Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 1.9.1993-31.10.2001 tarihleri arasında çalıştığının tesbitiyle, işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, davalılara ait işyerinde 01.09.1993-31.10.2001 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak sürekli çalıştığının tesbitini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi eksik incelemeye dayandığından doğru olmamıştır.
Gerçekten, davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Bu gibi durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 79. maddesi olup bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir.
Davacının sigortalı hesap cetveline göre 1993/3-1999/2 yılları arasında 2 işe giriş bildirgesi ile kısmi olarak, sonrası da tam olarak çalıştığına dair bildirimler yapılmıştır.İşe giriş bildirge imzalarının basit yapıda olduğundan davacıya ait olup olmadığının tesbit edilemeyeceği Adli Tıp raporu ile belirlenmiştir.Tüm tesbit dönemi imzalı ücret bordroları istenmiş gelenler arasında 1999/9. ay ile 2001/10. ay arası döneme ait imzalı ücret bordroları olup 1999/9. ay ile 2001/8. ay arası dönem imzalı ücret bordroları kadar tam olarak çalışmaları bildirilmiştir. Kalan dönemde davacılar gibi kısmi bildirim yapılan bordro tanıklarının dinlenerek sonuca gidilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş, öncelikle 01.09.1999-31.10.2001 tarihleri arası dönem davanın kabulü doğru olup davacının tesbitini istediği ve eksik incelemeye konu olan 01.09.1993-31.08.1999 tarihleri arası sürelerle ilgili olarak davacının imzalı ücret bordrosu olmadığından bu dönemler için işverenin kayıtlarına geçmiş bu dönemin tamamında çalışan bordro tanıklarını dinlemek, bulunamadığında bu dönemler için iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken, işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları veya işverenleri gibi kişilerin bilgilerine başvurmak,davacının yaptığı iş açıkça ortaya konularak tüm yıl boyunca çalışıp çalışmadığı tanık beyanları ,varsa meslek kuruluşlarından sorulup belirlemek ve tüm deliller toplandıktan sonra bir arada değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde S.S Y.Arsa Yapı Koop."ne iadesine,25.12.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.