Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1049
Karar No: 2016/5072

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/1049 Esas 2016/5072 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/1049 E.  ,  2016/5072 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 06.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı istenilmekle, tayin olunan 03.05.2016 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden Orman Yönetimi vekili Av. ... ve Hazine vekili Av.... ile davacı ... vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;
    K A R A R

    Davacı vekili, 10.14.2014 havale tarihli dilekçesinde özetle; Karapınar köyünde bulunan sınırlarını bildirdiği 4 ayrı taşınmazın evveliyatının kadim ziraat arazisi olduğunu ve eklemeli zilyetlik suretiyle 20 yılı aşkın süredir nizasız, aralıksız kullanıldığını, imar ihyasının tamamlandığı, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmadığını bu nedenlerle TMK’nın 713. maddesi uyarınca müvekkili adına tescilini talep etmiştir
    Mahkemece davanın kabulü ile;
    09/06/2015 havale tarihli fen bilirkişi raporundaki ekli (1) nolu krokide (B) harfi ile gösterilen 4345,61 m²"lik kısmın, (2) nolu krokide (A) harfi ile gösterilen 2112,84 m²"lik kısmının davacı ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline, (2) nolu krokide (C) harfi ile gösterilen ... köyü 121 ada 317 parsel sayılı Hazine adına kayıtlı olan taşınmazın 1768,97 m²"lik kısmının hazine adına olan tapu kaydının iptali ile son parsel numarası verilerek davacı Fehim oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Orman Yönetimi, Hazine ve Karamürsel Belediye Başkanlığı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava,TMK’nın 713. maddesi uyarınca açılan tapusuz taşınmazın tesciline yöneliktir
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 1950 yılında 3116 sayılı Kanun uyarınca yapılarak kesinleşen orman kadastrosu, 1975 yılında aplikasyon ve 2. madde çalışmaları, 1993 yılında ise 3302 sayılı Kanun uyarınca yapılarak kesinleşen 2/B uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu 1959 yılında kesinleşmiş, 2014 yılında ise 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince kullanım kadastro çalışmaları yapılmıştır.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmişse de eksik inceleme ve çelişkili raporlara göre hüküm kurulmuştur. Şöyle ki; dava TMK"nın 713. maddesi uyarınca açılmış tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olup, mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen raporlarda dava konusu taşınmazların en eski ve dava tarihinden 15-20 yıl öncesine ait memleket haritaları ve dayanağı stereoskopik hava fotoğrafları getirtilip, taşınmazların bu belgelerdeki niteliği, imar ihya olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşulları oluşup oluşmadığı tartışılmadan, mahalli bilirkişi ve tanık sözleri, bu belgelere göre denetlenmeden hüküm kurulmuştur. Ayrıca, davacı adına tesciline karar verilen fen bilirkişi raporuna ekli 2 nolu krokide (C) harfi ile gösterilen taşınmaz için, fen bilirkişi 121 ada 317 nolu Devlet ormanında kaldığını belirtmişse de; aynı taşınmaz için orman bilirkişi bu taşınmazın orman kadastrosu sırasında orman sınırı dışında, 20 nolu orman iç parselinde kaldığı belirtilmiş olup mahkemece bu çelişki tartışılıp giderilmeden, bu kısma ilişkin “121 ada 317 sayılı tapu kaydının iptaline” denilerek hüküm kurulmuştur. Dosya içerisindeki tahdit haritasının incelenmesinde ise; bu taşınmazın orman bilirkişi raporunda belirtildiği gibi orman sınırı dışında kaldığı anlaşılmaktadır.
    -2-
    2016/1049 - 2016/5072

