3. Hukuk Dairesi 2014/5086 E. , 2014/10737 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 46.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2013
NUMARASI : 2011/405-2013/274
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacı vekili Av.Ö.. K.. geldi. Aleyhine temyiz olunan davalı ve vekili gelmediler. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkili şirketin akaryakıt sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı şirkete ait taşınmaz üzerinde, davacı şirket lehine 12.02.2000 tarihinden geçerli 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiğini; intifa hakkı bedelinin tamamının peşin olarak ödendiğini ve davalı ile bayilik sözleşmesi yapıldığını; BP marka ve logosuyla satış yapılacağı inancıyla, önemli yatırımlar yapıldığını; ancak, Rekabet Kurulu"nun 12.03.2009 tarihinde yayınladığı genel bildirimde, intifa hakkı taşınmasının rekabet yasağı kapsamında değerlendirildiğinden; 18.09.2010 tarihine kadar muafiyetlerden yaralanabileceği, 5 yılı aşan süreler için Kanunun 56.maddesi gereğince geçersiz hale geleceği, bu geçersizlik nedeniyle yerine getirilmiş edimlerin istenmesi halinde, tarafların iade borcunun BK.nun 63 ve 64.maddelerine tabi olduğu belirtildiğinden; intifa hakkı için ödenen ve geçersiz kalan ivaz bedelinin güncellenmiş değerinin (denkleştirici adalet ilkesine göre) hesaplanarak, 42.640,52 TL"nin faiziyle tahsiline karar verilmesini; ayrıca, istasyonun ticari faaliyetlerinin geliştirilmesi için, münhasıran davaya konu akaryakıt istasyonunun da davacı tarafından gerçekleştirilen kalıcı yatırımların bedeli olarak; denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanacak, güncellenmiş değeri 46.631,75 TL"nin davalıdan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; tarafların bayilik sözleşmesi imzaladığını, sözleşmedeki iradenin peştemaliye olup, intifa olmadığının eylemli olarak sabit bulunduğunu; özetle, iadeye tabi intifa bedelinin sözkonusu olmadığını; ayrıca, davacı yanın ariyet olarak bıraktığı menkul malların tamamının teslim alındığını savunarak; haksız davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacı şirketin açtığı işbu davada;
"a) Dava konusu edilen intifa hakkına ilişkin talep dava tarihi itibari ile, intifa şerhinin tapudan kaldırılmamış olması, intifa şerhinin kaldırıldığı tarih sonrasına yönelik olarak kalan süre yönünden bedel talep edilebileceği, davanın açıldığı tarih itibari ile dava konusu intifa hakkının davacı tarafından kullanılmayan süresi yönünden haksız zenginleşme sebebine dayalı tazminat talebinin talep koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla davanın işbu talep yönünden dava şartları oluşmadığından zamansız asıl ve ıslahla açılan davanın usul yönünden REDDİNE,
b) Davacının dava konusu ettiği sabit yatırım bedelleri yönünden açtığı davanın, dava konusu yatırımların, dava konusu petrol istasyonunun kurulması yönünden gerekli yatırımlar olup, sözleşme süresine bakılmaksızın sözleşme koşulları gereğince davacı tarafından yapılan yatırımlar olduğu, dava konusu sözleşmenin davalı tarafından haksız feshi ve sona erdirilmesi söz konusu olmadığı, rekabet kurulunun kararları gereğince muafiyet sınırlamasına dayalı olarak sona erdiği anlaşılmakla, davacının bu yatırımlar yönünden tazminat talep etme ve süreye bağlı yapılan yatımların iadesinin talep koşulları oluşmadığından davacının sabit yatırımlar yönünden açtığı davanın esastan REDDİNE" karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, davacı taraf, intifa hakkı süresini gözeterek, davalı tarafın işlettiği ticari işletmeye kalıcı yatırımlar yapmıştır. Sözleşmenin süresinden önce sona ermesi nedeniyle davalı yedinde kalan bu faydalı masraflar yönünden sebepsiz zenginleşme olgusu gerçekleşmiştir. Mahkemece, bu hususta alınan bilirkişi raporunda; sabit yatırımların iadeye tabi değerinin 30.11.2010 tarihi itibariyle 15.373,13 TL (KDV hariç) olduğu belirtilmiştir.
Bu durumda, mahkemece; bilirkişi raporunda belirlenen bu miktarın davacı alacağı olarak hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde davacının bu talebi yönünden de redde ilişkin hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.