16. Hukuk Dairesi 2017/2725 E. , 2021/1247 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "bozma ilamına uyulmasına karşın gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği, bu kapsamda jeolog bilirkişisinden taşınmaz bölümünün niteliği ile ilgili rapor alınmadığı, ayrıca, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun hükümleri uyarınca, Van Büyükşehir Belediyesinin davada taraf olması gerektiğinin de göz ardı edildiği belirtilerek, Van Büyükşehir Belediye Başkanlığına husumetin yaygınlaştırılması, bundan sonra jeolog ve fen bilirkişisinin katılımıyla mahallinde keşif yapılması, bu keşif sırasında dava konusu taşınmazın aktif dere yatağı olup olmadığının jeolog bilirkişi marifetiyle araştırılması, fen bilirkişisinden ise keşfi izlemeye imkan verecek şekilde fotoğraflı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma ilamının gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Hükmüne uyulan bozma ilamında, davanın tescil davası olduğundan söz edildikten sonra, yargılama sırasında 6360 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girmesi nedeni ile Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın da davada taraf olması gerektiği belirtildiği halde, davacı yana bu hususta süre verilip, husumet yaygınlaştırılarak taraf koşulu yerine getirilmediği gibi, bozma ilamı doğrultusunda jeolog bilirkişiden rapor alınmakla beraber, jeolog bilirkişi raporunda, taşınmaz üzerinde aktif dere yatağı varlığının gözlemlendiği ve bu aktif dere yatağının büyük toprak kaybı, sel gibi afetlere neden olabilecek ölçüde olduğu belirtilmesine rağmen, harita mühendisi bilirkişi raporunda, taşınmazın bir kısmının su taşkın seviyesi hattının altında kaldığı belirtilerek raporlar arasında çelişki oluşturulduğu ve bu nedenle taşınmazın kısmen mi yoksa tamamen mi dere etkisi altında bulunduğu hususunda tereddüt oluştuğu halde, söz konusu çelişki giderilmemiş ve bu kapsamda 3 kişilik jeolog bilirkişiden rapor alınmadığı gibi, taşınmazın derenin etkisi altında bulunup bulunmadığı hususunda hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacı tarafa, davasını Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı"na da yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı; bu yolla taraf teşkili sağlandıktan sonra anılan büyükşehir belediyesinden savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı ve bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, daha önceki keşfe katılan bilirkişiler dışındaki kişilerden seçilecek ziraat mühendisi bilirkişi, 3 kişilik jeoloji mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesi, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli, süresi ve intikali ile özellikle taşınmazın sınırında bulunan derenin etkisi altında bulunup bulunmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında oluşabilecek çelişkilerin gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmesine çalışılmalı; jeolog bilirkişi kurulu ile ziraat mühendisi bilirkişisinden, taşınmazın sınırında bulunan dere yatağından kazanılıp kazanılmağını, halen kısmen ya da tamamen aktif dere yatağında kalıp kalmadığını ve taşınmazın dere karşısındaki durumunu kesin olarak ortaya koyan, önceki uzman bilirkişi raporlarının da değerlendirildiği, somut verilere ve bilimsel esaslar dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden dosya içerisinde bulunduğu anlaşılan 1988 ve 2001 tarihli hava fotoğrafları ile en eski ve dava tarihine en yakın tarihli uydu fotoğraflarının incelenmesi neticesinde, çekişmeli taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini ve özellikle taşınmazın aktif dere yatağında kalıp kalmadığı hususundaki değerlendirmeyi içerir şekilde rapor düzenlemesi istenilmeli; fen bilirkişisine ise, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli, dava konusu taşınmazı komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.