1. Hukuk Dairesi 2014/9765 E. , 2015/10862 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : TURGUTLU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2014
NUMARASI : 2012/389-2014/76
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, vasisi olduğu eşi Hatice"nin mirasbırakan babası İ.. K.."ın 106 ada 51 parsel sayılı taşınmazını mirastan mal kaçırmak amacıyla bağış göstermek suretiyle davalı gelinine devrettiğini ileri sürerek, miras payı oranında iptal ve tescile, mümkün olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.
Davalı, çekişme konusu taşınmaza yıllarca zilyet olduktan sonra kadastro tespiti sırasında adına tespit ve tescil edildiğini, Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesi gereği 10 yıllık süre geçtikten sonra dava açılamayacağını, kaldı ki murisin bağış işleminde hukuka aykırı bir yön bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, muvazaalı işlem sözkonusu olmadığı gibi, davacının saklı payının da zedelenmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
Davacı, vasisi olduğu eşi Hatice"nin mirasbırakan babası İ.. K.."ın 106 ada 51 parsel sayılı taşınmazını mirastan mal kaçırmak amacıyla bağış göstermek suretiyle davalı gelinine devrettiğini ileri sürerek, miras payı oranında iptal ve tescile, mümkün olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.
Davalı, çekişme konusu taşınmaza yıllarca zilyet olduktan sonra kadastro tespiti sırasında adına tespit ve tescil edildiğini, Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesi gereği 10 yıllık süre geçtikten sonra dava açılamayacağını, kaldı ki murisin bağış işleminde hukuka aykırı bir yön bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, muvazaalı işlem sözkonusu olmadığı gibi, davacının saklı payının da zedelenmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davaya konu 106 ada 51 nolu parselin tapunun 25.06.1955 tarih ve 131 sıra numarasında İ.. K.. adına kayıtlı olduğu, ancak gelini olan D.. K.."a kayıtsız şartsız bağışladığı belirtilmek suretiyle kadastroca 01.09.1998 tarihinde davalı adına tespit edildiği, kadastro tutanağına murisin ""yapılan tespite muvafakat ediyorum "" şeklinde imza attığı, 1922 doğumlu olan mirasbırakan İ.. K.."ın 15.12.2009 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak çocukları olan davacı kızı H.. A.., davalının eşi olan A.. K.. ile dava dışı oğlu H.. K.."ın kaldıkları, eldeki davanın 22.12.2010 tarihinde açıldığı sabittir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle; miras bırakan tarafından yapılan temlikin bağış olduğu ve olayda 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yerinin bulunmadığı, terditli tenkis isteği bakımından da davacının saklı payının zedelenmediği belirlenmek suretiyle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında bir isabatsizlik yoktur. Davacı vekilinin bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Ancak, dava konusu taşınmazın keşfen belirlenen değeri 45.000.-TL olduğu, pay oranında iptal ve tescil istenmesi ve yargılama sırasında davacının adli yardım talebinin kabul edilmesi sebebi ile dava değerinin buna göre 15.000.-TL olduğu, davanın reddi
sebebi ile kendisini vekille temsil ettiren davalı taraf yararına bu değer üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile taşınmazın tamamının değeri üzerinden fazla vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru değildir.
Ne var ki, anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, mahkeme kararının hüküm kısmının 4. maddesindeki; "Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T."ye göre 5.250.-TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak davalıya verilmesine"" ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılarak, yerine; "Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.800,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine "" ibaresinin eklenmesine, davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.