Davacı, 1988-1998 tarihleri arası SSK."lı hizmetleri dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının 01.9.1988-30.12.1998 tarihleri arasında S.S.K."na tabi zorunlu sigortalı olduğu süreler dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Yapılan incelemede, davacının 24.8.1988 tarihli bildirge üzerine davalı Kurumca resen 01.9.1988 tarihi itibariyle tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescil edildiği, ihtilaflı dönemde S.S.K. hizmet cetveline göre 1.8.1988-31.12.1988 tarihleri arasında 120 gün, 1.6.1991-1.1.1992 tarihleri arasında 196 gün 7.4.1994-30.4.1994 tarihleri arasında 10 gün, 5.8.1994-30.8.1994 tarihleri arasında 5 gün, 16.6.1997-9.1.1998 tarihleri arasında 204 gün, 17.3.1948-12.10.1998 tarihleri arasında 200 gün sigortalı çalışmasının bulunduğu, S.S.K.ca davalı Kuruma davacının 1988 yılı çalışmalarının hiç bildirilmemesi, 1998 yılı çalışmalarının ise eksik bildirilmesi sebebiyle davalı Kurumca davacının 1.9.1988-1.6.1991 ve 1.1.1998-17.3.1998 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiği, oysa davacının tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescil edildiği 1.9.1988 tarihinde davacının önceden başlayıp devam eden 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olduğu anlaşılmaktadır.
Sosyal Güvenlik Sistemimizde çifte sigortalılığa yer verilmemiş olup gerek 506 sayılı yasa"nın 3. maddesi gerekse 2926 sayılı Yasa"nın 2. maddesine göre davacının aynı anda birden fazla sosyal Güvenlik kurumuna tabi olarak çalışması mümkün değildir. Çifte sigortalılık veya çakışan sigortalılık olarak adlandırılan böyle bir durumda önceden başlayıp devam eden sigortalılığa değer verilerek sorun çözüme kavuşturulmaktadır. Somut olayda davacının önceden başlayan sigortalılığı 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılık olup 1.9.1998 tarihli tescil işlemi ile davacının davalı Kurumca kabul edilen 1.9.1988-31.12.1988, 1.1.1998-9.1.1998 tarihleri arasındaki sigortalılık süresi 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılık süresi ile çakışmaktadır. Dava sonucunda verilecek karar S.S.K Başkanlığının hak alanını etkileyeceğinden S.S.K Başkanlığının davaya dahil edilerek sonuca ulaşmak gerekirken bu usuli zorunluluk gözardı edilerek yalnızca davalı Kurum huzuru ile yargılama yapılarak sonuca gidilmiş olup usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş; öncelikle S.S.K Başkanlığını yöntemince davaya dahil etmesi için davacıya önel vermek, bu kurumun bildireceği delilleri toplamak davacıya ihtilaflı dönemde ürün sattığı kişi, kurum ve kuruluşların isimlerini açıklattırmak, bu kişi, kurum ve kuruluşlardan ürün bedelinden prim kesintisi yapılıp yapılmadığını sormak, yapılmış ise belgelerini getirtmek, 2926 sayılı Yasa"nın 10. maddesinde belirtilenziraat odası, kooperatif ortaklığı, zirai arazi emlak vergi mükellefiyeti, tapu kaydı gibi kayıtlar araştırılarak tüm deliller birarada değerlendirilerek sonuca varmaktır.
Mahkemece yukarıda açıklanan hukuki ve maddi olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı kurumun diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 23.1.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.