Davacı, 1.1.1985 ile dava tarihi arası Esnaf Bağ-Kur sigortalılığı dışlanarak tarım Bağ-Kur sigortalılığı olduğu tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının 1.1.1985-5.6.2006 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu sigortalı olduğu süreler dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Yapılan incelemede, davacının 20.3.1985 tarihli bildirge üzerine davalı Kurumca resen 01.01.1985 tarihi itibariyle tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescil edildiği, davacının 15.10.1984 tarihinde, verdiği bildirge üzerine muhtarlık görevi nedeniyle 2108 sayılı Yasa gereğince 25.3.1984 tarihi itibariyle 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olarak kayıt ve tescil edildiği bu sigortalılığının 26.3.1989 tarihine kadar devam ettiği ihtilaflı dönemde davalı Kurumca davacının giriş bildirgesi verildiği ve kayıt ve tescil edildiği tarihlerde 1479 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu sigortalı olduğunun öğrenilmesi üzerine sigortalılığının başlangıç tarihinden itibaren iptal edildiği, davacının zirai arazinin bulunduğu, ziraat odası kayıt tarihinin çelişkili bildirildiği anlaşılmaktadır.
Sosyal Güvenlik Sistemimizde çifte sigortalılığa yer verilmemiş olup gerek 1479 sayılı yasa"nın 24. maddesi ile 2108 sayılı Yasa"nın 4. maddesi gerekse 2926 sayılı Yasa"nın 2. maddesine göre davacının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olarak çalışması mümkün değildir. Çifte sigortalılık veya çakışan sigortalılık olarak adlandırılan böyle bir durumda önceden başlayıp devam eden sigortalılığa değer verilerek sorun çözüme kavuşturulmaktadır. Somut olayda davacının önceden başlayan sigortalılığı 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılık olduğundan 1.1.1985 tarihli tescil işleminin davalı Kurumca iptaline ilişkin işlem doğru olmakla tarım Bağ-Kur sigortalılığında geriye doğru tescil mümkün bulunmadığından 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın başlatılabilmesi için doğrudan prim yatırılması veya aynı Yasa"nın 36. maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yoluyla prim kesintisi yapılması gerekmektedir. Yapılacak iş; davacıya ihtilaflı olan 26.3.1989-5.6.2006 tarihleri arasındaki dönemde ürün sattığı kişi, kurum ve kuruluşların isimlerini açıklattırmak, bu kişi, kurum ve kuruluşlardan ürün bedelinden prim kesintisi yapılıp yapılmadığını sormak, yapılmış ise belgelerini getirtmek, hiç kesinti yok ise istemin reddine karar vermek, kesinti var ise kesintinin yapıldığı tarihi takibeden aybaşından itibaren tescil edilmiş sayılacağı gözetilerek kesintinin bulunduğu yıllarda tarım Bağ-Kur sigortalılığının kabulüne karar vermek, kesintinin bulunmadığı yıllarda 2926 sayılı Yasa"nın 10. maddesinde belirtilen kayıtlar araştırılarak davacının ziraat odası kaydınında hangi tarihte başladığı tesbit edilerek tüm deliller birarada değerlendirilerek sonuca varmak 1.1.1985-26.3.1989 tarihleri arasındaki döneme ilişkin istemin reddine karar vermektir.
Mahkemece yukarıda açıklanan hukuki ve maddi olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.1.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.