Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/11764
Karar No: 2016/8894
Karar Tarihi: ......2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/11764 Esas 2016/8894 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/11764 E.  ,  2016/8894 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen davada ... .... Asliye Hukuk Mahkemesi"nce verilen .../07/2013 gün ve 2009/522 - 2013/436 sayılı kararı bozan Daire"nin 07/05/2015 gün ve 2014/9497 - 2015/6559 sayılı kararı aleyhinde taraf vekilleri tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili şirketin özellikle otobüs ve metro yolcu koltukları ve teknolojileri konusunda uzmanlaşmış ve sektöründe tanınan büyük bir şirket olduğunu, ilk olarak 1945 yılında ......."da faaliyete geçtiğini, birçok ülkede kurduğu fabrika ve işletmeler ile faaliyet ağını genişlettiğini, 2003 yılında ise davalı ile işbirliğine girdiğini ve bu kapsamda tek satıcılık ve üreticilik sözleşmesi ile lisans sözleşmesinin imzalandığını, bu işbirliği sayesinde müvekkilinin ürünlerinin ...... piyasasında da tercih edilir bir konuma geldiğini ve pazarda ciddi bir payın sahibi olduğunu, son yıllarda davalının, piyasada oluşan bu payı tek başına sahiplenme ve müvekkilini dışlama politikası nedeniyle ihtilaflar doğduğunu, bu ihtilaflardan birinin de davalının, müvekkilinin 1945 yılından beri kullandığı ve pek çok ülkede tescilli "......" markasını haksız şekilde ......"de adına tescil ettirmesinin olduğunu, oysa müvekkilinin unvanında da yer alan "...." ibaresinin tek yasal sahibi bulunduğunu, davalı adına tescil edilen söz konusu ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verildiğini, yine bu markanın davalı tarafından kullanılmasına cevaz veren sözleşmelerin, ........2009 tarihinde müvekkili tarafından feshedildiğini, buna rağmen davalının "......" ibaresini, unvansal kullanımı aşacak biçimde markasal olarak kullanmaya devam ettiğini, ayrıca tamamen gerçeğe aykırı ve haksız beyanlar içeren yazıları müvekkilinin müşteri çevresine ve iş ortaklarına gönderdiğini, bu yazılarda müvekkilinin markası üzerindeki gerçek hak sahibinin kendisi olduğunu ileri sürdüğünü, tabelalarında ve internet sitesinde de anılan ibarenin markasal kullanımına devam ettiğini, davalının bu kullanımının haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, davalının haksız rekabetinin tespitine ve önlenmesine, bu ibarenin davalının unvanından terkinine ve işletme adından çıkarılmasına, hükmün ilanına, internet sitesinin kapatılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini istemiş, karşı davada ise davacı karşı davalının, müvekkilinin markasının hükümsüzlüğüne ilişkin karar kesinleşmemesine rağmen müşteriler nezdinde ve ilgili çevrelerde müvekkilinin "......" markasını kullanmaya yetkili olmadığı yönünde kötüleyici söylemlerde bulunduğunu, bu yönde gazetede ilan yayınlattığını, diğer aldatıcı ve dürüstlük kuralına aykırı beyanları ile müvekkiline zarar verdiğini, ayrıca müvekkilinin müstahdemleri ile temas kurarak ve onları iğfal ederek müvekkilinin ticari sırlarını ifşa ettirici eylemlerde bulunduğunu ileri sürerek, davalının haksız rekabetinin tespitine ve menine karar verilmesini istemiştir.

    .
    Birleşen davada davacı vekili, müvekkili ile aynı zamanda müvekkili şirkette %40 hisseye sahip davalı arasında 2002 yılının Kasım ve 2003 yılının Ocak aylarında ... yıl süreli tek üreticilik ve satıcılık sözleşmesi ile ticari marka kullanıcı sözleşmesi ve lisans sözleşmesi imzalandığını, daha sonra marka tescili nedeniyle taraflar arasında anlaşmazlıkların doğduğunu, davalının ........2009 tarih ihtarnamesi ile taraflar arasındaki tüm sözleşmelerin feshedildiğini müvekkiline bildirildiğini, yapılan bu feshin haksız olduğu gibi usulüne de uygun bulunmadığını, müvekkiline herhangi bir önel verilmediğini ileri sürerek, söz konusu feshin iptaline, feshe konu sözleşmelerin ifasına devam olunmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davacı karşı ve birleşen davalı vekili, karşı dava ile birleşen davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, asıl davada, davanın kısmen kabulüne, haksız rekabetin tesbiti ile unvan terkini talebinin reddine, davalının hükümsüzlük kararının kesinleşmesinden sonra “......“ ibaresini markasal olarak kullanmasının önlenmesine, karşı dava ile birleşen davanın ise reddine dair verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce karşılık ve birleşen davadaki hükümlerin onanmasına, asıl davadaki hükmün ise davacı yararına bozulmuştur.
    Bu kez taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    ...-Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, asıl davada davalı, karşı ve birleşen davada davacı vekilinin asıl, birleşen ve karşı davaya ilişkin tüm, asıl davada davacı vekilinin ise kötüniyetli tescile dayalı olarak tazminat isteminde bulunulmamasına göre aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen diğer karar düzeltme isteklerinin reddi gerekir.
    ...-Asıl dava, davalının haksız rekabetinin tespiti, önlenmesi, “...” ibaresinin davalının ticaret unvanından terkini ve hükmün ilanı istemine ilişkindir. Mahkemece, unvan terkin istemi bakımından, taraflar arasında imzalanılan Ticari Marka Kullanma Sözleşmesinde "......" kelimesinin lisans alan firma tarafından firma adı olarak kullanılabileceğinin belirtildiği, davacının tüzel kişilik olarak davalı ... A.Ş"de % 40 oranındaki hisse ile kurucu ortağı olduğu, halen de ortaklığının devam ettiği, davalı şirket ana sözleşmesininde davalı şirket kurucu ortaklarınca ve davacı tarafından kendisince bu unvanın yeni kurulan davalı şirket unvanı olarak kullanılmasının kabul edildiği, dolayısı ile davalının "......" ibaresini unvan olarak kullanmasının lisans sözleşmesindeki bu izin hükmüne ve davacının şirket ana sözleşmedeki kendi imza ve muvafakatına dayandığı, davacının fesih beyanı ile taraflar arasındaki sözleşme sona ermiş ise de davalı şirket ana sözleşmesi halen şirket genel kurulunca bir değişikliğe gidilmediği sürece yürürlükte olduğu, davacı şirket hissedarı olduğu ve kendisininde imzaladığı şirket ana sözleşmesinin ... nci maddesindeki şirket unvanı unsurunu şirketler hukuku kapsamında düzeltip değiştirme imkanı varken bu yola gitmeyip, kendisinin de kurucu ortağı olduğu davalı şirket ile olan ikili sözleşmenin feshine dayanmasının TMK .... maddesine göre hakkın kötüye kullanılması teşkil edeceği, davacının davalı şirketteki % 40 oranında hissedarlığının halen devam ettiği gerekçesiyle reddedilmiştir.
    Ancak, taraflar arasındaki tüm sözleşmelerinin davacı/karşı davalı tarafından ........2009 tarihinde feshedilmesi karşısında, asıl davada davacı tarafından davalı şirkete verilen "......" ibaresinin davalı ticaret unvanında kullanımına ilişkin muvafakatın da geri alındığının kabulü gerekir. Diğer bir deyişle, davalının sözleşmeler kapsamındaki unvana ilişkin kullanımının haklı gerekçesi fesihle birlikte ortadan kalkmıştır.
    Öte yandan, ..... Sözleşmesinin .... maddesine göre, bir ticaret unvanı, ticaret markasının bir kısmını oluştursun veya oluşturmasın, birliğin bütün ülkelerinde başvuru ve tescil şartı olunmaksızın korunacaktır. Dava konusu "......" ibaresi de ......"de faaliyet gösteren davacı şirketin ticaret unvanının ayırtedici çekirdek kelimesi olduğundan anılan madde hükmü uyarınca tescil şartı olmaksızın ......"de de koruma altındadır. Bu nedenle, 6762 sayılı mülga TTK"nun 54"üncü maddesi kapsamında davacının unvan terkin istemi yasal hakkın kullanımı niteliğinde olup, aynı Kanun"un 279/.... maddesi gereğince ticaret unvanının ana sözleşmede yazılı olması zorunluluğu karşısında, davacının halen % 40 şirket ortağı olması da öncelik ve üstün hak sahibi

    olduğu "......" ibaresinin haklı sebebe dayalı olarak terkinine ilişkin talep bakımından TMK ..."nci maddesine aykırılık oluşturmaz. Bu bakımdan asıl davada davacı vekilinin bu yöne ilişen karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin 07/05/2015 gün 2014/9497 Esas, 2015/6559 Karar sayılı ilamının üç nolu bendinden sonra gelmek üzere Dairemizin anılan bozma ilamına eklenerek mahkeme kararının yukarıda açıklanan gerekçe ile de bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (...) nolu bentte açıklanan nedenle, asıl davada davalı, karşı ve birleşen davada davacı vekilinin asıl, birleşen ve karşı davaya ilişen tüm, asıl davada davacı vekilinin diğer karar düzeltme istemlerinin HUMK 442.maddesi gereğince REDDİNE, (...) nolu bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile 07/05/2015 gün 2014/9497 Esas, 2015/6559 Karar sayılı Dairemiz ilamının üç nolu bendinden sonra gelmek üzere mahkemece verilen kararın Dairemizin anılan bozma ilamına eklenen yukarıda açıklanan gerekçe ile de davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye ...,... TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/.... maddesi hükmü uyarınca takdiren 265,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen asıl davada davalıdan alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, aşağıda yazılı bakiye ...,... TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/.... maddesi hükmü uyarınca takdiren 265,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen karşı ve birleşen davada davacıdan alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, .../.../2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    ...- Dava, haksız rekabetin tespiti ticaret unvanının terkini istemlerine ilişkindir.
    ...- Davalı şirketin ticaret unvanı, tescil olunduğu 2002 yılı itibariyle ortaklık ana sözleşmesi ile “...... Koltuk Sistemleri A.Ş.” şeklinde kararlaştırılmış ve ticaret siciline tescil edilmiş olup, sermaye yapısı itibariyle davalı şirketin %40 hisse oranı da davacı ... GmbH’ya aittir.
    ...- Davacı ... .... davalı şirketle yapmış oldukları sözleşmelerin feshedilmiş olması nedeniyle, “......” ibaresinin davalı şirketin ticaret unvanından terkin edilmesini talep etmektedir.
    ...- Ticaret unvanları, bir ticari işletmenin faaliyetlerinin diğer ticari işletmenin faaliyetlerinden ayırt edilmesine yarayan tanıtıcı işaretlerdendir. Her tacir, ticari işletmesine mütaallik muameleleri ticaret unvaniyle yapmaya ve işletmesiyle ilgili senet ve sair evrakı bu unvan altında imzalamaya mecburdur. Olay tarihinde yürürlükte olan 6762 S. TTK (TTK) m. 42/son uyarınca, Merkezleri ...... dışında bulunan ticari işletmelerin ticaret unvanlarının korunması için ......’de bir şube açmaları ve ...... şubeleri için ikametgahı ......’de bulunan tam salahiyetli bir ticari mümessil tayin etmeleri mecburidir.
    ...- TTK m. 45 uyarınca  Anonim şirketler, işletme mevzuu gösterilmek ve 48 inci madde hükmü mahfuz kalmak şartiyle ticaret unvanlarını serbestçe seçebilirler. TTK m. 47 uyarınca, Bir hükmi şahsın ticaret unvanına ......’nin her hangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş bulunan diğer bir unvandan ayırdedilmesi için gerekli olduğu takdirde, lüzumlu ilavelerin yapılması mecburidir.
    ...- Ticaret unvanının terkini istemi TTK m. 54 te yer alan “Ticaret unvanı kanuna aykırı olarak başkası tarafından kullanılan kimse, bunun men’ini ve haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini ve zarar görmüş ise, kusur halinde bunun da tazminini istiyebilir” şeklindeki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, unvanın kullanımının kanuna aykırı olması gerekir.
    ...- Bunun dışında, TTK 57/... uyarınca, başkasının haklı olarak kullandığı ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtalariyle iltibasa meydan verebilecek surette, ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtaları kullanmak eylemi haksız rekabetin bir türü olarak kabul edilmiş olup, TTK m. 58 uyarınca haksız rekabetin men ve giderilmesi davası yoluyla da iltibas teşkil eden haksız ticaret unvanının terkini yoluna gidilebilecektir.
    ...- Somut olayda, davalı şirketin ...... ibareli ticaret unvanını, tescil edildiği tarihten itibaren, taraflar arasında, davalı şirketin kuruluşundan sonra imzalanan lisans sözleşmelerinin sonlandırıldığı 2009 yılı Ekim ayına kadar sorunsuz olarak kullandığı, ancak bu tarihten sonra taraflar arasında çeşitli ihtilaflar çıktığı ve davalı şirketin ...... unvanının davalı şirket tarafından kullanımına karşı çıktığı anlaşılmaktadır.
