3. Hukuk Dairesi 2014/2182 E. , 2014/10904 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SAMSUN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2013
NUMARASI : 2013/236-2013/599
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili; davalının müvekkili kurumda uzman yardımcısı kadrosuna karşılık gösterilmek suretiyle sözleşmeli olarak görev yaptığını, Bakanlar Kurulu Kararına göre denetim tazminatı ödenmesi mümkün olmadığı halde, ödenmiş olmakla 30.01.2006- 14.01.2009 tarihleri arasında yersiz ödenen toplam 3.737,23 TL zararın ödeme tarihlerinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; ödemenin hatalı olmadığını, Samsun 1.İdare Mahkemesinin 2011/1210 Esas sayılı dosyası ile, davaya konu ödemenin davalıdan talep edilmesinin hukuka uygun olmadığına karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; Samsun 1.İdare Mahkemesinin 2011/1210 Esas sayılı dosyasının davacısının F.. Ç.., davalısının ise B.. B.. olduğu, İdare Mahkemesince davaya konu yersiz ödemenin davalıdan (F.. Ç..)"dan talep edilmesinin hukuka uygun olmadığına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, idari yargı konumundaki bir mahkemenin kararının da kesin hüküm değerlendirilmesine esas alınabilir nitelikte olduğu, her iki davanın da taraflarının aynı olduğu, sonuç olarak, açılan ve görülmekte olan eldeki davada; HMK. 114/i maddesi gereğince ""daha önceden açılmış ve halen görülmekte olan dava olmaması"" dava şartı engelinin bulunduğu, idare mahkemesinin bu konuya ilişkin tespiti ve kararının mahkeme açısından bağlayıcı olduğu, bu sebeplerle davacı tarafın davasının dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamından; davalının Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı, Samsun Bölge Müdürlüğü bünyesinde uzman yardımcısı kadrosuna karşılık gösterilmek suretiyle sözleşmeli olarak istihdam edildiği, davalıya 30.01.2006- 14.01.2009 tarihleri arasında toplam 3.737,23 TL denetim tazminatı ödendiği, davalıya yapılan ödemenin daha önce bu yolda alınmış bir idari karara dayanmadığı, davacı kurumun 15.05.2009 tarih ve 219 sayılı işlemi ile, bu bedelin davalıdan talep edildiği ve davalı tarafından kuruma ödendiği, bu idari işlemin iptali için, davalının idari yargıda iptal davası açtığı, Samsun 1. İdare Mahkemesi"nin 2011/1210 E- 2011/1148 K. sayılı dosyası ile 27.09.2011 tarihinde, hatalı ödemenin yapıldığı tarihten başlamak üzere, 60 günlük dava açma süresi içerisinde davalı idarece geri istenilmesi gerekirken, bu süre içerisinde idarece geri istenilmediği ve dava açma sürenin geçtiği gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline karar verildiği ve kararın 30.04.2013 tarihinde kesinleştiği, bu karar üzerine davalıya 3.737,23 TL ödendiği anlaşılmaktadır.
Ancak, somut olayda davalıya 30.01.2006- 14.01.2009 tarihleri arasında denetim tazminatı ödenmesine ilişkin herhangi bir yasal düzenleme ve bu yolda alınmış idari bir karar bulunmadığı sabittir.
BK.nun 62. maddesi gereğince, borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Bu madde de belirtilen yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunanda bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. Başka bir deyişle, davacı idarenin hataya düşmeseydi, davalıya edada bulunmayacağı anlamına gelmektedir.
HGK"nun 05.12.1984 tarih, l982/13-387 E.- 1984/ 997 K. sayılı kararı ile; idarenin herhangi bir şart tasarrufuna dayanmayan, salt hatalı ödemelerin idare tarafından BK.nun sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği açıklanmıştır.
Bu durumda, herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin Borçlar Hukukunun haksız iktisap kuralları çerçevesinde istenip istenemeyeceği tartışılmadan yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.