    Yargılamanın devamı sırasında taşınmazların bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yenileme çalışmaları yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmakta ise de; taşınmazları yakın komşu parselleri ile birlikte gösterir ilk arazi kadastrosu sonucu düzenlenen pafta ile yenileme kadastrosu sonucu düzenlenen pafta dosya arasına alınmamış, eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur.
    Mahkemece; yapılan yargılama sırasında iki kez keşif yapılmış olup, ilk keşif sonucu düzenlenen fen bilirkişi raporunda 3. sıradaki taşınmazlardan (C) harfi ile gösterilen kısmın eylemli orman olduğu ilk orman bilirkişi raporunda belirtildiği ve aynı taşınmazın ikinci yapılan keşif sonucu düzenlenen fen bilirkişi raporunda 1 nolu krokide (B) harfi ile gösterilen taşınmazın bir kısmını oluşturduğu halde, eylemli orman olup olmadığı yönünden bir değerlendirme yapılmadan bu kısmın da davacı adına tesciline karar verilmiştir.
    İlk keşif sonucu düzenlenen raporda; tescil istemine konu alan olarak gösterilen bir kısım taşınmazlar, ikinci keşif sonucu düzenlenen raporlarda dava edilen alan olarak gösterilmemiş olup, davacı vekilinin 17.04.2015 tarihli duruşmada bu yerlerle ilgili taleplerinin olmadığı belirtildiğine göre; bu taşınmazlarla ilgili olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olması da doğru değildir.
    O halde, mahkemece dava konusu taşınmazları yakın komşu parselleri ile birlikte gösterir ilk arazi kadastrosu sonucu düzenlenen kadastro paftası ile yenileme kadastrosu sonucu düzenlenen kadastro paftaları, taşınmazlara komşu olan kadastro parsellerine ait kadastro tutanakları, tespitlerine esas alınan kayıtlar, davalı ise dosyaları, tapuda kayıtlı ise tapu kayıtları, yenileme kadastrosuna ilişkin tutanaklar ve tapu kayıtları,dava konusu taşınmazın bir kısmının içinde kaldığı ve ilk arazi kadastrosu sırasında 605 parsel numarası aldığı halde komisyon kararı ile orman olarak tescil harici bırakılmasına karar verilen taşınmaza ilişkin kadastro tutanağı, 20.01.2971 tarih 703 nolu komisyon kararı ve Tapulama Hakimliğinin 1972/180 E. - 77 Karar sayılı dava dosyası ve dava konusu taşınmazların bulunduğu alanı gösterir en eski ve dava tarihinden 15-20 yıl öncesine ait memleket haritaları ile yapımlarına esas stereoskopik hava fotoğrafları dosya arasına alındıktan sonra, daha önce keşfe katılmamış fen, orman ve ziraat bilirkişileri marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte; eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; taşınmazların toprak yapısı, bitki örtüsü, ağaçların yaşı, cinsi, sayısı, kapalılık durumu, çevresi, incelenmeli, yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri, ayrıca hava fotoğrafı stereoskop aleti ile inceletilip çekişmeli taşınmazların üzerinde neler gözüktüğünü belirtir şekilde yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, açıklanan yöntemlerle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, davacı gerçek kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri gereğince imar ve ihya ile zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının araştırılması gerekeceğinden, bu kez fen, orman ve ziraat bilirkişi tarafından dava konusu taşınmazların bulunduğu yere ilişkin olarak 1990"lı yıllara ait 1/20000 ve 1/25000 ölçekli stereoskopik hava fotoğrafları, topoğrafik harita ve kadastro paftası ile çakıştırıldıktan sonra mahalline uygulanmalı, stereoskop aletiyle incelenmeli, taşınmazlar üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığı belirlenmeli, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlayıp tamamlandığı, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl
    -3-
    2016/1049 - 2016/5072

    sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, keşif sırasında taşınmazların çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak ve taşınmazlar fotoğraf üzerinde gösterilerek dava dosyası içine konulmalı, davanın açıldığı tarihten önce ya da sonra Hazine yetkilileri tarafından hazırlanan idari tahkikat ve haksız işgal (ecrimisil) tutanakları varsa bu tutanaklar da yerine uygulanıp tutanaklarda ismi yazılı kişiler tanık sıfatıyla dinlenilmeli, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin, 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunuyla değiştirilen ikinci fıkrası hükümleri nazara alınarak yapılması gerektiği düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, Tapu ve ilgili Kadastro Müdürlüklerinden ve yine aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazların sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin 10. maddesinin değişik ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden Kanunun amacına uygun rapor alınmalı, ilk keşif sonucu düzenlenen orman bilirkişi raporunda eylemli orman olduğu belirtilen kısmın niteliği ile ilgili çelişkinin giderilmesi bilirkişilerden istenmeli bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
    Kabule göre de; davacı adına tesciline karar verilen 1 nolu krokide (B) harfi ile gösterilen taşınmazlar birbirinden bağımsız iki parça taşınmaz olduğu halde; tek parça taşınmazmış gibi kurulan tescil hükmünün infazı mümkün olmadığından, bu taşınmazların farklı şekilde sembolize edilerek ayrı ayrı tesciline karar verilmemiş olması da doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine, Orman Yönetimi ve Karamürsel Belediye Başkanlığı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle, duruşmaya katılan davalı Hazine ve Orman yönetimi için ayrı ayrı 1.100.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı Hazine ve Orman Yönetimine verilmesine, taraflarca 6100 sayılı HMK"nın 297/1-ç ve aynı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilâma karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/05/2016 günü oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi