3. Hukuk Dairesi 2014/4929 E. , 2014/11216 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/12/2013
NUMARASI : 2012/374-2013/591
Taraflar arasında görülen istirdat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacılar vekili dava dilekçesinde -özetle-; İ.İli, Ş. İlçesi, K. Mah. .. ada, .. parsel sayılı taşınmazın İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına kayıtlı iken müvekkilleri tarafından, ihale ile 1.000 TL bedelle satın alındığını, tescil aşamasında taşınmazla ilgili işlem yapmak üzere tapuya başvurduklarında taşınmazların tapu kaydında "Sultan Beyazıt Vakfından mukataalı" şerhinin bulunduğu için 100.000 TL taviz bedeli ödediklerini, davalı idare tarafından haksız olarak iktisap edilen taviz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; istirdadı talep edilen taviz bedelinin İstanbul Belediyesi tarafından yatırıldığını yine idarece 27.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 18. maddesine istinaden alınan bir bedel olduğunu, anılan maddeye göre tapu kayıtlarında icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar, işlem tarihindeki emlak vergisi değerinin yüzde onu oranında taviz bedeli alınarak serbest tasarrufa terkedilir hükmünü getirdiğini, Sultan Beyazıt Vakfı"nın sahih bir vakıf olduğu, bu nedenle taviz bedelinin tahsilinin yerinde olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
5737 Sayılı Vakıflar Kanunu 27.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Sözü edilen 5737 Sayılı Vakıflar Kanununun 18.maddesinde; “Tapu kayıtlarında, icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar, işlem tarihindeki emlak vergisi değerinin yüzde onu oranında taviz bedeli alınarak serbest tasarrufa terk edilir. Ancak miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlar tavize tâbi değildir.” hükmüne vaz"olunmuştur.
Yasanın 3.maddesinde yapılan tanıma göre de; mukataalı vakıf: zemini vakfa, üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise; değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder.
Hal böyle olunca; somut uyuşmazlığının çözümü için, kayda işlenen Sultan Beyazıt Vakfı’nın mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının veya miri arazilerde mukataalı hayrata tahsis edilmeyen ve aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığı yöntemince araştırılması gerekir.
Mahkemece; hükme esas alınan bilirkişi raporu, vakfın niteliğinin belirtilmesi açısından hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır.
Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi ve hukuki durumları ayrı ayrı olacağından bu taşınmazların kadim köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk topraklar içinde olup olmadığı vs. hususların keşfen ve uzman bilirkişiler marifetiyle saptanmalıdır.
Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır. Vakfiye örneği ve ilk tesisten itibaren durumu gösterir tapu kaydı celbedilerek yukarıda anlatılan ilkeleri kapsar biçimde bilirkişi görüşüne başvurulduktan sonra sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.