Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/16043
Karar No: 2008/21067
Karar Tarihi: 23.12.2008

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2008/16043 Esas 2008/21067 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2008/16043 E.  ,  2008/21067 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bilecik Asliye Hukuk (İş)Mahkemesi
    TARİHİ : 12/06/2008
    No              :  198-466

    Davacılar, iş kazası sonucu malüliyettenden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen 333.342,60 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davacılar vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 23.12.2008 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacılar vekili Av.M.E.ile karşı taraf vekili Av.H.A. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere temyizin kapsamına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava 10.12.2004 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 62,00 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalı ile eşinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece davacıların maddi tazminat istemlerinin kabulüne, manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde taraf avukatlarınca temyiz edilmiştir.
    Davacının iş kazası sonucu % 62,00 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda, davacının  % 10, dava dışı işyeri çalışanının % 20 ve davalı işverenin ise  % 70 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.  B.K"nun 47. Maddesinde hakimin bedensel bütünlüğün bozulması halinde olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene adalete uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar vereceği öngörülmüştür.  Bedensel bütünlük eş deyişle vücut bütünlüğü kavramının fizik bütünlük yanında ruhsal bütünlüğü ve sağlığını da kapsadığı tartışmasızdır. Olayın özelliklerinin neler olduğu 22.6.1966, 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı"nda açıklanmıştır.  Bunlar her olayda değişebilir.  Bu nedenle hakimin kararında bu özellikleri objektif ölçülere göre göstermesi gerekir.
    Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması, sembolik tutarda bulunamaması gerekir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken,  ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü,  tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı,  olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması gerektiği gibi,  olayın işverenin işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun biçimde hükmedilecek tutarın, manevi tatmin duygusu yanında, HGK 23.6.2004,
    13/291–370 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği açıkça ortadadır. Öte yandan Türk Medeni Kanununun 4. Maddesi gereğince:  Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda, hakim hukuka ve hakkaniyete göre karar vermek zorundadır.
    Hal böyle olunca yukarıda açıklanan ilkelerin ışığında, davacılar yararına hükmolunan manevi tazminatların hakkaniyet ve adalete uygun olmadığı ortadadır. 
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde manevi tazminatın çok az takdiri suretiyle yazılı şekilde manevi tazminata karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Kabul ve uygulamaya göre de davalı işverenin 17.01.2007 tarihli cevap dilekçesindeki davacı A.K.’a 30.000,00YTL manevi tazminat ödemeyi kabul ettiğine dair kabul beyanının göz ardı edilerek davacı A.K. yararına 5.000,00YTL manevi tazminata karar verilmesi de isabetsiz olmuştur.
    Tarafların maddi tazminata yönelik temyizlerine gelince;
    Bu tür, tazminat davaları nitelikçe Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararların giderilmesine ilişkindir. Bu bakımından tazminat belirlenirken maluliyet oranı, kusur oranı ve kanuni nedenler indirildikten sonra Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bağlanan gelirin, hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan verilere göre hesaplanan peşin sermaye değerinin ve şayet mevcutsa geçici iş göremezlik döneminde işveren ile kurumca ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin indirilmesi suretiyle tazminatın belirlenmesi gerektiği Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Somut olayda, maddi tazminatın, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bağlanan gelirin peşin sermaye değeri ile ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin indirilmeden belirlendiği, davalı işveren tarafından yapılan ödemelerin ise geçici iş göremezlik devresinde işverence yapılan ödemeler kapsamında olup olmadığının değerlendirilmediği ortadadır.
    Yapılacak iş, öncelikle davalı işveren tarafından yapılan ödemelerin geçici iş göremezlik devresinde işverence yapılan ödemeler kapsamında olup olmadığını değerlendirmek, 4447 sayılı Yasa"nın 16.maddesiyle 506 sayılı Yasa"ya eklenen Ek 38. maddesi gereğince hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan artışlara göre hesaplanan tüm peşin sermaye değeri Kurum"dan sorulmak, bildirilen miktar ile kurum ile işveren tarafından (İşverenin yaptığı ödemelerin geçici iş göremezlik devresinde yapılan ödeme olarak kabulü halinde) ödenen geçici iş göremezlik dönemi ödemelerini, hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan ücret artışları nazara alınarak hesaplanan tazminattan indirmek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,  davacı ve davalı yararına takdir edilen 550.00 YTL. duruşma Avukatlık parasının karşılıklı birbirlerine  yükletilmesine, temyiz harcı ile temyiz başvuru harcının taraflara iadesine, 23.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi