Davacı, 09.09.1980 tarihinden itibaren Ç. Esnaf ve Sanatkarlar Odası üyesi olduğunun ve 06.12.1982-30.01.1994 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının 09.09.1980 tarihinden itibaren Ç. Esnaf Odası Üyesi olduğunun ve 06.12.1982 tarihinden 30.01.1994 tarihine kadar zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, Bağ-Kur aleyhine açılan davanın reddi ile davalılardan Esnaf ve sanatkarlar Odası hakkında açılan davanın kabulü ile davacının 09.09.1980 tarihinden itibaren kesintisiz Ç. Esnaf Odası üyesi olduğunun tespitine karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya uygun değildir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 19.01.1994 tarihli giriş bildirgesi ile 20.04.1982 tarihinden geçerli olmak üzere 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu Bağ-Kur sigortalı olarak tescilinin yapıldığı, vergi kaydının 01.05.1980-05.12.1982 ile 20.08.1993-13.04.1995 tarihleri arasında, Ç. Esnaf ve Sanatkarlar Odasına 09.09.1980-01.03.1985 tarihleri arasında üyeliğinin bulunduğu Esnaf Sicil kaydının bulunmadığı, Esnaf ve Sanatkarlar Odası üyeliğinin işi bıraktığı gerekçesi ile Oda Yönetim Kurulunun 01.03.1985 gün ve 7 sayılı kararı ile 01.03.1985 tarihinden itibaren sona erdirildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık davacının Esnaf ve Sanatkarlar Odası üyeliğinin 01.03.1985 tarihinde sona erdirilmesine ilişkin Oda Yönetim Kurulu Kararının iptali ile üyeliğinin devam edip etmediği ve 06.12.1982-30.01.1994 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında Zorunlu Bağ-Kur sigortalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Bu nedenle öncelikle davacının Esnaf Sanatkarlar Odası üyeliğini sona erdiren Ç. Esnaf Sanatkarlar Odasının 01.03.1985 gün ve 7 sayılı kararının geçerli olup olmadığı sorununun çözümlenmesi gerekmektedir 5362 Sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu ve H.U.M.K’nun 8 maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümü ile ilgili görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Hakim, H.U.M.K." nun 46. maddesi uyarınca, aralarında bağlantı bulunduğu iddiası ile birlikte açılmış davalarda yargılamanın daha iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için, birlikte açılmış davaların davanın her safhasında, istek üzerine veya kendiliğinden ayrılmasına karar verebilir.
Davaya konu istemlerin yasal dayanaklarının ve buna bağlı olarak yapılacak inceleme ve araştırma yöntemlerinin ve görevli mahkemelerin farklılığı, temel ilişkinin kanıtlanmasında izlenecek usul, gibi bir takım farklı olgular nedeniyle, yargılamanın daha iyi ve süratli bir şekilde yürütülebilmesi için davaların ayrılmasında zorunluluk bulunmaktadır.
Yapılacak iş; davacının 1479 sayılı Yasa kapsamında Zorunlu Bağ-kur sigortalı olduğunun tespitine yönelik isteminden 09.09.1980 tarihinden itibaren kesintisiz Ç. Esnaf Odası üyesi olduğunun tespitine ilişkin istemi tefrik edilerek, Oda kaydının geçerli olduğunun tespiti davasını bu dava için bekletici sorun yapmak, tüm delilleri birlikte değerlendirerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece açıklanan doğrultuda işlem yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 24.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.