Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/8120
Karar No: 2016/5198
Karar Tarihi: 05.05.2016

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/8120 Esas 2016/5198 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/8120 E.  ,  2016/5198 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ... köyü 129 ada 13 parsel sayılı 7450 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden zeytinlik niteliğiyle ... adına tespit edilmiştir.
    Davacı ..., taşınmazın çalılık ve metruke yerlerden olup, ...ye ait olduğu iddiası ile dava açmıştır.
    Mahkemece davanın kabulü ile, ... ilçesi, ... köyü, 129 ada 13 sayılı parselden fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile işaretli 1179,11 m²"lik yerin davalı parselden çıkarılarak son parsel numarası verilerek mera vasfıyla ... adına tesbit ve tesciline, kalan miktarın tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 18/10/2005 gün ve 2005/8802 E. - 9850 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ""Yapılan araştırmanın yetersiz olduğu, orman kadastro tutanakları getirtilmediği gibi, öncesinin orman olup olmadığı konusunda araştırma yapılmadığı, sınırda mera bulunduğu, bu hususun yeterince araştırılmadığı, toprak tevzi komisyonu tarafından 382 sayılı parsel numarası ile belirlenen yerin sahibi ile davalının ilişkisinin belirlenmediği, kuzey sınırdaki 22 sayılı parselin dayanağı olan tapunun bu yönü metruke okuduğundan, taşınmazın öncesinin mübadil rumlardan kalması, orman ya da mera olması halinde zilyetlikle kazanılmayacağı, ...nin iddialarının yeterince araştırılmadığı"na değinilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 10/02/2009 gün ve 2008/17448 E. - 2009/1872 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ""Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmişse de, bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Toprak tevzi tutanak ve haritalarında 382 sayılı parsel olarak gösterilen 14000 m² yüzölçümündeki taşınmazın tapu kaydı getirtilmediği gibi, 382 nolu tevzi parselinin haritası kadastro sırasında dava konusu 13 sayılı parsel ile birlikte 14 ve 15 nolu parselleri de içine aldığı halde, 14 ve 15 sayılı parseller hakkında dava açılıp açılmadığı, açılmış ise bu dosya ile birleştirilerek birlikte görülmesi düşünülmemiş, kuzey sınırda bulunan 22 sayılı parsele uygulanan tapu kaydının çekişmeli parsel yönünü metruke okuduğu, yine komşu 12 sayılı parselin toprak tevzi haritasında 750 numaralı ... yeri yazılı olmasına rağmen, bu konu üzerinde durulup araştırma yapılmamıştır. Bu nedenle; toprak tevzi harita ve tutanaklarında gösterilen 382 numaralı kaydın revizyon gördüğü 14 ve 15 sayılı parsellere ilişkin dava dosyaları var ve derdest ise, dosyalar birleştirildikten sonra yerinde fen memuru ve ziraat mühendisi bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak tevziden oluşan tapu kayıt ve krokileri yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile yerine uygulanıp, davalının dayandığı satış senedinin de bu yere ait olup olmadığı belirlenmeli, bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın mera ya da kaçak ve yitik kişilerden kalma bir yer olup olmadığı, davalı ve satıcısının zilyetliğinin başlangıç tarihi, süresi ve sürdürülüş biçimi olaylara dayalı olarak ayrı ayrı sorulup saptanmalı, tevzi dağıtım cetvelinde adı geçen ... ile taşınmazı satın alan kişiler arasındaki ilişki açıklığa kavuşturulmalı, komşu 22 sayılı parsele revizyon gören 22.11.1956 tarih 61 numaralı kaydın bu parsele uygunluğunun belirlenmesi durumunda, kaydın güney sınırının "metruke" okuması nedeniyle bu durum delillerin değerlendirilmesinde dikkate alınmalı, "metruke" ibaresinin kaçak ve yitik kişilerden kalan yeri ifade ettiği gözönünde bulundurulmalı, taşınmazın öncesinin mera olması halinde kamu orta malı niteliğindeki bu tür yerlerin zilyetlikle kazanılamayacağı düşünülmeli, bilirkişilere uygulamayı gösteren açıklamalı kroki ve rapor düzenlettirilmeli ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
    Kabule göre de, önceki kararda mera olarak tescil edilen bölümün dahi tespit gibi davalı adına tesciline karar verilmiş olması usûlü kazanılmış hakkın ihlali olup, bu hususun dahi yerinde olmadığı""na değinilmiştir.