    ...- Davacı şirket, davalı şirketin kuruluşunda %40 oranında hissedar olup, kendisinin de diğer Türk ortaklarla oybirliğiyle şirket unvanını ...... A.Ş. olarak belirledikten sonra ve halen de aynı şekilde ortaklığını sürdüğü halde, TTK 54 ve TTK 58 uyarınca davalı şirketin “......” ibareli ticaret unvanının terkinini talep etme hakkı bulunmamaktadır. Zira, hem davalı şirketin ticaret unvanının haksız olarak tescil edilmemiş olması, hem de tescil edildiği 2002 yılı itibariyle ......’de tescilli her hangi bir tanıtıcı işaret (marka, unvan, ticari işletme adı) ile iltibas doğuracak bir işaret olmaması nedeniyle, hukuka uygun olarak tescil edilen bir tanıtıcı işaretin yıllar sonra ortaklar arasında sorun çıktığı gerekçesiyle terkini istemi hukuka uygun bir istem değildir.
    ...- Davacı şirketin başlangıçta kendisinin de şirket ana sözleşmesini imzalamak suretiyle muvafakat gösterdiği bir tanıtıcı işaretin, şirket kendisini uzun yıllar bu isimle tanıttıktan sonra, terkinini istemesi çelişkili davranış yasağına, dolayısıyla MK m. ...’ye aykırılık teşkil edecektir.


    ...- Her ne kadar davalı şirketin ...’da ...... ibaresi kendisi adına davalı şirketten daha da önce ticaret unvanı olarak tescilli ise de, ticaret unvanlarının koruma çevresi tüzel kişiler yönünden TTK m. 47 uyarınca sadece ...... hudutlarıyla sınırlıdır. Diğer bir anlatımla, korumada ülkesellik ilkesi geçerli bulunmaktadır.
    ...- ......’nin de taraf olduğu .... Sözleşmesi’nin m. ... de yer alan “Bir ticaret unvanı, bir ticari markasının bir kısmını oluştursun veya oluşturmasın, Birliğin bütün ülkelerinde başvuru ve tescil zorunluluğu olmaksızın korunacaktır” şeklinde olup, uluslararası sözleşmenin söylemek istediği husus, “Birliğe (Sözleşmeye) taraf bütün ülkeler, kendi ülkelerinde ticaret unvanlarını, o ticaret unvan ticaret siciline tescil edilmemiş olsa bile korumalıdır, üye ülkeler kendi ülkelerinde bir tanıtıcı işaretin ticaret unvanı olarak kullanılması ve tanıtılmış olmaları halinde, sırf tescilli olmadıkları gerekçesiyle o unvanı korumaktan geri durmamalıdır.
    ...- .... Sözleşmesi m. ... deki hüküm, Dairemiz çoğunluğunun kabul ettiği gibi, .....’da tescilli ticaret unvanına ......’de de uluslararası koruma vermemektedir. .... Sözleşmesine taraf hiçbir ülkede de böyle bir kabul ve anlayış bulunmamaktadır. Şayet davacı “.... ......”, davalı şirketin kurulmasından önce, ......’de bir ticari işletme açmış olsa ve bu işletmenin faaliyetlerinde, tescil ettirmeksizin “......” tanıtıcı işaretini kullanmış olsaydı, o takdirde, bu işareti üçüncü kişilerin .... ......’den önce, ancak onun ticari faaliyetinden sonra ......’de tescil ettirmesi halinde TTK 57/... uyarınca, o kişinin sonradan tescil ettirdiği ticaret unvanının terkini talep edilebilirdi. Oysa somut olayda, davacı ...’in davalı şirketin kuruluşundan önce ......’de bir ticari işletme açması veya işletmesi söz konusu değildir. .... Sözleşmesi, sadece ....mükerrer ....maddesinde tanınmış markalar yönünden, bir ülkede tescil edilmiş olan ancak birliğe dahil diğer üye ülkelerde de tanınmış olan markalara, o ülkede tescil edilmemiş olsa bile uluslararası koruma sağlamaktadır. Bu husus ....mükerrer ....maddenin başlığında yer alan “Markalar: Bir Birlik Ülkesinde Tescil Edilen Markaların Birlik Üyesi Diğer Ülkelerde Korunması” şeklinde ifade edilmiştir.
    ...- Yukarıda anılan gerekçelerle, ticaret unvanları yönünden yerel mahkeme kararı ile Dairemizin bu kararı onayan 07.05.2015 tarih ve 2014/9497-2015/6559 sayılı kararını yerinde bulduğumdan, Heyetimiz çoğunluğunun karar düzeltme aşamasında, onama kararının kısmen kaldırılması ve mahkeme kararının ticaret unvanı yönünden verdiği davanın reddi kararını bozulması yönündeki görüşlerine katılmıyorum.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi