MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili,iş sözleşmesinin emeklilik koşullarının oluşması nedeniyle son bulduğunu öne sürerek kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
İşin esasının incelenmesine geçilmeden önce, Mahkemece ek bir karar ile hükmün değiştirilip değiştirilemeyeceği hususunun irdelenmesi gerekmektedir.
Mahkemece taraf vekillerinin yüzüne karşı açıklanan 25.05.2016 tarihli kısa kararda; kıdem tazminatı, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplanan miktarla hüküm altına alınmıştır. Gerekçe de bu kısa karara uygun olarak oluşturulmuştur. Ne var ki; bundan sonra 27.06.2016 tarihli ek bir karar ile; davacının ıslah talebi olmadığı halde maddi hata ile bilirkişi raporunda hesaplanan 4.919,80 TL kıdem tazminatının tamamının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, kararda bu haliyle talebin aşıldığı, gerekçeli kararın taraflara henüz tebliğ edilmediği gerekçesiyle bu kez dava dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak yeni bir hüküm kurulmuştur.
Mahkemece davada verilen davanın kabulüne ilişkin kısa karar, bir davayı sona erdiren temyizi mümkün olan (nihai) son kararlardandır. Bu kararla mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Bu aşamada yapılması zorunlu iş, gerekçeli kararı kısa karar doğrultusunda ve kanuni gerekçeleriyle birlikte mahkemenin yazmasından ibarettir. Artık bu karardan dönme (rücu) imkanı bulunmamaktadır.
Karar açıklandıktan sonra bundan dönülerek yeni ve farklı bir hüküm kurulamaz. Aksinin kabulü mahkemelere güveni sarsacağı gibi Anayasa ve kanunlarda yer alan açık kurallara aykırılık oluşturur.
Açıklanan nedenle, doğru ve gerçeğe uygun, çelişkili olmayan bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
Öte yandan, davalı şirket “Anonim Şirket” olmasına karşın karar başlığında şirketin unvanının “Limited Şirketi” olarak gösterilmesi de doğru bulunmamıştır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyizlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.