    Davalı ... tarafından kararın düzeltilmesi istenmiş, Dairenin 26/06/2009 gün ve 2009/9628 E. -10846 K. sayılı kararı ile davalının karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, ... tarafından komşu 129 ada 15 sayılı parsele yönelik aynı nedenle açılan dava, eldeki dava ile birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabul kısmen reddi ile ... ilçesi, ... köyü 129 ada 13 parsel sayılı taşınmazın davalı adına yapılan kadastro tesbitinin iptaline, (A) harfi ile işaretli 1764,23 m² yüzölçümündeki kısmının çekişmeli parselden ifrazı ile ... köyü 129 adaya ait en son parsel numarası ile adlandırılarak mera vasfıyla ... adına tesciline, kalan 5686,14 m²"lik kısmının tespit gibi tesciline; 129 ada 15 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesi üzerine yerel mahkeme hükmü Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 26/06/2014 tarih ve 2014/3893 E. - 6889 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Davacı ...nin temyiz itirazları bakımından; aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Çekişmeli 129 ada 13 parsel sayılı taşınmazın temyize konu 5686,14 m² yüzölçümlü bölümü ile 129 ada 15 sayılı parselin orman sayılmayan yerlerden olduğu, 1954 yılındaki toprak tevzi çalışmalarında 382 sayılı parsel olarak sınırlandırılan taşınmazın kapsamında kaldığı, bitişiğindeki aynı tevzi parseli kapsamında kalan dava dışı 129 ada 14 sayılı parselin de aynı şekilde 2004/164 E. sayılı dosyada davalı iken davanın kısmen kabulüne karar verilerek kesinleştiği, adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Ancak; dava konusu taşınmazlardan 129 ada 15 sayılı parsel hakkında eldeki dava dosyası ile birleştirilmeden önce mahkemenin 19/10/2004 tarih ve 2004/165 E. - 139 K. sayılı kararı ile davacı ...nin davası kısmen kabul edilerek (A) harfi ile gösterilen 122,65 m²"lik bölüm ile (B) harfleri ile gösterilen 476,12 m²"lik bölümün mera vasfıyla sınırlandırılmasına karar verilmiş ve bu kararı sadece davacı ...nin temyiz etmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09/02/2006 gün ve 2006/289 E. - 801 K. sayılı kararı ile araştırmaya yönelik olarak bozulmuştur. Mahkemece, dava konusu 129 ada 15 sayılı parselin birleştirilen dosyada (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümleri açısından ... lehine oluşan usûli kazanılmış hak dikkate alınmaksızın taşınmazın tamamı hakkında davanın reddine, tesbit gibi tescile karar verilmiş olması usûl ve kanuna aykırıdır.
    Kabule göre de, 129 ada 13 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B hükmü doğrultusunda mera olarak sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmesine karar verilmesi gerekirken, ... adına tapuya tesciline karar verilmiş olması doğru değildir.” denilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; davacı ...nin davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile,
    1) Dava konusu ... ilçesi ... köyü 129 ada 13 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile 09/05/2013 havale tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile işaretli 1764,23 m² yüzölçümlü kısmının davalı parselden ifrazı ile aynı adaya son parsel numarası verilerek mera vasfıyla özel siciline kaydı ile sınırlandırılmasına, davalı parselin raporda belirtilen çap dahilinde 5686,14 m² yüzölçümü ile tespit gibi Mustafa oğlu 1966 doğumlu ... adına tesciline,
    2) ... ilçesi, ... ilçesi 129 ada 15 sayılı parselin; ... Kadastro Mahkemesinin 2004/165 E. - 2004/139 K. sayılı dosyasında bulunan 04.10.2004 tarihli bilirkişi heyet rapor ve krokisinde (A) harfi ile işaretli 122.65 m² ile (B) harfi ile işaretli 476.12 m²"lik yerin davalı parselden ifrazı ile son parsel numarası verilerek mera vasfıyla özel siciline kaydı ile sınırlandırılmasına, davalı parselin kalan miktarının ... Kadastro Mahkemesinin 2004/165 E. - 2004/139 K. sayılı dosyasında bulunan 04.10.2004 tarihli bilirkişi raporu ve eki krokisindeki çap dahilinde tespit gibi aynı vasıfta ve 3766.59 m² yüzölçümü ile ... oğlu 1961 doğumlu ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosunun yapılmasına 1997 yılında 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre başlanmış, ancak çalışma sonuçları 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükümlerine göre çalışmaya başlayan kadastro müdürlüğüne verilerek, kadastro çalışmaları sonuçları ile ilân edilmiştir. Başka bir deyişle, çekişmeli parsellerin bulunduğu yerde kesinleşmiş orman kadastrosu yoktur.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 05/05/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi