Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7578
Karar No: 2016/5476

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/7578 Esas 2016/5476 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/7578 E.  ,  2016/5476 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ile ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili, 26.06.2003 günlü dilekçesinde müvekkilleri adlarına tapuda kayıtlı bulunan ... köyü 364 parsel sayılı taşınmazın yörede 1996 yılında ilk kez yapılan ve 18.07.1998 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu sırasında orman sınırları içine alınması işleminin yanlış olduğunu iddia ederek, bu yere ait sınırlamanın iptalini istemiştir.
    Mahkemece davanın kabulüne; 364 sayılı parselin orman olarak sınırlamasına ilişkin 63 numaralı Orman Kadastro Komisyon kararının iptaline, taşınmazın orman sınırları dışına çıkartılmasına karar verilmiş, hükmün davalı ... Yönetimi tarafından temyizi üzerine, Dairenin; 15/02/2005 gün ve 2004/8400 E. - 2005/1256 K. sayılı kararıyla [ İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve gezici arazi kadastro mahkemesinin 25.10.1955 tarih ve 1955/1112 - 1154 sayılı kararının, HUMK"nın 237. maddesi anlamında tarafları bağlayan kesin hüküm niteliğinde olduğu gibi, çekişmeli taşınmazın uzman orman bilirkişi kurulu tarafından resmî belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,] karar verilmiş, davalı ... Yönetimi vekilinin karar düzeltme talep etmesi üzerine Dairenin 26/06/2013 gün ve 2013/3777-7234 sayılı ilamıyla onama kararı kaldırılarak hüküm bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle; “Davalı ... Yönetim vekilinin karar düzeltme istemi üzerine, dosya şu aşamaları geçirmiştir: Dairenin 10/02/2006 gün ve 2005/14419-2006/1331 sayılı iade kararı ile “... köyü 364 sayılı parselin 06.01.1954 tarihinde yapılan kadastro çalışmalarında ... ve ... adına tespit edildiği, ... ve ... Yönetimine açtığı dava sonunda, Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 25.10.1995 tarih ve 1955/1112-1154 sayılı kararı ile feragat nedeniyle davaların reddine karar verildiği, hükmün kesinleşerek taşınmazın 09.05.1956 tarihinde gerçek kişiler adına tapuya kayıt tescil edilmişse de, 25.10.1995 tarih ve 1955/1112-1154 sayılı hüküm ... ve ... Yönetimi tarafından temyiz edilmesi sonucu bozulması nedeniyle ortada kesinleşmiş bir ilâm ve kadastro tesbit tutanağı henüz bulunmamaktadır. Çekişmeli 364 parsel sayılı taşınmaz hakında Karaisalı Kadastro Mahkemesinde açılan ve yürütülen kadastro tesbitine itiraz davası halen derdest olduğuna göre, bu dava nedeniyle yörede 1998 yılında yapılan orman kadastrosu kesinleşmeyeceğinden, eldeki 10 yıllık süre içinde tapuya ve kesin hükme dayanılarak açılan orman kadastrosunun iptali davası aynı zamanda orman kadastrosuna ve kadastro tesbitine itiraz davasına da dönüşür. Kural olarak; 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesine göre açılan orman kadastrosuna itiraz davalarına bakmakla kadastro mahkemesi görevlidir. Görev; kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re"sen kendiliğinden gözetilmelidir. Somut olayda; davaların geçirdiği aşamalar nedeniyle eldeki orman kadastrosuna itiraz davası aynı zamanda kadastro tesbitine itiraz davasını da içerdiğinden ve 3402 sayılı Kanunun 26. maddesine göre bu tür davalara bakmakla kadastro mahkemesi görevli olduğundan, her iki dava arasındaki maddî ve hukukî bağlantı nedeniyle HMK"nın 166. maddesine göre davalar birleştirilerek görevli bulunan kadastro mahkemesinde bakılması gerektiği de ayrıca düşünülmelidir.” demiştir.
    Mahkemece bozma ilâmı taraflara tebliğ edildikten sonra; taraflarca takip edilmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ile çekişmeli taşınmazı satın alan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Eldeki dava, orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraz davası niteliğindedir.
    Yörede 18.07.1998 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ile 2/B madde çalışması bulunmaktadır.
    Davacılar vekili, yargılamanın 18/09/2014 günlü duruşmasına katılmamış ve mazeret bildirmiş, sonraki duruşma gününü de UYAP"tan öğreneceğini beyan etmiştir. Mahkemece, mazeret isteminin kabulüne, duruşma gün ve saatinin UYAP"tan öğrenilmesine karar verilmiş, istem uyarınca yeni oturum günü davacı vekiline tebliğ olunmamıştır. Daha sonra, 13/11/2014 günlü duruşmaya davacılar vekili katılmadığından dosya işlemden kaldırılmış, 3 aylık süre içinde dosya yenilenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
    1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda mazereti kabul edilen tarafa yeni oturum gününün bildirimi konusunda bir düzenleme bulunmamaktadır. Yargılama esnasında yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"da da bu yönde bir usûl getirilmemiştir. Kural olarak, yargısal işlemler açıklama (tefhim) veya bildirim (tebliğ) ile sonuç doğuracağından, ilgilisi hakkında menfi sonuç doğuracak işlemlerin 7201 sayılı Tebligat Kanununda yer alan düzenlemeler gereğince bildirilmesi gerekir. Anılan Kanunun 10. maddesi uyarınca, tebligatın bilinen son adreste yapılması zorunlu olup, ancak ilgilisinin başvurusu veya kabulü halinde her yerde tebligat yapılabilmesi mümkündür. Bilinen son adres dışında yapılan tebligat, başvuru veya kabul koşuluna bağlı olup aksine uygulama hukukî sonuç doğurmaz. Nitekim, Hukuk Genel Kurulunun, 06/04/1955 gün ve 1591/1690 sayılı kararında da; “Duruşmanın talikine dair talebi mahkemece kabul edilmiş olmakla, duruşma için tayin edilen günün usûlüne tevfikan bildirilmesi icap eder. Dilekçede duruşma gününün kalemden öğrenileceğinin beyan edilmesi, bu usûlî muamelenin ihmalini gerektirmez” görüşü benimsenmiştir. Şu halde, usûle uygun bildirim yapılmadan dosyanın işlemden kaldırılması ve akabinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir. Kaldı ki, hükmüne uyulan bozma ilamında belirtildiği üzere orman tahdidinin iptali olarak açılan dava yargılama sırasında orman tahdidine ve kadastro tespitine itiraza dönüşmüştür. 6831 sayılı Kanunun 11 ve 3402 sayılı Kanunun 26. maddesi uyarınca bu davalara bakma görevi Kadastro Mahkemesine aittir. Genel mahkemelerin, kadastro tutanağı düzenlenmiş bulunan davalara bakması olanaklı değildir. Genel mahkemeler, tarafların isteğine bağlı olmadan, dosyayı bir görevsizlik (devir ve tevdi) kararı ile kadastro mahkemesine aktarır. Hemen belirtilmelidir ki, mahalli mahkemelerce doğrudan doğruya verilen aktarma kararı, teknik anlamda bir görevsizlik kararı değil, sadece bir devir kararı olması nedeniyle taraflar duruşmaya gelmeseler dahi dosyanın görevli mahkemeye devrine karar verilmesi gerekmekte olup yazılı şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar ve ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 12/05/2016 günü oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi