Davacı, 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılık süresinin tesbitiyle, yaşlılık aylığı almaya hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılık süresinin tesbiti ve yaşlılık aylığı istemine ilişkindir.
Mahkeme, davacının 17.2.1991-28.4.1994 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa"ya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun, 29.4.1994-10.8.2005 tarihleri arasında da 1479 sayılı Yasa"ya tabi Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine, koşullar oluşmadığından yaşlılık aylığı isteminin reddine karar vermiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının 12.5.1997 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal eden giriş bildirgesi ile 20.4.1982 tarihinden itibaren sigortalı olarak kayıt ve tescilinin yapıldığı, vergi kaydının 28.10.1977-30.9.2004, oda kaydının 29.4.1994-29.7.2005, sicil kaydının da 12.5.1994-10.8.2005 tarihleri arasında olduğu, Kurumca 20.4.1982-10.8.2005 tarihler arasında aralıksız sigortalı olarak kabul edilen, buna göre 1997 yılı affından da yararlandırılarak primleri tahsil edilen davacının 19.7.2006 tarihli yaşlılık aylığı talebi sonrasında, davalı Kurumca 1977-1994 yılları arasında vergi kaydının bulunmadığı gerekçesi ile sigortalılık başlangıcı oda kaydı itibariyle 29.4.1994 tarihine çekilerek 10.9.2005 tarihine kadar olan sürede 11 yıl 3 ay 11 gün sigortalı sayılarak koşulları oluşmadığından yaşlılık aylığı isteminin ret edildiği görülmüştür.
Kurum, davacının vergi kaydının 28.10.1977-20.10.1978 tarihleri arasında bulunduğunu bu tarihten sonra 6.5.1994 tarihinde tekrar başladığını belirterek 1982-1994 tarihleri arasındaki sigortalılığı iptal ederek sigortalılık süresini indirmiştir. Dosyadaki tüm belgelerle davacının 1977-1994 yılları arasındaki sürede vergi kaydı mevcut olduğu gibi Uray Vergi Dairesinden gelen 26.10.2005 tarih, 43300 sayılı yazıda davacının taksi işletmesi işinden dolayı 29.10.1977-1.7.1986 tarihleri arasında vergi kaydının bulunduğu, İstiklal Vergi Dairesi"nin 16.11.2005 tarih 512656 sayılı yazısında da 1.7.1986 tarihinde Uray Vergi Dairesi"nden sehven mükellefiyet kaydının aktarıldığının bildirildiği,dosyadaki belgelere göre de 1.7.1986 tarihinden 6.5.1994 tarihine kadar da İstiklal Vergi Dairesinde taksi işletmesi nedeniyle vergi mükellefi olduğu görülmektedir.
Dosyadaki yazı ve belgelerin dikkate alınmaması doğru görülmediği gibi vergi dairelerindeki kayıt tutarsızlıklarından davacının sorumlu tutulmaması gerektiği açıktır. Kaldı ki davacının uyuşmazlık konusu olan 20.4.1982-29.4.1994 tarihleri arasında vergi kaydı bulunmasa dahi, giriş bildirgesinin Kuruma intikal ettiği tarihte gerekli araştırmayı yapmayan, üzerine düşen görevi yerine getirmeyen Kurumun, davacıyı 20.4.1982 tarihinden itibaren sigortalı kabul edip buna göre 1997 yılındaki aftan da yararlandırarak primleri tahsil ederek uzun süre, kullanıp, yıllarca sigortalılık konusunda güven verdikten sonra maddi hatasını göz ardı ederek, emeklilik talep tarihi döneminde sigortalılık süresini indirmesi Sosyal Güvenlik İlkeleri ve iyiniyet kuralları ile bağdaşmaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 1997/10-758-758 sayılı Kararında da belirtildiği üzere davacı bu sürelerde de sigortalı olarak kabul edilmelidir.
Öte yandan, 2926 sayılı Yasa"da tarım Bağ-Kur sigortalılığı koşulları gösterilmiş olup Yasa"nın 7. maddesinde; bu Kanuna göre sigortalı sayılanların, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorunda oldukları, 5. maddede ise; 7. maddede belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı öngörülmüştür. Davacının yasanın aradığı şekilde bir başvurusu bulunmadığı gibi 2926 sayılı Yasa"nın 9. maddesinde belirtildiği, üzere Kurumca gerçekleştirilmiş resen tescili işlemi de bulunmamaktadır. 1991-1994 yılları arasında prim kesintisine göre sigortalılıkta söz konusu değildir. 2926 sayılı Yasa"da 506 sayılı Yasa"ya koşut geçmiş hizmetlerin tesbitine olanak veren bir hüküm de bulunmadığından davacının 17.2.1991-28.4.1994 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edilemeyeceği açık olduğu gibi HUMK."nun 74. maddesi göz ardı edilerek talep konusu olmayan bir husus hakkında karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
Yapılacak iş; yukarıdaki açıklamalar dikkate alınıp, davacı 20.4.1982-10.8.2005 tarihleri arasında 23 yıl 3 ay 20 gün 1479 sayılı Yasa"ya tabi Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edilerek, primleri ödenmiş 4.11.1974-4.7.1976 tarihleri arasındaki 1 yıl 8 aylık askerlik süresi ile 1.12.1980-31.12.1981 tarihleri arasındaki 160 günlük 506 sayılı Yasa"ya tabi çalışması da göz önünde bulundurularak, 19.7.2006 tarihli yaşlılık aylığı talebine göre 1479 sayılı Yasa"nın 35/a maddesi ile geçici 10. maddesinde öngörülen koşullar eksiksiz değerlendirilip, Yasa"nın 37. maddeside göz ardı edilmeksizin sonuca gitmektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı gerekçelerle kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 24.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.