20. Hukuk Dairesi 2015/2692 E. , 2016/5270 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 01.08.2013 harç ve havale tarihli dava dilekçesinde, ... ili, ... ilçesi, ... Köyü/Mahallesinde bulunan 6818 ada 6 parsel sayılı arsa niteliğinde 1119.92 m2 yüzölçümündeki taşınmazın müvekkilleri adına tapuda kayıtlı iken, ... Yönetiminin açtığı, ... ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.07.2009 gün ve 2009/63 E. - 2009/322 K. sayılı tapu iptali ve tescil davası sonunda tapu kaydının iptal edilerek orman vasfıyla ... adına tescil edildiğini ve hükmün 13.09.2013 tarihinde kesinleştiğini, hiç bir bedel ödenmediğini, böylece mülkiyet hakkının ihlâl edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00.-TL"nin tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihten işbu kararın kesinleşeceği tarihe kadar, kesinleştikten sonrada kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkillerine verilmesini istemiştir.
Davacı vekili, keşif ve raporlardan sonra mahkemeye sunduğu 27.03.2014 tarihli dilekçesinde; davasını, 36.604,44.-TL üzerinden, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03/11/2010 gün ve 2010/10-550 E. - 2010/562 K. sayılı ilâmını gerekçe göstererek ıslah harcı yatırmadan ıslah etmiş ve tapu kayıtlarının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği 13.09.2013 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalı ...den tahsili ile müvekkillerine verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, tapu kaydının mahkeme kararı ile hükmen iptal edildiğini, ...nin kusurlu sorumluluğunun sözkonusu olmadığını ve hukukî olay bakımından ... ile açılan dava arasında illiyet bağı bulunmadığını, dava zamanaşımı ve husumet itirazları bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, ıslah harcı HGK"na dayanılarak tamamlatılmadan, davacının davasının kabulü ile 36.604,44.-TL"nin, iptal kararının kesinleştiği tarih olan 13.09.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak, davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından esasa ilişkin olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kayıtlarının hükmen iptali nedeniyle, 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesine göre açılan tazminat istemine ilişkindir.
Taraflardan her biri, yapmış olduğu usûl işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Islahın kısmen veya tamamen olduğuna bakılmaksızın, taraflar aynı davada ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir. Davacının ıslah yoluyla sonuç talebini arttırması mümkün ise de nispi karar ve ilâm harcına tâbi davalarda, davalı taraf harçtan muaf olsa dahi, ıslah yolu ile dava değerinin artırılması halinde artan dava değeri üzerinden nisbi peşin harç ile (ıslah harcı) ayrıca karar ve ilâm harcının tamamlattırılması gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.2013 gün ve 2013/21-445 E. - 2013/1625 K. sayılı kararında da bu görüş benimsenmiştir.
Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde 1.000,00.-TL olarak açıkladığı tazminat talebini, 27.03.2014 tarihli dilekçesinde; davasını, 36.604,44.-TL olarak arttırmış, ancak ıslah dilekçesinde; esas ve karar numarası verilen HGK gerekçe gösterilerek ıslah harcını yatırmamıştır. Mahkemece, ıslah harcı tamamlatılıp, ıslah dilekçesi taraflara usûlüne uygun tebliğ edildikten sonra işin esasına girilip karar verilmesi gerekirken harcı yatırılmayan ıslah beyanına değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 10/05/2016 günü oy birliği ile karar verildi.