Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3241
Karar No: 2016/5163
Karar Tarihi: 05.05.2016

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/3241 Esas 2016/5163 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/3241 E.  ,  2016/5163 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi istemine ilişkin davada Bakırköy 2. Sulh Hukuk ile Bakırköy 3. Sulh Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Bakırköy 2. Sulh Hukuk Mahkemesince, dava konusu taşınmaz üzerinde malik olan davalıların UYAP ortamından aile nüfus kaydı sorgulaması yapılmış, bu davalıların bir kısmının dava tarihinden önce vefat ettikleri anlaşılmış, böylece bu davalılar adına tapuda kayıtlı hisselerin henüz mirasçılara intikal etmediğinden tereke vasfında olup, tereke davalarına bakmakla görevli mahkemenin Ahkam-ı Şahsiye mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Bakırköy 3. Sulh Hukuk Mahkemesi ise taşınmaza yönelik ortaklığın giderilmesine ilişkin davaya bakmanın münhasıran Ahkam-ı Şahsiye Mahkemesi tarafından bakılması gereken davalardan da olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı yönünde hüküm kurmuştur.
İki mahkemenin de görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermesi ve bu kararların kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiş bulunması durumunda, 6100 sayılı HMK m. 21"de, davaya bakacak mahkemenin tayini için yargı yeri belirlenmesi yoluna başvurulacak hâller arasında sayılmaktadır. 6100 sayılı HMK m. 22/2 uyarınca da, "İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir." Buna göre, burada, usûle ilişkin nihaî kararlardan olan ve yazılması, kapsamı ve kanun yolları bakımından, hükümler gibi işlem görecek olan (HMK m. 294/6) ve HMK m. 21 ve 22"de yargı yeri belirlenmesi bakımından mevcudiyeti şart koşulan nitelikte "yetkisizik-görevsizlik kararı" bulunmadığından, merci tayini (yargı yeri belirlenmesi) için öngörülen koşullar gerçekleşmemiştir.
Öte yandan, bir yerde aynı mahkemeden birden fazla bulunuyorsa, bunlar arasındaki ilişki genel anlamda iş dağılımı ilişkisidir. Diğer anlatımla, bir yerde bulunan aynı ad ve nitelikteki asliye hukuk veya sulh hukuk mahkemelerinin (birbirleri, yani asliye hukuk mahkemeleri ile sulh hukuk mahkemeleri arasındaki değil), kendi aralarındaki ilişki, iş dağılımı ilişkisidir.
Dar ve teknik anlamdaki işbölümü ise, aynı yerde asliye hukuk mahkemesi yanında asliye ticaret mahkemesi bulunması durumunda ortaya çıkmaktaydı. Gerçekten, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi (ve diğer hukuk mahkemeleri) arasındaki ilişki, hem 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununda (m.5) hem de 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun kanunlaşan ilk hâlinde (m.5/3-4), iş bölümü ilişkisi olarak kabul edilmişti. Ancak, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinde, 26/6/2012 tarihli ve 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, işbölümü ilişkisi olmaktan çıkarılmış ve görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve böylece buna ilişkin itiraz da ilk itiraz olmaktan çıkarılıp, davanın her aşamasında ileri sürülebilecek ve hâkim tarafından re’sen gözetilebilecek bir dava şartı haline getirilmiştir.
Konuyla ilgili olarak, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.04.2011 tarihli ve 2011/11-61 E., 2011/188 K. sayılı ilâmında şu açıklamalara yer verilmiştir: "Ayrı bir (veya daha fazla) ticaret mahkemesi bulunan yerlerde, asliye hukuk ve ticaret mahkemeleri arasında görev değil, işbölümü ilişkisi olduğu belirtilmişti (Esasen, bir yerdeki birden fazla asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki de bir işbölümü ilişkisidir. Ancak, buradaki işbölümü ilişkisi, gerçekte bir iç ilişki niteliğindedir. Aynı şekilde, bir yerdeki birden fazla ticaret mahkemelerinin ve birden fazla sulh hukuk mahkemelerinin kendi aralarındaki ilişki de, gerçekte iç ilişki niteliği taşıyan bir işbölümü ilişkisidir). Bir yerdeki birden çok aynı tür mahkeme; örneğin birden çok asliye hukuk mahkemesi arasındaki işbölümü ilişkisi (iç ilişki) ile, o yerdeki asliye hukuk ve ticaret mahkemeleri arasındaki işbölümü ilişkisi arasında şu iki önemli fark vardır: İlkin, ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki işbölümü, yukarıda belirtildiği üzere kaynağını kanundan almaktadır. Şöyle ki: Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde ticari davalar sayılmış; 5. maddenin birinci fıkrasında aksine hüküm bulunmadıkça, müddeabihe göre ticari davaların sulh veya asliye hukuk mahkemelerince de görüleceği açıklanmış; ikinci fıkrada, ayrı ticaret mahkemesi bulunan yerlerde, asliye hukuk mahkemesinin görevinde olan ve 4. madde uyarınca ticari sayılan davalara ticaret mahkemesince bakılacağı belirtilmiş; üçüncü fıkrada ise, kural olarak (münhasıran iki tarafın arzusuna tabi olmayan işlerle ilgili olanlar hariç olmak üzere) iş alanı (işbölümü) itirazının taraflarca ancak ilk itiraz olarak ileri sürülebileceği öngörülmüştür. Kanunun düzenlediği bu işbölümüne göre, bir yerdeki ticaret mahkemesi kanunda belirtilmiş olan ticari davalara; asliye hukuk mahkemesi ise bunun dışındaki hukuk davalarına (dar anlamda) bakacaktır. İkinci fark şudur: Birden fazla asliye hukuk mahkemesi bulunan bir yerdeki asliye hukuk mahkemelerinden birinde görülmekte olan bir davada, tarafların, o davanın, aynı yerdeki başka bir asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği yönünde işbölümü itirazında bulunması mümkün olmadığı halde; o yerdeki asliye hukuk ve ticaret mahkemeleri yönünden böylesi bir işbölümü itirazının örneğin, asliye hukuk mahkemesinde açılmış bir davayla ilgili olarak, oradaki ticaret mahkemesinin görevli bulunduğunun veya bunun tersinin ileri sürülmesi mümkündür."
Keza, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09.06.2004 tarihli ve 2004/4-337 E. - 2004/337 K. sayılı ilâmında da, bir yerdeki birden fazla ticaret mahkemeleri arasındaki ilişkinin "işbölümü ilişkisi" olmayıp, yalnızca bir "iç ilişki" olduğuna değinilmiştir.
Yukarıda zikredilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararlarından da anlaşılacağı üzere, uygulamada, bir yerdeki birden çok aynı tür mahkeme, örneğin birden çok sulh hukuk mahkemesi arasındaki ilişki bakımından; bazen bu ilişkinin işbölümü ilişkisi olmayıp, yalnızca bir iç ilişki olduğuna değinilmiş, bazen de bu ilişki (geniş anlamda) işbölümü ilişkisi olarak nitelendirilmiş, ancak, bu işbölümü ilişkisinin, gerçekte bir iç ilişki niteliğinde olduğu da açıkça belirtilmiştir.
Birden fazla sulh hukuk mahkemesi bulunan bir yerdeki sulh hukuk mahkemelerinden birinde görülmekte olan bir davada, tarafların, o davanın, aynı yerdeki başka bir sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği yönünde teknik anlamda "iş dağılımı veya iç ilişki" (geniş anlamda işbölümü) itirazında bulunabilmeleri de mümkün değildir.
26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun "Hukuk mahkemelerinin kuruluşu" başlıklı 5. maddesinin 17/4/2013 tarihli ve 6460 sayılı Kanunun 10. maddesiyle değişik beşinci fıkrası hükmüne göre; "İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde hukuk mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır. Özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde, ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, daireler arasındaki iş dağılımı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenebilir. Bu kararlar Resmî Gazetede yayımlanır.
Daireler, tevzi edilen davalara bakmak zorundadır." Görüldüğü üzere, bu fıkra hükmünde de, açıkça, bir yerdeki birden çok aynı tür mahkeme arasındaki "iş dağılımı"ndan bahsedilmiş; iş dağılımını belirleme yetkisi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna verilmiş ve dairelerin, belirlenen iş dağılımına göre tevzi edilen davalara bakmak zorunda oldukları hükme bağlanmıştır.
Yukarıda değinilen hususlar, mevzuat hükümleri ve yapılan açıklamalar doğrultusunda anılan mahkemeler arasındaki ihtilâf değerlendirildiğinde, gerçek anlamda (HMK m. 20) bir görev veya teknik anlamda bir işbölümü ilişkisi mevcut olmayıp, "iş dağılımı" ilişkisi bulunduğu anlaşıldığından, merci tayini (yargı yeri belirlenmesi) yoluyla davaya bakacak görevli mahkemenin belirlenmesine olanak ve gerek bulunmamakta; sorunun, kısmen değinilen ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekmektedir.
Somut sorunda geçerli hukuksal nedene dayanan devir kararı verilmiş olmakla, bu anlamda devir kararı görevsizlik niteliğinde değildir. Merci inceleme koşulu, karşılıklı verilmiş olması gerekli 2 (iki) ayrı görevsizlik ya da yetkisizlik kararının bulunmasıdır.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; anılan mahkemeler arasındaki ihtilâf bakımından, merci tayini (yargı yeri belirlenmesi) yoluyla davaya bakacak görevli mahkemenin belirlenmesine olanak ve gerek bulunmadığından, dosyanın mahal mahkemesine İADESİNE 05/05/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi