TL nisbi vekâlet ücretinin asli müdahilden alınarak davalı ... ve davalı ... ... verilmesine” fıkrasının yazılmasına, fıkra harflendirmelerinin birbirini takip eder şekilde düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100,00.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... ve ... ...ne verilmesine, taraflarca 6100 sayılı HMK"nın 297/1-ç ve aynı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilâma karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/05/2016 günü oy birliği ile karar verildi.