Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/190
Karar No: 2019/4545
Karar Tarihi: 30.09.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/190 Esas 2019/4545 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2018/190 E.  ,  2019/4545 K.

    "İçtihat Metni"


    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    - K A R A R -

    Davacı vekili, davacı ile davalı... Kaynak ve Maden ve Mey. Sul. İşl. San. Tic. A.Ş. arasında 03.07.2006 tarihinde akdedilen finansal kiralama sözleşmesini diğer davalıların müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, sözleşme konusu araçlara ilişkin davacı tarafından 14.06.2011 tarihinde vergi dairesine ödemeler yapıldığını, sözleşmenin 4.1/c maddesi uyarınca yapılan bu ödemeler yönünden davacının kiracıya rücu hakkı bulunduğunu, davalılara çekilen ihtara rağmen sonuç alamadıklarını, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek, davalıların itirazının iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, finansal kiralama sözleşmesinden doğan borçların tümünün ifa edilmesi nedeni ile dava konusu araçların 02.08.2010 tarihinde davacı tarafından davalı ... Kaynak ve Maden ve Mey. Sul. İşl. San. Tic. A.Ş."ne devredildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin sona erdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan delillere göre, davalı tarafından sözleşmeden kaynaklanan borçların davacıya ödendiği, davacı tarafından da finansal kiralamaya konu araçların mülkiyetinin davalıya devredildiği, sözleşmenin 13.2 maddesi uyarınca mülkiyetin devriyle sözleşmenin sona erdiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 2014/12042 esas ve 2015/345 karar sayılı ve 15.01.2015 tarihli ilamında “...Davacı tarafından ödenen ve davaya konu edilen trafik cezaları, finansal kiralama konusu araçların davacı tarafından davalı kiracıya devredilmesinden önceki 2009 yılı 10. ve 2010 yılı 4. dönemlerine ait olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 4/1-c maddesi ""İş bu sözleşmenin herhangi bir aşamasında ve hangi sebep, suret veya gerekçe ile olursa olsun, ödenmesi icap eden her tür vergi, harç, resim, katılma payı, fon, prim, aidat, muayene, tespit, nakliye, ihbar, tazminat, trafik cezası vs. ile diğer her tür ödemeler ile madde 2.2"de belirtilen ve kiralayanın, kiralananın satın alımı için yapacağı ve harcama limitini aşan maliyet farkını, yukarıda belirtilen ödemelere ait faiz, temerrüt faizi, ceza, tazminat ilama bağlanmış veya icra yoluyla takip edilen veya tahkim sonucu kesinleşen her türlü borç, faiz ve masrafları ile birlikte tamamen ödemeyi kabul ve taahhüt eder...Yukarıda belirtilen ve benzeri işlemler ve/veya ödemeler ve bunlara ilişkin her türlü belgeler ve dayanaklar bütünü ile kiracının sorumluluğu altında olup, kiracının beyanları, işlemleri, tasarrufları, davranışları, icraatı ile ilgili olarak kiralayanın herhangi bir borç, mükellefiyet ve sorumluluğu bulunmayacaktır. Kiracı bu madde ile öngörülen yükümlülüklerine aykırı davranışları sonucunda kiralayanın maruz kalacağı her türlü ödeme, ceza, tazminat, zarar ve ziyanı temerrüt faizi ile birlikte tazmin ve icabında kiralayanın ibrasını temin etmek mükellefiyeti altındadır.Şu kadar ki; kiralayan tamamen kendi tercihine bağlı olarak, sözkonusu ödemeleri yapmak ve bu ödemelerin kiracıya rücu etmek hakkına sahiptir"" şeklindedir. Bu durumda mahkemece, anılan madde hükümleri ile araçların devrine ilişkin sözleşme içeriği birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, kiralayan söz konusu ödemeleri yaparak kiracıya rücu etme imkanına sahip olduğundan kesinleşen her türlü borç faiz ve masrafları ödemesi gerekirken ödemediği gerekçesi ile davanın kabulüne, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hükmün, davalılar vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 2016/3516 esas ve 2016/6204 karar sayılı ve 11.04.2016 tarihli ilamında, “Dava Finansal Kiralama Sözleşmesine konu olan davalıda bulunan araçlar için ödenen trafik cezaları ve diğer vergilerin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Bozma ilamında davacı kiracıları her türlü ödeme tazminat zarar ve ziyandan sorumlu olacakları bildirilmiştir. Bu durumda hükmüne uyulan bozma ilamına göre yeniden davacı alacaklarının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılıp, davalıların itirazlarını da karşılar şekilde bir rapor alınıp karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, kiralamaya konu araçların kiracıya devredilmesinden önceki dönemlere ait trafik para cezalarından davalıların sorumlu olduğu anlaşılmış ise de, Kabahatler Kanunu"nun 17/6 maddesinde "Kabahat dolayısıyla idarî para cezası veren kamu görevlisi, ilgilinin rıza göstermesi halinde bunun tahsilatını derhal kendisi gerçekleştirir. İdarî para cezasını kanun yoluna başvurmadan önce ödeyen kişiden bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme, kişinin bu karara karşı kanun yoluna başvurma hakkını etkilemez" düzenlemesinin yer aldığı, davacı tarafın idari para cezasının düzenlendiğini davalılara 15 günlük süre içerisinde bildirmediği gibi ödeme de yapmadığından davalıların ödeyeceği trafik para cezalarının artmasına sebep olduğu, kendi kusuru ile sebep olduğu bu kısımdan davalıların sorumluluğunun bulunmadığı, davacı tarafça ödenen toplam 6.044,00 TL idari para cezasının 3/4"ü oranında olmak üzere 4.533,00 TL yi davalılardan talep etmekte haklı olduğu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 11/3 maddesi gereğince davacı tarafın temerrüt tarihinden itibaren %126 oranında temerrüt faizi talep edebileceği, ancak davacı tarafın takip talebinde talep ettiği temerrüt faiz oranının %94,5 olması nedeni ile taleple bağlı kalınarak hesaplama yapılması gerektiği, davalıların trafik para cezası yönünden her iki tarafın tacir olması dikkate alınarak trafik para cezalarının ödenme tarihi olan 14/06/2011 tarihi ile ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 19/01/2012 tarihi arasında davacının davalıdan avans faizi talep edebileceği mahkemece re’sen yapılan hesaplamada bu miktarın 490,19 TL olduğu, ihtarname tebliğ tarihinden sonrası için 19/01/2012 tarihi ile takip tarihi arasında sözleşme gereğince temerrüt faizi talep edebileceği, mahkemece re’sen yapılan hesaplamada bu miktarın 440,27 TL olduğu, yine takipte talep edilen ihtarname masrafı her ne kadar davacı ticari defterlerinde Euro cinsinden kayıtlı ise de, ihtarname masrafının Euro cinsi ile ödenmiş olmasının mümkün olmadığı, ihtarname tarihi itibari ile TL karşılığının 483,98 TL olduğu, bu miktar için ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 3 günlük ödeme süresi verildiği dikkate alındığında temerrüt tarihinin 23/01/2012 tarihi olduğu, temerrüt tarihi ile takip tarihi arası için bu miktar yönünden mahkemece re’sen yapılan hesaplamada işlemiş temerrüt faizinin 81,37 TL olduğu, bu haliyle davacının davalılardan talep edebileceği toplam alacak miktarının takip tarihi itibariyle 6.028,75 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, bu miktar üzerinden itirazın iptaline, takip öncesi ve sonrası Euro alacağına ilişkin ibarelerin ödeme emrinden çıkarılmak suretiyle takibin kaldığı yerden devamına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da bozma ilamı doğrultusunda yeterli araştırma yapılmaksızın eksik inceleme sonucu yetersiz bilirkişi rapor ve ek raporu hükme esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Dosya içerisinde davacının vergi dairesine ödemiş olduğu makbuz örnekleri bulunmakta ancak sözkonusu makbuz örneklerinin dayanağı olan trafik ceza tespit tutanağı ve cezanın bildirilmesine ilişkin tebliğ belgeleri bulunmamaktadır. Mahkemece, davacıdan tahsili talep edilen idari para cezalarına ilişkin makbuz örneklerine ilişkin trafik ceza tutanakları ve ödemeye ilişkin tebliğ belgelerinin örnekleri sağlanarak sözkonusu cezanın hangi tarihte düzenlendiği ve ceza miktarı tespit edilerek gecikme faizi uygulanmaksızın bu miktarın ödenmesine ilişkin davacı tarafından davalıya gönderilen 14/02/2014 tarihli ihtarnamede belirtilen 60 günlük ödeme süresi gözönüne alınarak bu sürenin bitiminden sonra davacının ödemesi gereken asıl alacağa ilişkin temerrüt faizinin bu tarihten takip tarihine kadar olan dönem içerisindeki miktarını, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117. maddesinde yer alan, “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hallerde temerrüt için bildirim şarttır.” hükmü uyarınca talep edebileceği dikkate alınarak bu konuda mahkemece bilirkişiden ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 30/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi