Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/376
Karar No: 2016/5063

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/376 Esas 2016/5063 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/376 E.  ,  2016/5063 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 13/07/2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 03/05/2016 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden ... vekili Av. ... ... ve Av. ... ... ile diğer taraftan davacılar ... ve arkadaşları vekili Av. ... geldiler başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili 07.05.2012 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi ... ... 29/05/1959 tarihinde Türk Vatandaşı olarak İstanbul"da vefat ettiğini, müteveffanın ölümünden 28 yıl sonra ... ... (...) adında birinin murisin yegâne mirasçısı olduğunu ileri sürerek hukuksuz bir şekilde ... Sulh Hukuk Mahkemesinden veraset ilâmı aldığını, murisin tüm gayrimenkullerini tapuda kendi adına intikal ettirerek üçüncü kişilere satış suretiyle devrettiğini, ... tarafından ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin .../... E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, müvekkillerinin de davaya aslî müdahil olduklarını, davaya konu 736 ada 9 sayılı parsele ilişkin bölümü izale-i şuyu yolu ile alan taraf adına olan tapu işlemlerinin korunmasına ve tescilin devamına dair verilen kararın onanarak kesinleştiğini, taşınmazın 2/3 hissesi müvekkillerinin miras bırakanı ... ... adına kayıtlı iken yolsuz tescil ile başkaları adına tapuda kayıt altına alındığını, haksızlıkların tazmini yoluna gidilebileceği hususunun Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin onama kararında açıkça belirtildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00.-TL tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 08/04/2015 havale tarihli harçsız ıslah dilekçesi ile; dava dilekçesinde tazminata konu alacağın 21.746.667,00.-TL (bilirkişi raporunda muris ... ... payına isabet eden miktar) olarak ıslahen düzeltilmesini, alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek faizleriyle beraber davalıdan alınarak müvekkillerine verilmesini talep etmiştir.
Davalı Hazine, davanın yasal süre içerisinde açılmadığını zamanaşımı talebinde bulunduklarını, davanın görevli mahkemede açılmadığını, somut olayda idarenin kusuru bulunmadığını açılan davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 21.746.667,00.-TL"nin 10.000,00.-TL"sine 07/05/2012 dava tarihinden, bakiyesine 08/04/2015 ıslah tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, davacılar kendini vekille temsil ettirdiğinden, bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 282.116,67.-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, sahte veraset ilâmı ile gerçekleştirilen taşınmaz satış işleminden doğan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; taraflardan her biri, yapmış olduğu usûl işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Islahın kısmen veya tamamen olduğuna bakılmaksızın taraflar aynı davada ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir. Ancak ıslah işlemi harca tabi bir işlem olup ıslah edilen husus değer artırımı ise nispi tarifeye göre, değilse maktu harç yatırılmalıdır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi ıslah harcının alınması gerekir.
492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz” hükmü yer almaktadır. Bu kanunî düzenleme gereğince ıslah edilen miktar yönünden bakiye nispi karar ve ilâm harcı ödenmeksizin sonraki işlemlerin yapılmasına olanak bulunmamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.12.2013 gün ve 2013/21-445 E. - 2013/1625 K. sayılı kararında da bu görüş benimsenmiştir.
Somut olayda, davacılar vekili dava dilekçesinde adli yardım talebinde bulunarak harç yatırmaksızın 10.000.-TL tazminat talebi ile dava açmış, 21.05.2013 tarihli celsede kurulan ara karar ile, davacıların adli yardım taleplerinin reddi ile dava harcını yatırmaları için süre verilmiş, bu ara karar doğrultusunda davacılar tarafından harç tamamlanarak yargılamaya devam edilmiştir. Davacılar vekili mahkemeye sunduğu 08/04/2015 tarihli dilekçe ile; tazminat talebini 21.746.667,00.-TL’ye arttırmış ise de; ıslah harcını yatırmamıştır. Davacılar vekili ıslah dilekçesinde; davacıların Arnavutluk Vatandaşı olup, 15 Mart 1995 tarihinde Türkiye ile Arnavutluk ülkesi arasında imzalanan, hukukî, ticari ve cezai konularda adli yardım sözleşmesi ve 23 Mart 1972 tarih ve 14137 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Hukuk Usûlüne Dair Lahey Sözleşmesinin 20 ve 24. maddeleri ve Avrupa İkamet Sözleşmesi kapsamında davacıların tüm yargı masrafları ve harçlardan muaf tutulmaları gerektiğini bildirmiş ise de; bahsi geçen sözleşmelerde davacıların harçtan muaf olduklarına ilişkin bir hüküm olmadığı, davacıların adli yardım taleplerinin de mahkemece reddedildiği anlaşıldığına göre; mahkemece, ıslah harcını tamamlamak üzere davacılara süre ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken harcı yatırılmayan ıslah beyanına değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı Hazineye verilmesine, taraflarca 6100 sayılı HMK"nın 297/1-ç ve aynı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilâma karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 03/05/2016 günü oy birliği ile karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi