Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerlerinde 1.2.1984-10.5.2001 tarihleri arasında çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum ve D. Üniversitesi Tıp Fakültesi, dahili davalılardan İ. İnş. Tur. Mad. Teks. Tem. Hiz. San. Ltd. Şti. ve N.D. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, davalılara ait işyerinde 01.02.1984-10.05.2001 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak sürekli çalıştığının tesbitini istemiştir.
Mahkemece Dairemizin Bozma Kararına uyulmasına rağmen bozma gereği deliller yeterince toplanmadan davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Gerçekten, davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Bu gibi durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 79. maddesi olup bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir..
Tüm tesbit dönemine ait dönem bordrolarının dosya içinde olmadığı,Davalılardan işyeri kayıtları ve imzalı ücret ödeme belgeleri istenmiş gönderilmemiştir.Bozma öncesi dinlenen tanıklar N.K.un 18.03.2003 tarihine,Ş.Y.ın 22.07.1996 tarihine kadar D. Üniversitesi Hastanesi Başhekimliğinde hizmetli ve aşçı kadrolarında çalışarak emekli oldukları belirtilmişse de tesbit döneminin tamamında çalışıp çalışmadığı dosya içindeki bilgilerden anlaşılamadığından bu tanıklar yeterli görülmemiştir.Bu nedenle Bozma ilamında tüm tesbit döneminde çalışan bordro tanıkları dinlenmesi belirtildiği halde gereği yerine getirilmemiştir. Davacının sigortalı hesap cetveline göre 1984-2001 yılları arasında davalıların değişik işyerlerinden birçok işe giriş bildirgeleri ile işe giriş ve çıkış bildirimleri ile kısmi bildirimler yapılmıştır. Tüm tesbit döneminde çalışan bordro tanıkları tesbit edilip dinlenmediğinden eksik inceleme ile sonuca gidilmiştir.
Mahkemece yapılacak iş, öncelikle davacının tesbitini istediği ve eksik incelemeye konu olan 01.02.1984-15.01.2001 tarihleri arası sürelerle ilgili olarak davacının imzalı ücret bordrosu olmadığından bu dönemler için işverenin kayıtlarına geçmiş bu dönemin tamamında çalışan bordro tanıklarını dinlemek, bulunamadığında bu dönemler için iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken, işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları veya işverenleri gibi kişilerin bilgilerine başvurmak ve tüm deliller toplandıktan sonra bir arada değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 25.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.