Davacı, meslek hastalığı sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Hüküm, İş Mahkemesinden verilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8.maddesi hükmüne göre ise, İş Mahkemelerinden verilmiş bulunan nihai kararların 8 gün içinde temyiz edilmesi gerekir.
Olayda hüküm 28.06.2006 tarihinde temyiz edenlerden A.Ş. ve Ş.H. Limited Şirketi vekillerinin yüzüne karşı tefhim edilmiş temyiz ise 25.09.2006 tarihinde vukubulmuştur. Şu duruma göre davada 8 günlük temyiz süresi fazlası ile geçmiştir.
O halde, 1.6.l990 Tarih ve l989/3 E. 1990/4 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı da gözönünde tutularak A. Ş. ve Ş. H. Limited Şirketi’nin temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden reddi cihetine gitmek gerekmiştir.
2- Davalılardan F. Y.’nın temyiz itirazlarına gelince; Hükmün verildiği son celse kendisi veya vekili duruşmada hazır olmadığından ve yöntemine uygun olarak kendisine karar tebliğ edilmediğinden temyizin süresinde yapıldığı kabul edilmelidir.
Mahkemece; Ceza Mahkemesince verilen mahkumiyet kararında hükme esas alınan kusur oranını kabul ederek sonuca gidilmiştir.Borçlar Kanunu"nun 53.maddesine göre, Ceza Mahkemesinden verilen mahkumiyet kararı maddi anlamda bağlayıcı ise de, kusur dağılımı yönünden hukuk hakimini bağlamaz.
Olay iş kazası olup, iş hukuku ve sosyal güvenlik ilkeleri çerçevesinde değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Bu bakımdan insan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işverenin işçilerin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanunun"nun 77.maddesinin açık buyruğudur. İş kazasından doğan tazminat davalarının özelliği gereği, İş Kanunu’nun 77. maddesinin öngördüğü koşulları gözönünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü"nün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmelidir. Hal böyle olunca, ceza davasındaki kusur raporunun hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez.
Yapılacak iş, dava konusu iş kolunda işgüvenliği uzmanı olan bilirkişilerden kusura ilişkin bilirkişi raporu alınarak olayı hiç bir tereddüde yer bırakmayacak açıklıkta aydınlatarak sonuca varmaktır.
Mahkemece, yukarda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin ve ceza mahkemesince alınan kusur raporunun hukuk hakimini bağlamayacağı düşünülmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
3-Dava, iş kazası nedeniyle sürekli işgöremezlik sonucu uğranılan manevi tazminat istemine ilişkindir. Öte yandan, sigortalıda oluşan sürekli işgöremezlik oranı, sigortalıya bağlanan peşin sermaye değeri ile tazminatın miktarını doğrudan etkilediği tartışmasızdır. Somut olayda, davacıda mevcut sürekli işgöremezlik oranının belirlenmediği dosya içerisindeki belgelerden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte kazanma güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin saptanması gerektiği açık-seçiktir.
Mahkemenin, sigortalıda oluşan meslekte kazanma güç kayıp oranını yöntemince araştırmak ve sonucuna göre karar vermesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı F.Y.’nın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı F. Y."nın manevi tazminatın miktarına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine,12.02.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.