16. Hukuk Dairesi 2015/1456 E. , 2016/3682 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 104 ada 113 parsel sayılı 349.799,97 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kamu orta malı - mera vasfıyla sınırlandırılmıştır. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın bir bölümünün adına tescili talebiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda çekişmeli 104 ada 113 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile, fen bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 10325.64 metrekare yüzölçümündeki bölümün çayır vasfı ile davacı ... adına aynı ada son parsel numarası ile tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu bölüm dışında kalan bilirkişi raporunda (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlerin mer"a vasfı ile özel siciline tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın fen bilirkişisi raporunda (B) harfi ile gösterilen alanının kadastro tespit tarihine kadar davacı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddesi koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece tek ziraat bilirkişi tarafından düzenlenen soyut ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmiş, ayrıca dinlenilen yerel bilirkişi ve tanıklardan taraf yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığını denetlemeye elverir şekilde somut ve maddi olaylara dayalı yeterli beyan alınmamış, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmemiştir. Öte yandan mahkemece taşınmazın öncesinin zilyetlikle iktisaba elverişli tarım arazisi olup olmadığı ve davacının zilyetlik süresi tam olarak yeterince araştırılmamıştır. Böylesine yetersiz inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz. O halde, doğru sonuca varılabilmesi için; çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra taşınmazlar başında davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, fen bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşturulacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, zilyetliğin hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup somut ve maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın niteliği, kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmıyor ise ne kadar süredir kullanılmadığı, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve taşınmazın kalan bölümü ile arada ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını açıklar nitelikte ayrıntılı ve gerekçeli, taşınmazların fotoğrafını da içeren rapor alınmalı, fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmazın ekilip sürülen ve boş kalan bölümleri ayrı ayrı işaretlettirilmeli, davacının ekonomik amaca uygun kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği belirlendiği takdirde 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesindeki miktar kısıtlaması göz önüne alınarak davacı adına belgesizden tespit edilen taşınmazlardan dosyada eksik olan 101 ada 13 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağı getirtilerek, davacının zilyetlik yolu ile edinilebilecek miktar sınırı göz önünde bulundurulmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 05.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.