Davacı, SSK."lı hizmetleri hariç 10.08.1994-27.09.2000 tarihleri arasında esnaf Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine bu tarihten sonraki sigortalılığının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava dava davacının 10.8.1994-27.9.2000 tarihleri arasında çakışan 506 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu sigortalılık süreleri çıkarıldıktan sonra kalan sürelerde 1479 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti ile 27.9.2000 tarihinden sonra 1479 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu Bağ-Kur sigortalılığının sona erdiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulü ile davacının 10.8.1994-27.9.2000 tarihleri arasında çakışan 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olduğu süreler dışında 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olduğunun ve sigortalılığın 27.09.2000 tarihinde son bulduğunun tesbitine, davacıyı 27.9.2000 tarihinden sonra 1479 Sayılı Yasa"ya tabi esnaf Bağ-Kur sigortalısı sayan Kurum işleminin iptaline karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının 10.8.1994-27.9.2000 tarihleri arasında vergi kaydının olduğu, esnaf sicil kaydı ile oda kaydının bulunmadığı vergi kaydına göre 4.10.1995 tarihinde verilmiş giriş bildirgesi üzerine 10.8.1994 tarihi itibariyle Bağ-Kur"a tescilinin yapıldığı 1.9.1995-1.9.1996, 1.9.1997,1.9.1998, 1.9.1999, 1.9.200-1.9.2001, 1.9.2002-1.9.2003,1.9.2004-1.9.2005 tarihlerinde prim ödemelerinin bulunduğu 1997 yılı affından yararlandığı 10.11.1994-6.5.1997 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa"ya tabi 1994 yılında 15 gün, 1996 yılında 158 gün, 1997 yılında 11 gün zorunlu sigortalılığının bulunduğu görülmektedir.
Somut olayda davacının 10.8.1994 tarihinde Bağ-Kur"a kayıt ve tescili yapıldığı ve 1.9.2005 tarihine kadar prim ödemeleri olduğu bu arada 10.11.1994-6.5.1997 tarihleri arasında kısa süreli ve aralıklı 506 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu sigortalılığı bulunduğu nazara alındığında davacının iki ayrı Sosyal Güvenlik Yasa"sına tabi çalışmalarının çakıştığı görülmektedir.
Bağ-Kur Genel Müdürlüğü ile Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı"nın 20.5.2006 gün ve 26173 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 16.4.2006 tarih ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile tek katı altında birleştirilmesine ve bu iki Kurumun Sosyal Güvenlik Kurumu"na devredilmesine bu Kanun gereğince Yönetim Kurulu oluşuncaya kadar devredilen kurumların yönetim kurullarının ilgili Mülga kanunları gereği görevlerini yapmaya devamı edecekleri yasanın yürürlüğe girdiği tarihte bu Kurumların tüm personelinin de görevleri ile birlikte Sosyal Güvenlik Kurumu"na devredildiği bildirilmiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumu çatısı altında SSK ile Bağ-Kur devredilen kurumlar sıfatıyla varlığını sürdürmekte iken 24.11.2006 tarihinde olağanüstü genel kurulda yapılan seçim sonucunda yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi ve toplanması için gereken en az altı üyeden daha fazla üye göreve başlamakla devredilen kurumların tüzel kişilikleri sona ermiştir. Şu durumda davanın açıldığı 29.06.2006 tarihinde davada yasal hasım Sosyal Güvenlik Kurumu"dur. Ne var ki dava dilekçesinde dava tüzel kişiliği sona eren Bağ-Kur Genel Müdürlüğü"ne yönetilmiş, Sosyal Güvenlik Kurumu’na devredilen tüzel kişiliği sona ermiş Bağ-Kur Genel Müdürlüğü avukatı Bağ-Kur Genel Müdürlüğü"nden aldığı vekaletname ile davaya katılmış ve yalnızca davacının 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalığı yönünde beyanda bulunmuştur.
Yapılacak iş; öncelikle Sosyal Güvenlik Kurumu avukatı olarak kararı temyiz eden Avukat İ.H. K."a bu Kurum"dan alınmış vekaletnamesini ibraz etmek ve davacının 506 sayılı Yasa"ya tabi çalışmaları konusundaki beyanlarını almak suretiyle yargılamaya devam olunarak bir karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin ve usulüne uygun taraf teşkili yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2.Kabule göre ise, gerek 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu gerekse 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu birbirine paralel düzenlemeler ile bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olmasını yasaklayıp, çakışan sigortalılık olarak adlandırılan bu sorunu zorunlu sigortalılıkların çakışması halinde sigortalının önceden başlayıp devam ede gelen sigortalılığına geçerlik tanıyarak çözüme ulaştırmaya çalışmışlardır. Yasa sistemimize göre bir kimsenin Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamında sigortalı olabilmesi için hizmet aktine tabi bir işte çalışması yanında başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında da bulunmaması gerekir. 506 sayılı Yasa’nın 3.maddesinin I/f bendinde “kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanların” (K) bendinde ise “ herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların” sigortalı sayılmayacağı belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 sayılı Yasa’nın 24.maddesinin I ve II. Fıkralarında da bir kimsenin Bağ-Kur kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında, başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması koşuluda getirilmiştir.
Bütün bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün bulunmayıp önceden başlayıp devam eden sigortalılığa geçerlik tanınmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2001/21-627 Esas, 2001/659 Karar ve 3.10.2001 günlü kararında önceden başlayan sigortalılığın asıl sigortalılık olduğu özellikle belirtilmiştir.
Davacı 1997 yılında çıkarılan aftan yararlanarak 10.08.1994-30.06.1997 tarihleri arasındaki prim borcunu ödediğinden 1479 sayılı Yasa"nın 01.03.2006 tarihinde yürürlüğe giren Ek. 19. maddesi hükmünden de yararlanma olanağı bulunmadığından, önceden başlayan sigortalılık olan 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılığa değer verilmesi gerekir. Mahkemece bu yönün gözetilmemesi de kabul şekli bakımından hatalı olmuştur.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.