20. Hukuk Dairesi 2016/810 E. , 2016/5070 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, orman tahdidinin iptali davalarının yapılan yargılaması sonunda kurulan 03.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı - birleştirilen dosya davacısı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 03.05.2015 günü için yapılan tebligat üzerine, Orman Yönetimi vekili Av. .. ile davalı ... ve Su İşleri Bakanlığı vekili Av. . .. geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;
K A R A R
Sinop ili, ... köyünün Kasımağa mahallesinde bulunan 6160 m2 yüzölçümlü . parsel sayılı taşınmaz, ... yılında yapılan kadastro sırasında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve 108 nolu vergi kaydına dayalı olarak . ... adına tespit ve tescil edilmiş, satış ve intikaller sonucu 27.10.2006 tarihinde ... adına tapuya tescil edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın içinde bulunduğu, ... köyünün Kasımağa mahallesi, 2001 yılında .. köyüne bağlanmıştır.
Davacı ... Yönetimi, ... köyü 67 (A.67) parsel sayılı taşınmazın,1969 yılında yapılan kadastro sonucu davalı adına tapuya tescil edildiğini, yörede 2005 yılında yapılan ve 11.02.2007 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu çalışmalarında dava konusu parselin orman olarak tespit edildiğini, taşınmazın hukukî ve fiili durum itibari ile de orman sayılan yerlerden olduğunu belirterek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Birleştirilen Sinop 2 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/677 E. - 2014/133 K. sayılı dosyasında davacı ... vekili, 26.03.2009 tarihli dava dilekçesi ile; .. köyünde bulunan 67 parsel sayılı taşınmazın 1970 yılında yapılan arazi kadastrosu sonucu davacının mirasbırakanı adına tapuya tescil edildiğini, daha sonra yörede, 2006 yılında 123 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılan çalışma ile taşınmazın bir kısmının orman alanında bırakıldığını, Orman Yönetimi tarafından bu tahdit çalışmalarına dayanılarak tapu iptali ve tescil davası açıldığını, bu davanın derdest olup, Orman Yönetiminin, kanunda yazan 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra kadastrodan önceki sebeplere dayalı dava açma hakkının olmadığını, dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olup evvelinden beri tarım arazisi olarak kullanılageldiğini belirterek dava konusu taşınmaza yönelik olarak yapılan orman
- 2 -
2016/810 - 5070
kadastrosunun iptali ile taşınmazın müvekkkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece keşif ücretinin davacıya verilen kesin süre içerisinde yatırılmadığından davanın reddine karar verilmiş; davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17.09.2013 tarih ve 2013/3338 E. - 8065 K. sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle; “Yargıcın dava konusu şeyi inceleyerek onun hakkında bütün duygularıyla bilgi edinmesi olarak tanımlanabilen keşif; taşınmazlarla ilgili davalarda, dava konusunun, yerinde görülüp incelenmesi biçiminde gerçekleşir (HMK m. 288 vd. - HUMK m. 363 vd.). Keşfe gidilebilmesi için mahkemenin bu konuda bir ara kararı oluşturması zorunludur. Bu kararda keşif giderlerinin, keşif giderini yatıracak tarafın ve bunun için gerekli önel ve/veya kesin önelin avukatla kendini temsil ettirmeyen taraf keşif istemişse, kesin önel içerisinde giderleri yatırmamanın sonuçlarının açıklıkla anlatılması; tanık dinlenip, bilirkişi incelemesi yapılacak ise, bu hususun ve keşif günü ile saatinin belirtilmesi; bunun doğal sonucu olarak; hâkim, katip ve götürülecekse mübaşir için yol tazminatının (3717 sayılı Kanun m. 2); keşif isteyen taraftan keşif aracını bizzat sağlaması istenemeyeceğinden; mahkeme, yapacağı işe, süresine ve gideceği yere göre gerekli gördüğü aracı kendisi belirleyip, temin edeceğinden, araç için ödenecek para miktarının; keşifte dinlenecek bilirkişi ve tanıkların isimlerinin ve ücretlerinin; bilirkişi ve tanıklarla, gerekiyorsa taraflara keşif gününün haber verilebilmesi için gönderilecek davetiye giderlerinin gösterilmesi yanında; yatırılacak avansın tutarı ile yatıracak tarafın ekonomik gücü, keşif tarihi ve tebligatların ulaşması için geçecek süre gözetilerek keşif gününden önceye rastlayan bir tarihin belirlenmesi ve bunda Tebligat Kanunu ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerinin gözönünde tutulması zorunludur. Anılan hususları kapsamayan ve belirlenecek bir miktarın keşif gününe kadar yatırılması biçiminde kurulacak ara kararı ve buna dayalı olarak verilecek önel ve kesin önelin uygulamada (HMK m.324; m. 94 - HUMK m. 414; m. 163 açısından) bir sonuç doğurması olanağı bulunmamaktadır (H.G.K. 26.02.1975 T. 1972/1-1273 E. - 1975/258 K.; H.G.K. 18.02.1983 t, 1980/1-1284 E. - 1983/141 K.; H.G.K. 30.12.1992 t. 1992/16-666 E. - 1992/769 K.; 20. H.D. 14.12.1992 t, 1992/16198-7040). Öte yandan, bu koşulların tam olarak yerine getirilmemesi, keşif giderlerine itiraz hakkı olan gider yükümlüsünün bu hakkını kullanmasına da engel oluşturur. Yukarıda açıklanan Kanun ve yerleşmiş Yargıtay uygulamasına aykırı olarak kurulan ara kararları sonucu verilen önel ve kesin önele dayanılarak, keşif giderlerinin kanunda öngörülen sürede yatırılmadığından sözedilerek yazılı biçimde hüküm kurulması bozma nedenidir.” denilmiştir.
Yargıtay bozma ilâmı sonrasında, dava; mahkemenin 2013/132 Esas sayılı, Orman Yönetimi tarafından aynı parsele ilişkin olarak açılmış tapu iptali ve tescil dosyası ile birleştirilmiş ve yapılan yargılama sonucu birleştirilen dosya davacısı ..."ün davasının reddine, Orman Yönetiminin davasının kısmen kabulü ile; .. köyü 138 ada 4 parsel (eski . . .öyü 67 parsel) sayılı taşınmazın fen bilirkişi tarafından düzenlenen 06.07.2015 tarihli krokili raporunda (A) harfi ile belirtilen 815,86 m2"lik kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile bu kısmın orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, Orman Yönetiminin fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, Orman Yönetimi ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil istemlerine ilişkin olup, birleştirilen dosya davası ise orman tahdidinin iptali istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu .. köyünde 11.08.2006 tarihinde 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması, 6 aylık askı ilân süresi sonunda kesinleşmiştir. Arazi kadastrosu ise 1969 yılında yapılarak 1970 yılında kesinleşmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de, yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur.
- 3 -
2016/810 - 5070
Davacı ... Yönetimi tarafından açılan davada, dava konusu taşınmazın .. köyünde bulunan 67 parsel olduğu belirtilmişse de, dava dilekçesi ekinde yer alan inceleme raporunda dava konusu taşınmazın .. 67 parsel olduğundan bahsedilmektedir. Dosya içerisine hem .. köyünde hem de ..nde bulunan 67 sayılı parsele ait tapu kayıtları getirtilmiş, .., Kasımağa mahallesinde bulunan 67 sayılı parselin davalı adına kayıtlı olduğu, .., Kasımağa mahallesinin 2001 yılında .. köyüne bağlandığı dosya kapsamından anlaşılmakla, dava konusu taşınmazın .. 67 sayılı parsel olduğu belirlenerek hüküm kurulmuştur. Yargılamanın devamı sırasında yörede 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince uygulama kadastrosu yapıldığı ve .. 67 sayılı parselin .. köyü 138 ada 4 sayılı parsel olarak aynı malik adına 2014 yılında tapuya tescil edildiği, bu çalışma sırasında dava konusu taşınmazın yüzölçümünün 238,54 m2 arttığı anlaşılmış ise de mahkemece bu çalışmaya ilişkin kadastro tutanağı ve paftası dosya arasına alınmadığı gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın bu çalışma öncesi ve sonrası durumunu gösterir kadastro paftası ile orman kadastro haritası çakıştırılmadan, her iki sınır memleket haritası ve hava fotoğraflarında gösterilmeden hüküm kurulmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sırasında üç ayrı keşif yapılmış, her keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarında taşınmazın orman sayılan ve sayılmayan kısımları farklı miktarlarla belirtilmiştir. Mahkemece bu çelişki giderilmeden son bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuştur. Çelişkili raporlara dayanılarak ve çelişki giderilmeden hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırılık teşkil eder.
Ayrıca, dava konusu taşınmazın içinde bulunduğu ..nde yapılan orman kadastrosuna ilişkin işe başlama, işi bitirme, askı ilân tutanağı ve taşınmazın bulunduğu alana ilişkin orman kadastro tutanaklarının tamamı dosya arasına alınmamış olduğu için bilirkişilerce sunulan raporlar denetlenmemiştir.
O halde mahkemece dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde yapıldığı anlaşılan orman kadastrosuna ilişkin işe başlama, işi bitirme, askı ilân tutanağı ve taşınmaza ilişkin çalışmaların yer aldığı orman kadastro tutanakları ile taşınmazın bulunduğu alanı gösterir orman tahdit haritası, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosunda dava konusu taşınmaz için düzenlenen kadastro tutanağı, dava konusu taşınmaz için arazi kadastrosu sonucu düzenlenen ilk kadastro paftası ile uygulama kadastrosu sonucu düzenlenen kadastro paftası dosya arasına alındıktan sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve ... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin dosya içerisinde bulunan 1954 tarihli hava fotoğrafı ve 1959 tarihli memleket haritası üzerinde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parseller ile uygulama kadastrosu öncesi ve sonrası taşınmaz sınırlarını gösterir şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli (memleket haritası ve hava fotoğrafı üzerinde, çekişmeli taşınmazın uygulama kadastrosu
- 4 -
2016/810 - 5070
öncesi ve sonrası kadastro sınırları ile orman tahdit hattı ve mehleket haritası ve hava fotğrafına göre orman sayılan kısımlarını ayrı ayrı farklı renk kalemlerle gösterecekleri, harita üzerinde gösterilen renk ve sınırları ayrıntılı olarak açıklayacakları) bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Kabule göre de; ... tarafından açılan davada, Orman Yönetimi ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı aynı dava sebebine dayalı olarak davada taraf sıfatını haiz olduklarından lehlerine tek vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmiş olması da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlere; Orman Yönetimin ve ..."ün temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100.-TL vekâlet ücretinin ..."den alınarak Orman Yönetimi ve Hazineye verilmesine, taraflarca 6100 sayılı HMK"nın 297/1-ç ve aynı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilâma karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/05/2016 günü oy birliği ile karar verildi.