Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/10634
Karar No: 2014/10876
Karar Tarihi: 02.07.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/10634 Esas 2014/10876 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/10634 E.  ,  2014/10876 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 14.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 28/12/2012
    NUMARASI : 2009/267-2012/705

    Taraflar arasında görülen adi ortaklığın tasfiyesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacılar T.. A.. vd. vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacılar vekili dilekçesinde, tarafların kardeş olduklarını, gençliklerinden beri ortak olarak kabzımallık ve pazarcılık yaptıklarını, ortaklığın paylaşılmayan gelirleri ile alınan tüm menkul ve gayrımenkullerin bazen birinin bazen diğerinin adına kayıt edildiğini, tarafların edindikleri bu mallara yönelik olarak aralarındaki adi ortaklık ilişkisini 22.06.1999 tarihli Sulhname başlıklı sözleşme ile yazılı hale getirdiklerini ileri sürerek tapulu taşınmazlar ile pazar tezgahları ve sebze-meyve halindeki dükkanlar üzerindeki ortaklığın 22.06.1999 tarihli sözleşme çerçevesinde tasfiyesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili dilekçesinde, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olduğundan ve adi ortaklığın tasfiyesi usulü anılan Kanunun 644.maddesinde düzenlendiğinden karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiş, hüküm davacılar T.. A.. vd. vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
    Dava, adi ortaklığın tasfiyesi istemine istemine ilişkindir.
    TBK.nun 620.maddesindeki tanıma göre; "Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir".
    Adi ortaklığın sona ermesinin en önemli sonuçlarından biri ortaklığın tasfiye aşamasına girmesidir. Zira; sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle birlikte, adi ortaklık hemen ortadan kalkmaz; sadece sona erme sebeplerinin varlığı ortaklık bünyesinde bir takım değişikler meydana getirerek, ortaklığın tasfiye aşamasına girmesine neden olur. Ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiyenin tamamlanması ile ortadan kalkar. Bu bağlamda tasfiye; ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik kanuni bir usuldür.
    Ortaklar tasfiyeyi istememiş olsalar bile, ortaklık sona ermekle kendiliğinden tasfiye aşamasına girer. Tasfiyede sözleşme özgürlüğü esasının benimsenmesinin bir sonucu olarak ortaklar; ortaklığın tasfiyesi bakımından kanundaki hükümlere uygun tasfiyeyi kendi aralarında anlaşarak gerçekleştirebilirler. Ancak tasfiye husunda ortaklar anlaşamazlar ve tasfiye istemi ile mahkemeye başvururlarsa, bu durumda tasfiyenin mutlaka mahkeme tarafından bizzat gerçekleştirilmesi gerekir.
    Tasfiyenin ne şekilde yapılacağının düzenlendiği TBK"nın 644. maddesinde (BK"nın 538 ve izleyen maddeleri) "Ortaklığın sona ermesi halinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dahil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır. Ancak ortaklık sözleşmesinde, ortaklardan biri tarafından kendi adına ve ortaklık hesabına belirli bazı işlemlerin yapılması öngörülmüşse, bu ortak ortaklığın sona ermesinden sonra da o işlemleri tek başına yapmak ve diğerlerine hesap vermekle yükümlüdür.
    Ortaklar tasfiye işlemlerini yürütmek üzere tasfiye görevlisi atayabilirler. Bu konuda anlaşamamaları halinde, ortaklardan her biri, tasfiye görevlisinin hakim tarafından atanması isteminde bulunabilirler." denilmiştir.
    O halde adi ortaklığın tasfiyesi ya ortakların anlaşması suretiyle ya da bizzat mahkemece yapılır. Bunun dışında bir olanak yoktur.
    Somut olayda; taraflar arasında düzenlenen ve dava konusu 22.06.2009 tarihli Sulhname başlıklı sözleşmede adı geçen taşınmazlar yönünden taraflar arasında bir adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu açıktır. Bu husus taraflar arasında görülen İstanbul Anadolu 23.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/120 Esas sayılı tapu iptal tescil dava dosyası içerisinde bulunan Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 23.01.2006 tarih ve 2005/14609 E.2006/391 K.sayılı bozma ilamında da açıkça belirtilmiştir.
    Taraflar arasında adi ortaklığın tasfiyesi ve tasfiye memuru konusunda anlaşamadıkları dosya içerisindeki yazılı ve sözlü beyanlarından anlaşılmakta olup, davacı vekili tasfiyenin mahkemece yapılmasını istediklerini 12.12.2012 havale tarihli dilekçesinde de açıkça belirtmiştir.
    Hal böyle iken, mahkemece, taraflar arasındaki yukarıda anılan İstanbul Anadolu 23.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/120 Esasa sayılı dosyası ile temyize konu dava dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunması dolayısıyla birleştirilmeleri hususu değerlendirilmeli, ayrıca yukarıda belirtilen ilkeler ışığında inceleme ve değerlendirme yapılarak, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisi ve tasfiyesi hakkındaki TBK.nun 620 vd. md. hükümleri çerçevesinde uyuşmazlığın çözümlenmesi ve sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tasfiyenin mahkeme tarafından yapılması olanağının ortadan kalktığı şeklindeki eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi