Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen, 369.324.09 YTL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 13.02.2007 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı vekili Avukat A.Ö. ile T.K.İ.Genel Müdürü M.K. ile karşı taraf vekili D.Ş. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatlar ile Genel Müdürün sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıda karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava; Davalı tarafça işletilen G. L. İşletmesinde yeraltı maden işçisi olarak çalışmakta iken, 21.04.2005 tarihinde meydana gelen grizu patlaması sonucu ölen Y.D.’nın eşi, çocukları, annesi, babası ve kardeşlerinin maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece davacıların maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmişse de maddi tazminatın belirlenmesine esas hesap raporunun hatalı olduğu, manevi tazminatların ise takdirinde yanılgıya düşüldüğü anlaşılmaktadır.
Davacılar murisinin yeraltı maden işçisi olduğu taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık hak sahiplerinin maddi tazminatlarının hesaplanmasındaki yöntemden kaynaklanmaktadır. Yeraltı maden işçilerinin zararlarının tespitinin ; sigortalının, 50 yaşının ikmaline kadar yeraltındaki koşullar nazara alınarak işyerinde geçerli olan ücretlerle, 50 ile 60 yaşları arasında ise yerüstünde asgari ücretle çalışıp gelir elde edeceği, 60 yaştan sonra ise bakiye ömrüne kadar (pasif dönemde) elde edeceği kazançların göz önünde tutulacağı Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri gereğidir.Mahkemece hükme esas alınan 25.04.2006 tarihli hesap bilirkişi raporunda davacılar murisinin 50-60 yaşları arasında yerüstünde asgari ücretle çalışıp gelir elde edeceği kabul edilerek hesap yapılması doğrudur.Ne var ki hak sahiplerinin pasif devreye sarkan zararları hesaplanırken, pasif devrenin 60 yaş yerine 50 yaşından başlatılarak 50-60 yaşlar arasında mükerrer hesap yapılmak suretiyle davacı eş S. D.’nın tazminatının fazla çıkarılması isabetsizdir.
Davalının manevi tazminatlara yönelik temyizine gelince; Olayın oluş şekline, müterafik kusur oranlarına, husule gelen elem ve ızdırabın derecesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumuna, paranın alım gücüne, özellikle 26.6.1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararının içeriğine ve öngördüğü koşulların somut olayda; gerçekleşme biçimine, oranına, niteliğine hak ve nesafet kurallarına göre, davacı eş Saniye Dağcı yararına 150.000,00YTL,çocuk A.O.D. yararına 75.000,00YTL, anne Fadime Dağcı ile baba A.O.D.için ayrı ayrı 35.000,00’er YTL ve davacı kardeşlerden her biri yararına 5.000,00YTL olarak hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğu açıkça belli olmaktadır.
Mahkemenin, belirtilen maddi ve hukuksal olguları dikkate almadan hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının B.K.’nun 43-44. maddelerinin uygulanmasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik değerlendirilmesine yer olmadığına, davalı yararına takdir edilen 500.00 YTL. duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 13.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.