Davacı, 8.12.2004 tarihli başvuru sırasında yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazandığının karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, 506 sayılı Yasa"nın 20. maddesi uyarınca kurulmuş bulunan diğer davalı Ziraat Bankası ve Halk Bankası Mensupları Emekli Yardım Sandığı Vakfı’ndan 08.12.2004 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ile davalı Vakfın yaşlılık aylığının Emekli Sandığı’nca bağlanması gerektiği şeklindeki işleminin iptalini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Dosyadaki belgelere göre, davacının Ziraat Bankası ve Halk Bankası Mensupları Emekli Yardım Sandığı Vakfı’na tabi olarak çalışmakta iken adı geçen bankaların 4603 sayılı yasaya göre özelleştirmeye hazırlamak amacıyla yeniden yapılandırılmaları çalışmalarında istihdam fazlası personel olduğunun belirlenmesi nedeniyle 4046 sayılı yasa"nın 22. maddesi uyarınca Selçuk Üniversitesi Rektörlüğüne 657 sayılı Yasa kapsamında çalıştırılmak üzere naklen atanmasının yapıldığı, bir süre 657 sayılı Yasa kapsamında ve Emekli Sandığına tabi olarak çalıştıktan sonra 08.12.2004 tarihi itibariyle tahsis talebinde bulunduğu, Davalı Vakıf ve Emekli Sandığı’nın ise, 2829 sayılı Yasa"nın 8. maddesinin 2.fıkrası uyarınca, bağlı olunan Kurum"un kanunla değiştirilmesi halinde son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresinin fazla olduğu Kurum"a bakılmaksızın fiili hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu Kurum"a kendi mevzuatı uyunca aylık bağlanması gerektiği şeklinde yanıt verdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlık davacının hizmetlerinin T.C. Emekli Sandığında mı, yoksa Ziraat Bankası ve Halk Bankası Mensupları Emekli Yardım Sandığında mı birleştirileceğine ve yaşlılık aylığının bu Sosyal güvenlik kuruluşlarından hangisi tarafından bağlanması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir. Bu haliyle davanın yasal dayanağı 2829 sayılı Yasa"nın 8. maddesidir. Anılan maddeye göre “Birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden ilgililere; son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca kendi mevzuatına göre aylık bağlanıp, ödenir.
Ancak malullük, ölüm, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasası"na göre yaş haddinden re’sen emekli olma, süresi kanunla belirlenen vazifelere atanma veya seçilme ve bağlı oldukları kuruluşun kanunla değiştirilmesi hallerinde ilgililere hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanır.”
Görülüyor ki; bağlı oldukları Kurum"un kanunla değiştirilmesi halinde son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresinin fazla olduğu Kurum"a bakılmaksızın
fiili hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu Kurum"a kendi mevzuatı uyunca aylık bağlanması öngörülmekle en fazla hizmet süresi kuralına istisna getirilmiştir. Davacının kurumu kanunla değiştirildiğinden hizmetlerinin T.C. Emekli Sandığında birleştirilerek bu kurumca aylık bağlanmasında yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Mahkemece yukarıda yazılı maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 25.01.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.